Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mecnun yolu bekleyen çöle ateş düşüyor Ümidini kaybeden yolda kervan üşüyor.
“Eğer güneşe yakınsa küçücük bir cismin gölgesi dahi kocaman olabilir.”
Reklam
Kalbimdeki yolları uykulara yatırıyorum yorgun bir güvercin düşüyor elime su artık bildik sesini tüketti üşümek bir mevsimlik değil, diyorlar
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Sen karanlık ve keder içinde yaşamaması gereken birisin. Sen güneşten bile daha parlak olabilecek bir ışıksın!
Reklam
Mecnun yolu bekleyen çöle ateş düşüyor Ümidini kaybeden yolda kervan üşüyor
Sayfa 123 - Timaş Yayın GrubuKitabı okudu
Şimdi bunları yazarken gözlerim kupkuru, fakat kalbime nereden geldiğini bilmediğim hasret ve feragat yaşları ateş gibi, zehir gibi damla damla düşüyor ve her düştüğü yerde derine giden bir sızı, bir ateş, bir acı duyuyorum. Kalbim bu akşam bu ince ve uzun sızılarla delik deşik, nasıl fena ağrıyor!
Sayfa 108 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ya güller içinde gül, ya âsumansın güzel Bu esrarlı yenilgi cemresidir sevdanın Bırak cellâtlar bizi ölümlü sansın güzel Gökkuşağı göklere yazarken adımızı Mecnun yolu bekleyen çöle ateş düşüyor Ümidini kaybeden yolda kervan üşüyor
Sayfa 123
Sol yanımdaki sen, dilimde bir acı… Ne zaman aklıma gözlerindeki hüznü düşürsem… Sol yanıma ateş ve acı düşüyor…
Reklam
Kevokla sevişti. Ancak bu kez farklı, güçlü, derinden ve aydınlık bir sevişmedir bu, Içinde bir şimşek çakmış gibiken. dini bir aydınlığın dalgaları içinde buluyor. Insanın kendinden geçtiği an böyle bir an olsa gerek. Sakın ölüm olmasın bu duygu? Yok, belki de doğum... Çıkılan bir doruk mu bu, yoksa inilen bir derinlik mi? Sevişmenin dorukları
Sayfa 95 - İthaki
"Ben önemsiz biriyim." "Eğer güneşe yakınsa küçücük bir cismin gölgesi dahi kocaman olabilir."
Sayfa 151Kitabı okudu
"ne kadar da güzel bir rüya, öyle değil mi?" tekrar esnedi. "Vhalla'm, leydim, aşkım." sözleri Vhalla'nın kalbindeki keskin parçaları törpüledi. "bana rüya görmekten çok daha tehlikeli işler yaptırıyorsun. umutlanmama, arzulamama neden oluyorsun." yarı zevk yarı acıyla iç çekti. "ana aşkına, henüz kurtuluşum mu yoksa sonum mu olacağını keşfedemedim."
"efendim?" "sana dokunabilir miyim?" bu soruyu beklemediğinden gözlerini kırpıştırdı ve karanlıkta adamın yüzünü seçmeye çalıştı. bunun için adama yaklaşmayı da denedi ama çabası sonuçsuzdu. ay küçülmeye başlamış ve geceleri daha karanlık bir hal almıştı. "bu nasıl bir soru?" diye fısıldadı. "dokunmayacağıma yemin ettim." diye hatırlattı. "ama dokunmayı istiyorum." "nasıl?" kalbi göğsünde deli gibi atmaya başlamıştı. "henüz bilmiyorum." Daniel ona yaklaştı. "ama öğrenmeyi diliyorum. dokunabilir miyim?"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.