Waterloo’da Bir Dişi Kedi O silik aynalarda şaşırdığım pis yüzüm daha çok insanlara benzeyen ve onlara hırçın çalgılar yansıtan yüzüm. Uykularım upuzun bir geçmişi yaktıkça ve o külle yıkandıkça ben durmadan utançla ovuşturduğum
Gökanlam I. Hani nerde o yalancı kadınlar Söyleşen kapı önlerinde – kalın erik kokusu Bembeyaz örtülerde çürümüş karanlıklar Sızıp da köşelerden ve yağmur sularından Dökülen taşlıklara esmer, selçukî
Reklam
soğuk kadınlar balladı
"soğuk kadınlardı usulca geçtiler koyu bir yalnızlığın kenarından adımları ürkekti değişiktiler kan mı sızıyordu dudaklarından başka bir yalnızlığa gittiler yosun yeşili aynalarda biriktiler kıpkızıl buğusu karanlığa dağılan tenha gözleri birer kilittiler uyanmışlardı vampir uykularından nasıl da ulaşılmaz fakat gündeliktiler kimbilir kaç yalnızlık eskittiler yoksa bir büyü mü baktığın zaman hem bir çoktular hem bir tektiler yorulmuş bir yanlışı yaşamaktan epeyce kadın gizlice erkektiler"
bilmem kaçıncı defadır / yine yanılmıştınız hiç uyumamıştınız / gözleriniz yanıyordu yolculuk sanki bitmemişti / birdenbire kendinizi vagonda unuttuğunuzu sandınız sanki katar soluk souğa tırmanıyordu dumanlı rampaları / bir kılıç gibi çıplak tiz çığlıklarıyla aydınlığı doğrayarak bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız jilet mavisi bir kadın elinde purosu değdiği yer çok fena keskin kim olduğunu bilen yok / işin doğrusu yüzünü kaybetmiş aynalarda arıyordu amerikan bara tünemiş sek votka içiyor geçmişinden rusça bir şarkı arayarak sarhoş olamamak en büyük korkusu bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız ./..
Sayfa 31 - Modern Türk Edebiyatı Klasikleri
Dönmeyecek
Beni kahverengi toprağa vuran belli belirsiz gölgede bulursun. Özlersin beni. Boğazına bir düğümüm artık. Alnında kara yazıyım. Gözünde kanlı gözyaşı, gamzene dökülen. Bulutlar karardı. Beklesen de gelmeyecek. Uzaklara göçtü sevdiğin o Türkçü! Sessiz öldü. Tantanasız, gürültüsüz. Gömdüler kartal yuvasına yakın. Sen kıymet nedir bilmezsin nankör kadın! Mum ışıkları yetmez aydınlatmaya geceleri. Sarmış dört yanı mahzun kurtların feryadı. Geri dönmeyecek, bekleme boşuna. Öldü sevdiğin o Türkçü! Sessizce, usul usul akan çay gibi kıvrıldı heybetli dağların eteklerine... Gözlerinde buğu, pişmanlığın taşları parçalar belki. Yumruğunu sıkıp çöksen de yere, parçalasan toprağı, dönmeyecek sevdiğin Türkçü. Çatık kara kaşlarını, gözlerini göreceksin baktığın aynalarda. Nefesini hissedip teninde uyanacaksın kabustan, gecenin bilmem hangi karabasan saatlerinde... Pişmanlık yakacak canını, gönlünde dikenli teller dolaşacak. Ne yapsan, nereye vursan başını? Biliyorsun sevdiğin o Türkçü bir daha geri dönmeyecek…
Sayfa 160 - Karina YayıneviKitabı okudu
evime gelme ama eğer gelirsen ...
gözüm yükseklerde değil birazcık daha hayatta kalmaya uğraşıyorum, onun için bazen kapımı çalarsan da açmazsam ve içeride bir kadın yoksa belki çenemi kırmış, bağlayacak tel arıyorumdur
Sayfa 64 - Parantez Yayınları - Dördüncü Basım - Ocak, 1991 - Çeviren: Avi PardoKitabı okudu
Reklam
141 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.