Amcaaa! O yazıyı erkeklerin %1'i, kadınların %0,01'i biliyordu amcaaa! O yazı seslem yapımıza uygun olmadığı için çok kullanışsızdı amca! Bilimde, edebiyatta, siyasette, diplomaside özellikle ilk kez kullanılan veya pek bilinmeyen yabancı sözcüklerin yazımında ve telaffuzunda korkunç trajikomik durumlar ortaya çıkıyordu amcaaa! Hatta Sultan Hamit bile Latin harflerine geçiş için çalışmalar başlatmış lakin iktidardan düşürülmesiyle bu değişikliği yapmaya muvaffak olamamıştı amca. Soykırımı, Osmanlı'da matbaayı sadece Müslüman Türk'e yasaklayanlar, dünyanın ilk modern ve profesyonel rasathanesini "meleklerin bacaklarını röntgenledikleri, yıldızları izleyip kadere vakıf olmaya çalıştıkları" gerekçesiyle topçu ateşiyle yıktıranlar, Hezarfen Ahmet Çelebi'yi uçtuğu için cezalandıranlar yaptı amcaaaa! Senin bakış açınla bakarsak; taklitçi ve şekilci bazı dedelerimizin güzelim Göktürk alfabesini kaldırıp yerine münafık Arabın alfabesini getirmeleri yüzünden bir gecede cahil kaldık, büyük büyük dedemiz Bilge Kağan'ın mezar taşını bile okuyamaz olduk amca. Gerçi mezar taşı okumak sizin rivayet geleneğinize göre unutkanlık yapıyordu di mi amca? Neyse konuyu dağıtmıyim amca. Abdülhamit'in yapamadığı soykırımı (!) yaparak kullanışlı, seslem yapımıza uygun, kolay ve pratik, Türkçe'ye entegre edilmiş Latin harfleri sayesinde nüfusun tamamını okur yazar hale getirmiş rahmetli soykırımcı (!) Atatürk'e selam olsun amca. Senin gibi profesörü bile beyinsiz olan bir toplumdan böylesine bir devlet kurabildiği için de ayrıca hayranım ona amca. youtu.be/lJcyPrZ7fiU
Bu arada, alfabenin değişmesi gerektiği yönünde fikir beyan eden ve eyleme geçen ilk kişi Atatürk değil. Daha önce de teşebbüsler var. “Enverî” yazı var mesela, birbirine bağlamadan yazılan yazı. Dolayısıyla Osmanlıcanın bir sorun olduğunu gören ilk kişi Atatürk değil. Bununla birlikte, eski Türk lehçelerini inceleyen dil bilimciler, bu lehçeler Arap harfleriyle yazılmışsa belgelerin linguistik veya fonetik olarak hiçbir değerinin olmadığı kanaatindeler. Okunamıyor çünkü. “Mafsal” ile “mufassal” aynı şekilde yazılıyor Osmanlıcada. Bir coğrafya kitabı almıştım, uzun zaman düşündüm, “mafsal coğrafya” ne demek diye. Sonra fark ettim ki, bu “mufassal coğrafya”ymış. Bunu bilebilmek için o alfabede belli bir okumuşluğunuzun olması lazım.
Reklam
Buram buram fetöcülük ve cehalet kokuyor!
Arap olmayan ulusların Müslüman olabilmek için öncelikle Arap yazısını kullanmaları gerektiği koşullandırmasının bin yıl önce olduğu gibi bugün de savunucuları vardır. Zaman Gazetesi'nin 15 Eylül 1991 sayısında. Muhammed Han Kayhani adlı bir köşe yazarı, bakın ne diyor: (Atatürk döneminde yapılan 1928 Yazı Devrimi ile- eb) "Kullanılmakta olan Kur'an alfabesi bir gece içinde değiştirilerek, bu toplum cehaletin karanlığına itildi." "Müslümanların alfabesi değiştirildi, böylece Müslümanlar İslam'dan şiddetle uzaklaştırıldı," "İslam alfabesi yasak olduğu halde, Müslüman Türk halkı İslam'dan ayrılmadı." Kolayca görülebileceği üzere, bu yazar okuyucusunu birkaç yönden kandırmaktadır. Birincisi, 1928 Yazı Devrimi'yle Türkiye'de toplumsal iletişim aracı olmaktan çıkartılan yazı, bu yazarın dediği gibi "Kur'an Alfabesi". "Müslüman alfabesi", "İslam alfabesi" olmayıp, "Osmanlı yazısı"ndan başka bir şey değildir.
