Yapay zeka ile seslendirilen bu metinlerde Atatürk'ün 100. yılda bize bir şeyler söylemesi istenmiş.
Tüyler diken diken dinledim.
Ah Atam…
Onun ne anlatmak istediğini artık anlamamız ve uygulamamız dileğimle!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti ve onun gerçek sahibi olan aziz milleti.
youtu.be/4LFO17nCfbA?si=...
Hepimiz her şeyde aşağı yukarıyız.
Düş gücü fazlalığı ya da eksikliği ikisinden birine sahip olmanın verdiği kıvanç, yok kıvanç olmadı. İç rahatlığı? Haah bu biraz daha anlam bütünlüğüne yakıştı. Anlam bütünlüğü daima önemlidir. İnsanların dinlememek, dinlese de anlamamak gibi naçiz yetenekleri büyüdü, gelişti son zamanlarda ancak anlam
Öncelikle incelemenin başına bir "SPOİLER" yazalım :)
Uzun zamandır inceleme yazmayan şahıs olarak, inceleme başlığı altında kitaptan yaptığım bol bol alıntılar yardımıyla konu konuyu açar misali bir şeyler yazacağım. Bana kalsa ben inceleme yazmadan okumaya devam edeceğim de... Sevgili https://1000kitap.com/Nordavind tarafından kitaba
Mustafa Kemal, Namıdeğer Atatürk.Ne söylesek, ne konuşsak, ne yazsak, ne çizsek yetersiz kalacak biliyoruz, biliyorum, biliyorsunuz.Satırları okurken kimi yerlerinde duygulandım, kimi yerlerinde gururlandım, sevindim, üzüldüm.Tüm duyguları iliklerime kadar hissettim.Bu vatanın bir ferdi olarak kendisine duyduğum saygıyı ve sevgiyi kelimelerle
SANA YÖNELDİM
Kuluna göz verdin, “gör Beni’’ dedin,
Dil verdin, “bilene sor Beni’’ dedin,
Gönül verdin, “hayra yor Beni’’ dedin,
Gördüm, sordum, yordum, Sana yöneldim.
Nice dervişlerle, uzun söyleştim,
Kör kör bakan, kullarınla eyleştim,
İyi, kötü, ne verdiysen paylaştım,
Aldığım hisseyle, Sana yöneldim.
Bolca bolca verdin, gönül
Şimdi beğenilmeyen o cumhuriyet günlerinde ,yalnız annem değil toplum da daha ilericiydi. Mustafa Kemal kadınları hep yüceltiyordu. Kadınları dışlayan bir milletin çağdaş olamayacağını; uygar bir ülkede kadınların erkekler kadar önemli bir rol oynayacağını vurguluyordu. Kadınları toplum dışı tutmak onları aşağılamak eğilimi , o sözümona “demokrat” partinin iktidara gelmesi ve gericiliğe ödünler verilmesiyle ancak 1950’den sonra başladı. Bense çocukluğumu ve gençliğimi bu dönemden önce, başka ve çok olumlu koşullar altında yaşadım.
Yeni kitaba başlamadan şuraya hemen aklıma gelen bir kaç şeyi yazayım dedim.
Yarınlara ertelemeye gönlüm razı olmadı.
En hızlı yazdığım inceleme :)
Şu günlerde hem Atatürk özlemimi, hem de Zülfü Livaneli özlemimi gidermek isteğiyle başladığım güzel kitap. En başta anlatılan, sonra anlatan ve yazan. Birbirinden değerli üç büyük güzellik. İnsanın