Gökkuşağı Bilmecesi - M. DEMİREL /Dipsiz kuyularında bırakma beni.
"Yeni umutlara gebe bir gün, merak uyandıran bir kitabın ilk sayfaları." (s. 17)
Her şey bulunduğum coğrafyadan bin kilometre uzakta, bir imza gününde, hiç tanımadığım bir yazardan adıma bir kitap imzalatılmasıyla başladı. Ve ben bu imza gününden sonra kitabın elime geçmesi için geçen süreyi iple çektim.
Gökkuşağı Bilmecesi
Bir şiir kitabı...
Kısa, anlamlı, bir çırpıda bitebilecek ama kimi cümleleri bir ömür içinizde yer edecek, yeni basılmış bir kitap.
Şiirlerin altlarında yazım tarihleri yer alıyor. Çok farklı yılların, çok farklı duyguların ürünü...
Aşk, yalnızlık, aile konularının yanında toplumsal şiirler de yer alıyor. İşçiler, geçim sıkıntısı...
"Mavi; mutluluğun rengiydi,
Siyah; ekmeğin yanığı." (s. 64)
"Bir şiir olur gelirsin
Bir türkü olur kalırsın." (s. 40)
İşin özü ne şiir olup gidiliyor ne türkü olup kalınıyor. Geleni de vuruyor şiir, kalanı da. Geleni de acıtıyor türkü, kalanı da... En büyük yarayı şiir ve türkülerden alıyoruz. İşin tuhafı ne zaman canımız yansa yine ikisine koşuyoruz. Kendi ruhumuzun düşmanlarıyız. Bu yüzden böyle kitapları sevişimiz. Ne demiş şair: Varlığın aşk, yokluğun şiir. (s. 8)
"Dipsiz kuyularında bırakma beni." (s. 20)
Yusuf değiliz çıkalım, Mısır'a sultan olalım. Boğulur gideriz... Artık hiçbir şiir kurtarmaz bizi.
Yazarın ilk şiir kitabı. Doç. Dr. Yusuf Arslan'ın tabiriyle:
İlk sevinci,
ilk göz ağrısı.
Uygulamadaki ilk okuru,
Uygulamaya ekleten isim de ben oldum.
Okuru bol olsun...
