İtilaf ve onun Osmanlı siyasetini belirleyen İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu'nun hacim politikaları üretmesine, yani elindeki en esaslı jeostratejik avantajlar olan büyük yüzölçümünü ve Boğazlar'ı nesnel anlamda olması gerektiği gibi birer kaldıraç olarak kullanmasına şans tanımamıştır. Halbuki ancak bu tür avantajların bir ülkeye kıymeti harbiye kattığı, sahip olduğu gücün daha ilerisine taşıdığı, daha kaale alınması gereken bir oyuncuya dönüştürdüğü açıktır. İtilaf Devletleri gerçekten de Rusya'ya giden ikmal yollarını kapanmış; Rusya'nın cephe sayısını Batı cephelerinden asker çekmesine yol açacak pahada çeşitlenmiş; Almanya'yı Boğazlar ve Süveyş'te rahatlamış; Avusturya'yı da Almanya'ya daha fazla yardım yapabilir hale gelmiş görmek istemiyorlar idiyse, bunun yolu Osmanlıları anlamsız olacağını, sürdürülemeyeceğini herkesin bildiği garip bir statüde kalması için zorlamak değil, yanlarına çekmek için her şeyi yapmalarıydı.
Sayfa 352
" George Eliot'ın Bay Lewes ile evlilik dışı ilişkisi kamuoyunda infiale neden olmuştu. Yazarın bu baskılar yüzünden şehirden kaçıp inzivaya çekilmesi eserlerini elbette kötü etkilemişti. Kendi isteğiyle gelenler dışında evine kimseyi davet etmediğini söylüyordu. Aynı dönemde Avrupa'nın öbür ucunda ise Tolstoy asker olarak her sınıftan ve kadınla özgür bir yaşam sürebiliyor, bu nedenle kimse onu yargılamıyor, romanlarının derinliği ve gücü büyük ölçüde buna dayanıyordu. "
Reklam
" Kadın 19. yüzyılda bile yalnız kendi evinde ve duygu dünyasında varlık gösterebiliyordu. 19. yüzyılda kadınların yazdığı önemli romanlar onların cinsiyetleri gereği bazı toplumsal deneyimlerden dışlanmış olduklarını derinden hissettirir. Kurmacada deneyimin önemini anlatmaya gerek yok. Örneğin, Conrad denizlere açılamasa romanlarının en güzel bölümleri büyük yara alırdı. Tolstoy bir asker olarak savaşı ya da eğitimiyle her şeyi deneyebilen zengin bir genç olarak yaşamı ve toplumu bilmiyor olsa, Savaş ve Barış son derece kısır bir eser olurdu. "
29 Mayıs günü büyük hücum için saf düzenine giren askerler sultanın konuşması ile cesaretlendirildi. Gün doğmak üzereyken hünkâr büyük hücum emrini verdi. Karadan ve denizden en güçlü şekilde hücum başladı. Hafif piyadelerin ardından Anadolu askerinin saldırısıyla 300 kadar asker gedikken içeri girmeyi başarmıştı. Bunu gören yeniçeri aynı yoldan göğüs göğüse çarpışarak içeri girdi. O sırada surlarda Osmanlı sancağı dalgalanmaya başlamıştı. Belgradkapı ile Edirnekapı arasındaki direniş hattının kırılmasıyla Bizans savunması çöktü. Bizans İmparatoru, Edirnekapı civarında savaşarak ölmüştü.
Sayfa 148Kitabı okudu
Ala{*
Bir an göğsüme bir ağırlık düştü.Abim de böyle bir durumda bulunmuş muydu? Babamla abimi uzun süreli görmediğimiz zamanlar oluyordu, o zaman böyle görevlerde mi oluyorlardı? Düşük ihtimaldi belki o kadar asker varken onların gitmesi ama bu görevin özellikle bana verilmesi gibi ya onlara özel görevler de olduysa? Nefret etmiştim bir an. Geçmişten, insanların kötülüğünden, onların suçlarının cezasını bizim çekmemizden... İntikamın tercih olduğunu biliyordum. Burada olmamın tek suçlusu ve sorumlusu bendim, biliyordum. Her şeyi bırakıp hayatıma devam edebilirdim. İstemiyordum ama.
Sayfa 154 - Parola yayınlarıKitabı okudu
'Bir asker ölsün (şehit olsun) diye gerekirse 40 Kürt'ü öldürürüm, diye ses kayıtları deşifre edilen PKK'lılar ise insanımızın canını hiçe sayarak kardeş kavgası çıkartmaya çalışıyor.'
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.