Sayfa 174 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Tarihlere dikkat!
Şubat 1917'de kabul edilen bir kanunla Rumi Takvimle Miladi Takvim arasındaki 13 günlük fark kaldırılmıştır. Böylece, 1 Mart 1917'den itibaren Miladi ve Rumi takvimin gün ve ayları denkleştirilmiştir. 2 Nisan 1917'de çıkarılan "Medaris-i İlmiye Kanunu" ile medreselerin çağdaş eğitim kurumları haline dönüştürülmesi için bir gizli reform taslağı hazırlanmıştır. Ders programlarına pozitif ve doğal bilimler ile Batı dilleri girmiştir. Hatta bu dönemde bazı aydınlar daha da cesur davranarak eski Türkçe harfleri Türkçenin yapısına uygun hale getirmek için çaba harcamışlardır. Bu amaçla, 1911'de Türk Ocağı çatısı altında "Islah-ı Huruf Cemiyeti" kurulmuştur. Hüseyin Cahit (Yalçın) Latin Alfabesi'ne geçilmesini istemiştir. Abdullah Cevdet ise, İçtihat dergisinde Latin harflerini savunan ateşli yazılar kaleme almıştır. İttihatçı Enver Paşa da Birinci Dünya Savaşı öncesi Arap harflerini bitişik değil de Latin harfleri gibi ayrı yazmayı önermiş ve bu konuda da bazı çalışmalar yapılmıştır. Harflerin modernizasyonu ya da değişimi konusunda somut bir adım atılamasa da İttihatçıların kafalarının bir köşesinde Arap harflerinden kurtulma düşüncesi olduğu çok açıktır.
Sayfa 442 - İnkılap Kitabevi Yayınları
Türk milleti kendi millî alfabesi olan Köktürk Harflerini terk ettiği tarihten itibaren başka alfabeler kullanmıştır. Bu kabullenmede din unsuru ağır basmıştır. Uygur harflerinin kabulü de Budizm’e, Maniheizm’e dayanır. Tercih edilen Uygur alfabesi, Türkçenin seslerini yeterince karşılaşmamıştır. İslamiyet sonrası dönemde bilim dili Arapça, edebiyat dili Farsça olarak kabul edilmiştir. Aynı alfabeyi kullanan Farslar, Arapça kelimeleri dillerine dâhil etmiştir. Türklerden önce Müslüman olan Farsların dili, bölgede geçerli olmasının yanı sıra bir edebiyat dili olarak Türkler arasında da yayılmıştır. Müslüman topluluklar arasında bir yandan Arapça, öte yandan Farsça itibarlı dillerdir. Arapça ve Arap harfleri; toplum üzerinde dinî, siyasi ve kültürel bakımdan vazgeçilmez bir mecburiyet sayılmıştır. Bu olumsuz durum ancak Tanzimat sonrası gündeme gelmiş, tartışmalar başlamış, çözüm yolları araştırılmış, daha sonraki yıllarda aksi yönde gelişmeler olmuşsa da etkili olmamış. Osmanlıların son yıllarında Saray katında Arapçanın resmî dil olarak kabulü bile gündeme getirilmiştir.
Sayfa 62 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
ANLATAMAYA GEREK VAR. GÖRMÜYORUZ (!)
*MÜKEMMELE 1 KALA* (Mükemmel olan henüz yazılmamış olandır falan filan) Merhaba 1K. 53 yaşında, henüz samanın yeni yeni pamukla kaynaştığı, sarısı daha yoğun formülize edilen bu esere dokunmanın tatlı hissiyatı yanında, içeriğinin nesilden nesile aktarılması görev sayılacak kadar önem teşkil eden bu şaheseri incelemek benim için bir onurdur.
Batıcılık, Ulusçuluk ve Toplumsal Devrimler
Batıcılık, Ulusçuluk ve Toplumsal DevrimlerNiyazi Berkes · Kaynak Yayınları · 200222 okunma
Reklam
484 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.