Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
9/10 Nisan 1928’de meclis, Mustafa Kemal’in söylevinde öngördüğü gibi Anayasa’nın İslam dininden söz eden tüm maddelerini çıkarttı. Artık İslamiyet resmî din olmaktan çıktı; meclis bundan böyle şeriat kurallarını uygulatmak zorunda değildi ve milletvekili yemini de laikleştirildi. Hilafetin kaldırılmasıyla ilk önemli adımı atmış olan laiklik
Sayfa 531Kitabı okudu
Şu meşhur yer ve canım Atatürk
Küçük Prens' in geldiği gezegenin B-612 asteroiti olduğunu kanıtlayan çok güçlü nedenlerim var. Bu asteroit, sadece bir kere Türk bir astronomun teleskobuyla 1909 yılında görülmüştü. Bunun üzerine yaptığı keşfi Uluslararası Astronomi Kongresi'nde harika bir sunumla göstermiş fakat kıyafet sebebiyle ciddiye alınmamış. Büyük insanlar hep böyledir işte. Neyse ki otoriter bir Türk lider, ölüm cezasından korkan halkına Avrupalılar gibi giyinmelerini zorunlu kılmış ve B-612 asteroitinin itibarı kurtulmuş. Aynı astronom şık kıyafetleri ile 1920 yılında aynı sunumu tekrar yapmış. Bu sunum sonunda onu izleyen herkes fikirlerine saygı duymuş.
Sayfa 21 - Dokuz Yayıncılık, Şubat 2023, İstanbul.Kitabı okudu
Reklam
İngiliz’le savaştık ŞAPKA geldi. Fransız’la savaştık LAİKLİK geldi. İtalyan’la savaştık CEZA KANUNU geldi. Yunan’la savaştık LATİN ALFABESİ geldi. İyi ki iskoç’la savaşmamışız. Etek giymekten kurtulduk!!! 19 Mayıs Atatürk'ü Anma'yız biz müslümanız elhamdülillah
"Arap alfabesi bildiğiniz üzere Türklerin ilk alfabesi değildir. ...Demek ki Türk'ün arap alfabesini benimsemesi İslamlıkla beraber olmuş bir şey; Eğer Türk alfabe değiştirmekle yozlaşıyorsa o zaman yozlaşmış gitmiş demektir."
Sayfa 116
Türk'ün arap alfabelerini benimsemesi İslamlıkla beraber olmuş bir şey, Türk alfabesi değiştirmekle yozlaşıyorsa, daha o zaman yozlaşmış gitmiş arkadaş!
Sayfa 116 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Genel olarak göçmenliği bırakan Türkler arasında, hanedanın ve dinselliğin getirdiği kimlik, etnik kimliği bastırdı. Her şeye rağmen saray ortamında da ataların Orta Asya'ya dayanan göçebe kökenleri bütünüyle unutulmadı: 1453'te Konstantinopolis'i fetheden Fatih Sultan Mehmed döneminde bile –Türk diliyle kesinlikle uyumlu olmayan– Arap alfabesinin yanı sıra bugün Çin devletinin hor görülen bir azınlığı durumunda olan, oysa 9 ve 10. yüzyıllar arasında bozkırların en açık, eğitimli ve ilginç imparatorluklarından birinin yaratıcısı olan Uygurların alfabesi kullanılıyordu Osmanlı padişahları sayısız unvanları arasında "han"ı asla ihmal etmedikleri gibi daha eskiden "tug" olarak bilinen tuğ, yani ucuna at kuyruğu bağlanmış ve tepesine altın yaldızlı top geçirilmiş mızrak da iktidarın ve sorumluluğun simgesi olarak kaldı: Kuyrukların sayısıyla güç doğru orantılıydı.
Sayfa 21 - Turkuvaz KitapçılıkKitabı okuyor
Reklam
Harf inkılabı okuryazarlığın artışına yaradı mı?
Arap elifbasını bırakıp Latin alfabesine, daha doğrusu Atatürk'ün deyişiyle 'Türk alfabesi'ne geçilmesinin okur yazarlığı kolaylaştırıp cehaleti ortadan kaldıracağı tahmini de doğru çıkmamıştır. Rakamlar hakikaten şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Gazi Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928 günü Sarayburnu'ndaki parkta yaptığı konuşmada
II. Abdülhamid Latin Alfabesi
~ Latin harflerinin, kendini gizleyen bir taraftarı da Sultan II. Abdülhamid'dir. Ona göre, "Halkımızın büyük cehaletine sebep, okuma-yazma öğrenimindeki güçlüktür. Bu güçlüğün nedeni ise harflerimizdir." Sultan Abdülhamid, "Belki bu işi kolaylaştırmak için Latin alfabesini kabul etmek yerinde olur" demektedir. ~
Sayfa 350 - Kronik KitapKitabı okudu
Mustafa Kemal Sofya'da ataşe militerken, Sofya'da asker olarak bulunan Yaşar Kemal'in kayınpederine, Fransızca yazdığı mektupları okutup düzeltmesini istermiş. Yaşar Kemal'ın kayınpederi Mustafa Kemal'in Fransızcayı hatasız yazdığını söylemiş. Bu mektubun önemli özelliği Latin alfabesi kullanarak son cümlede yazdığı "Allah kerim" ibaresidir. Takvimlerin 1913 yılını gösterdiği düşünülürse Atatürk'ün çok ilerde, 1928 yılında gerçekleştireceği devrimi daha bu tarihlerde planladığı görülür.
Atatürk bizler için ne dedi? “Zeki” dedi. Yanılttık. Gerçekte “Zeki olun” demek istedi, “Olmayız“ dedik. “Çalışkan” dedi. Yanılttık. Gerçekte “Çalışkan olun” demek istedi, “Olmayız” dedik. “Efendi” dedi. Yanılttık. Gerçekte “Efendi olun” demek istedi, “Olmayız” dedik. “Uygar” dedi. Yanılttık. “Uygar olun” demek istedi, “Olmayız” dedik. Oysa sayesinde: Vatanımız oldu. Başımız dik, alnımız açık oldu. Her şeyden öte adımız oldu: Türk! Atatürk, 15 yılda bizlere taşıyamayacağımız kadar uygarlık yükledi. Bizler, onun bize armağan ettiklerini dün ondan istemedik. Bugün de istemiyoruz. Onun bizlere armağan ettiklerini istemeyişimizin ve emanet ettiklerine sahip çıkmayışımızın gerçek nedeni budur. Biz mi uygar olmak istedik? Biz mi adam olmak istedik? Biz mi yollara dökülüp, “Paşam Lâtin Alfabesi isteriz” dedik? Bugün neden hâlâ, Padişah’ın peşinde, Halife’nin peşindeyiz? Biz mi, Osmanlıyı kovduk. Yoksa bize rağmen o mu kovdu? Biz mi, “Anadolu Kadını yerde sürünmeye değil, omuzlarda yükselmeye lâyıktır” dedik? Yoksa o mu? Biz mi, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” dedik? Yoksa o mu? Biz mi, Türklüğümüzle iftihar ettik? Yoksa o mu “Ne Mutlu Türküm Diyene” dedi?
187 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.