İnsanlara bakıyorum, onca şey hiç olmamış gibi davranabiliyorlar. Dünya yıkılıyor ama onlar hiçbir şey olmamış gibi yaşamayı be­ceriyorlar. Tüm o haksızlıklar göz göre göre yapılıyor ama insanlar put gibi durabiliyorlar. Gündelik yaşamlarına devam ediyorlar. Büyük bir dikkatle balık ayıklıyorlar mesela ya da itinayla ütü yapıyorlar ya da komşularına nasıl laf yetiştireceklerini düşünüyorlar... Her şey nor­malmiş gibi davranmayı başarıyorlar. Hatta bunu o kadar iyi yapıyorlar ki , insan kendinden kuşkuya düşüyor, belki de ben her şeyi yanlış anlıyorum diyor. Belki de her şey hakikaten normal. İlkokul kitaplarındaki gibi iyi, çok iyi, mükemmel. Sorun bende olabilir, belki de ben abartıyo­rum. Böyle düşünüyor insan. Sonra da düşünmek gitgide gereksiz bir hal alıyor. İnsan hayatın akışına bırakıyor kendini.
Sayfa 174Kitabı okudu
"Şans diye bir şey yoktur Vhalla. Ana bize ömrümüzün sonuna kadar takip edeceğimiz birer yol çizdi. Bu yol buluşmalar ve ayrılıklarla dolu, hiçbiri şans değil. En azından ben öyle olduğuna inanmayı tercih ediyorum,"
Sayfa 279Kitabı okudu
Reklam
Sitare
"Çeşmek Be-zen Sitare Ezmen Mekon Kenâre" ("Ey yıldız bana göz kırp, Benden uzak olma") Nerden çıktın karşıma böyle Sitare, Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde. Kirpiklerin yüreğime batıyor.. Telaşlı bir kalabalığın ortasında, Ayaküstü konuşuyoruz. Nedimin nigehban nergisleri gibi, Üstümüzde bütün nazarlar. Çok utanıyorum
96 syf.
·
Puan vermedi
Altın yaldız çerçeveli, gün ışığını hafif tozlanmış camında biriktirmiş dikdörgen bir pano. Ve bir yazı.. O yaldızlı ve ışıklı kenarlarına rağmen hafif sararmış bir kağıda kopkoyu bir kalemle el yazısıyla yazılmış : Korkma! Hemen yanında ise başka bir çerçeve. Aynı boyutlarda ve renklerde, sağ kol ve bir arkadaş gibi duran ve kimbilir
Mehmed Akif
Mehmed AkifSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20181,096 okunma
Hiçbir mutlu aile tablosu sonsuza dek sürmüyor.Hepsinin ocağına elbet bir gün o ateş düşüyor.Mesele, sevdiklerimizle olabildiğince çok anı biriktirebilmek.Hayat tam olarak bundan ibaret.Çünkü, anısı az olanın, pişmanlıkları çok oluyor.
Sadece öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.