Merhabalar,
Yazmayı her ertelediğim bir incelemeydi. Çünkü yazarı tanımaya her hangi bir kitabıyla değil bütün şiirleri adlı kitabıyla okuyarak başladım. Kitabı bitirdikten sonra yazarı araştırmaya başladım, bu mükemmel ötesi şiirlerin yazarı tam olarak kimdi?
10 Haziran 1914'te Trabzon'da doğdu. Babası, o doğduğu sırada Trabzon valisi
Yaşar Kemal sonrası direkt Yılmaz Güney kitaplarına ve kitaplaştırılmış senaryolarına geçecektim ancak şöyle iyi bir Yılmaz Güney incelemesi okuyarak başlamadan da geçemedim. İşte bu süreçte bu kitabı okumak çok daha iyi oldu. Beklenen bir filmin fragmanı şeklinde değerlendirebiliriz. Fragmandan sonra neler hissettiğimizi de ayrı ayrı
Mevlid yazarı Süleyman Çelebi de (? -1422) benzer ifadelerle zihinlerde adeta taht kuruyor. O çiçeğe değil; bize vurgu yapıyor.
"Her ne hâcet dilesen makbûldür / Cümle maksudun senin, mahsuldür."
Senin mahsulün, yani senin ürünün esas olmalıdır! Bütün hedef, bütün amacın ömür boyunca elde edeceğin güzel ahlâk, kalb-i selim, ibadet, tevekkül ve teslimiyetle bir manevî vücud inşa etmektir.
Sofrada yemeğe başlarken, "Rahmâniyetin" tecellisi ile beden örtüsünün yenilenmesini gerçekleştirirken; Kur'ân okurken de "Rahîmiyetin" tecellîsi ile ruhsal gelişimi tamamlamış olmaktayız. İşte besmelenin her iki yönden açılımı ile sağlanan; sağlıkta ve ruhsal zenginlikteki kıymeti buradan gelir. Unutulmasın ki Kur'ân'in bütün sûreleri (Tevbe suresi hariç) "Bismillâhirrâhmanirrahim" olarak başlar.
Yemekten sonra "elhamdülillah" demeyi unutmayalım ki aşk denklemi eşitlensin!
Çukurova...Sıcak, toprak, köy, çamur, umut, acı, gerçek...
22 hikayeden geriye kalanlar bunlar oldu benim için. Yaşar Kemal, Çukurova'nın hayatını ve zorluklarını mükemmel bir gerçeklik ile kitaba yansıtmış. Her hikayede ayrı bir hayat her satırda ayrı bir zorluk var. Kitabı okurken Çukurova'nın ve Anadolu'nun gerçekleri yüzünüze
Kocasini sevmeyen bir #kadın -in, kocasinin savasa gitmesiyle baslayan #yaşakaşk denklemi.. kitabi okudugumda #30yaşsendromu bu olsa gerek dedim. #honoredebalzac , #otuzundakadın romaninda, dönemin fransasi’nin toplumsal yapisini, hayat tarzini ve #kadınerkekilişkikeri -ni; Julie’nin hayatindan hareketle ilk aşk, mutsuz bir evlilik, annelik, yasak asklar, sevgisiz büyüyen cocuklar, ask, nefret ve intikam ile örülü bir kadinin hikayesi isiginda anlatmistir. #balzac bu #kitap ile; bir kadin ve onun etrafindaki erkeklerin davranislari, olaylara karsi verdikleri tepkileri irdelemek acisindan bu romaninda hayattan kesitler paylasmis. Bu romanda #birkadınınduyguları ve istekleri konusundaki aciklamalar ile sasirtiyor. 30 yasindaki kadinlarla ilgili tespitlerine sasiracaksiniz. Sasiracaginiz bir diger konu ise; beklentilerinizin bosa cikmasi olacak. Karakterler sizi beklentiye sokacak sekilde anlatilirken, tam karakterle ilgili bir gelisme beklerken; karakter cikip (ölüp) gidiyor. Bir erkek olarak kadinlara karsi olan korkum artti. Kadinlar gerekten cok tehlikeli olabiliyorlar.
Otuzunda KadınHonore de Balzac · Oda Yayınları · 20102,125 okunma
Yazarın okuduğum 3. kitabı.
Kitabın konusuna gelince;
İkizlerimiz Arın ve Meriç Soylu. Biri daha ağır diğeri çılgın mı çılgın. Gemici bir ailenin büyük çocukları.Baş kahramanımız Arın....Arın, daha oturaklı olan ikiz. Meriç çapkın, çılgın ama gelin görün ki bu ikiz kardeşler 30'lu yaşların ortalarında aşık oluyorlar.
Yunanistan'da işlerin başında olan Arın, İşinde başarılı ve Yunanistan'ın en güzel kadınlarından biriyle 3 yıldır süren bir beraberliği var.
Meriç'in Arına'a "Bu kez gerçekten yardımına ihtiyacım var,Arın. Üç hafta Meriç olur musun?" demesiyle işler karışıyor. Arada sırada bunu yapıyorlarmış. Arın pek istemese de kabul ediyor.
Arın 3 haftalığına Meriç olacak ve sonra o mükemmel hayatına geri dönecek. Teoride bu kadar mükemmel görünen plan pratikte de işleyecek mi acaba? Evdeki hesapların çarşıdakine uyduğu nerede görülmüş? İşte, burada da denklemi bozan Tuna oluyor. Tuna kim mi? İşte onu da kitabı okuyunca siz keşfedin.....
Kitap çok akıcıylı, komik, aşk doluydu..
İyi okumalar......
Ben O DeğilimFatma Erdek · Ephesus Yayınları · 2015305 okunma
2013 yılının son aylarında; bir yılbaşı çekilişi sonucu bir #kitapdostum tarafından gönderilen bu #kitap maalesef yıllardır okunacaklar listesinde. İsminden ötürü olsa gerek yada öncesinde #ilahikomedya kitabını okuduğumdan da olabilir; okunacaklar listesine sonradan eklenen kitaplar daha önce okundu. Özge’m ile yapmış olduğumuz AYRILIK SÜRESİNDE
Freud'tan biraz değiştirip söylersek bir hatıra bazen bir defterden çok daha fazlasıdır.
Daha ilk sayfada yazarın ilginç bir edebî teknik kullandığını görüyoruz. Bu dâhi kitabı okumak için önemli bir sebep.
Zweig bir arkadaşına kadın karakterin arkasına saklandigini ve zaaflarini o şekilde dile getirdigini dile getirir. Ki yazarın
Aziz Bey Hadisesi kitabinda da bu kitaptada erkek karakter çok iyi işlenmiştir.
Erkek karakterin annesi, kadın karakterin ise babası üzerinden işleyen psikanalitik bir bilincdışının izleri de yine insanın kendisini okuma ve anlaması anlaminda çok onemli. Ki duygusal iletisimde problem, zaaf ve sorunlarimiz acaba ne kadar gecmişin bu izleri ile alakali sorusu onemli duruyor.
Anlatilan donemin ihtilal donemi olması ve aşkın bu atmosferde kazandigi deger biraz da Kazablanka filmini hatirlatti.
Hayata değer katması anlamında aşk'ın değeri sorusu her ne kadar ayrı bir tartisma konusu ise de "gerekliliği" de kitabin sonunda dusunulmesi gerekli olan bir sorudur.
"Ev" metaforu ve bunun üzerinden ilerleyen tanişma ve açılımlar da oldukca guzeldi.
Yazar karakrerleri psikanalitik acidan tek tek iyi bir sekilde irdelenerek kitabin okunmasi daha verimli olur ki duygusal iliskileri anlatinin icinde oldukca guzel bir edebi dille yansitabiliyor yazar.
Aşk-kül denklemi de her ne kadar ontolojik açıdan süslü bir metafor olarak dursa da maalesef ki sorumluluk-okuma-düşünce deneyimi bağlaminda bir kofluk olarak kaliyor diye dusunuyorum.
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,8bin okunma
Köroğlu Üzerine
( Halk, Kahraman ve İktidar üçgeni)
Her ülkenin kendi folklorunda düzene karşı durabilmiş halk kahramanları bir şekilde hatırlanıyor. Ortaçağ İngiltere’sinde yarı mistik Robin Hood, ondan biraz daha gerçek İsviçreli Guillaume Tell, İskoç William Wallace, Hollandalı Pier Gerlofs Donia'nın ortak paydaları kendilerinden çok daha
Enis Doko 27.05.23
Fizik Matematik Ve Teolojide Estetik
Metafizik (hakikat bilimi)
Aksiyoloji (değerler bilimi)
Uzakdoğu tiyatrosu
Güzelliğin doğası
Nesnel= güzellik nesnelerin özelliğidir insanda değil dışarıdadır
Öznel= aydınlanma etkisiyle şekillenmiştir, nesne de güzellik yok güzellik bakanın gözündedir, zihninde yerleşen düşünceyle güzellik
Bu bir rüyaydı. Bir rüya olmalıydı. Çünkü Alex'in beni gerçek hayatta evine davet etmesi, ikinci dereceden bir denklemi zihinden çözebilme ihtimalimden bile daha düşüktü.
Birkaç Alıntı
◇ ️"Hatırlattığın için teşekkürler, Cresswell, dedim tatlı tatlı. "Sen olmasan ne yapardım?"
Thomas yüzünde gördüğüm en ciddi ifadeyle bana döndü. "Beni deli gibi özlersin, bunu biliyorsun. Tıpkı bir gün ayrı düşersek benim seni hayal bile edemeyeceğim kadar özleyeceğim gibi." (Syf 53)
◇ ️Gerçi insanın