1925'te ödeneği bütçeye konulan Yeni Yazıyı Araştırma Kurulu'nun üç yıl sonra toplanabilmesinin nedeni Başbakan İs­met (İnönü)'nün Harf Devrimi karşıtlığı ve buna direnmesidir. Harf Devrimi'ne inanıp savunan az sayıdaki aydından biri de Ahmet Cevat Emre'dir. Atatürk, Emre'nin "Gereksindiğimiz Dil Devrimi" adlı tezini İnönü'ye tam 7 saat okuyup tartışmış ve İnönü'yü ancak o şekilde ikna etmeyi başarmıştır.[271] Şimdi düşünebiliyor musunuz? Kimilerinin iddia ettiği gibi Atatürk devrimleri gerçekten "tepeden inmeci", zorla yapılan devrimler olsa ve yine kimilerinin iddia ettiği gibi Atatürk gerçekten bir "diktatör" olsa, hiç İsmet İnönü'yü ikna etmek için Harf Devrimi gibi çok önemli bir devrimi en az 2 yıl erteler miydi? Kazım Karabekir'in, İsmet İnönü'nün ve neredeyse tüm ay­dınların karşı çıktığı Harf Devrimi, hiç tartışmasız Atatürk'ün eseridir.
Sayfa 193 - Harf DevrimiKitabı okudu
Uzun ömrü gazel
Uzun ömürlük konusunda Guinness rekorunu elinde tutan Ogimi'de kaldığımız süre boyunca, 100 yaşına girmek üzere olan bir kadın bize Japonca ve yerel lehçe ile karışık aşağıdaki şarkıyı söylemişti: Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için Hoşlandığın her şeyden az az ye Erken yat, erken kalk ve sonra çık yürüyüşe. Her günü sükûnetle yaşa ve keyfini çıkar yolculuğunun. Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için İyi geçinelim arkadaşlarımızla, İlkbahar, yaz, sonbahar, kış Her mevsimin mutlulukla çıkartırız tadını. Parmaklarımızın ne kadar yaşlandığına takılmamak işin sırrı Onları çalıştırmaya devam ettirirsen, kutlarsın yüzüncü yılını.
Sayfa 36 - İndigoKitabı okudu
Reklam
Ey yeryüzü yut suyunu, Ey gök tut suyunu…
Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti. (Nûh), "Binin ona. Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." dedi. Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, "Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma" diye seslendi.”Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım" dedi. Nûh, "Bugün Allah'ın rahmet ettikleri hariç, O'nun azabından korunacak hiç kimse yoktur" dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu. "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi.
hûd| 41.42.43.44Kitabı okudu
Dario D'Angelo, Isabella ile konuşuyor. Adamın söylediği bir şeye gülümsüyor, sonra kız kardeşine dönüyor ve o bakmıyorken Dario'nun bakışlarının onun vücudunda gezindiğini fark ediyorum. Dişlerimi gıcırdatarak arkamı döndüm ve bara yöneldim. Kiminle konuştuğu beni ilgilendirmemeli. Hedefime giden yolu yarılamıştım ki arkamda çınlayan bir kadın kahkahası duydum, bu yüzden omzumun üzerinden baktım. Isabella ve kız kardeşi, Dario'nun az önce söylediği bir şeye kıkırdıyorlar. Başka bir erkeğin onu güldürebilmesi beni rahatsız etmemeli. Ama öyle. Sanki içimde lanet bir kaşıntı var. Yanıma gidip Santino'nun oğlunu Isabella'dan uzaklaştırma dürtümü görmezden geldim. Bunun yerine barda Ailenin kumar işini yürüten başka bir capo olan Orlando Lombardi'ye katılıyorum.
Zamanla daha iyi biri olduğum izlenimine kapılıyordum. Daha sabırlı, daha hoşgörülü oluyordum, bazen başkalarını da düşünüyor, sözlerini daha az kesiyordum, onların da ilginç olduğunu düşünerek onları dinliyordum. Bunu Sylvie'ye borçluydum. O beni bir peynir gibi süzdü, şeker gibi rafine etti, eski bir mobilya gibi parlattı. En üzücü olanı ise, o bunun yararını göremedi. Onun sayesinde dayanılabilir biri olduğum an, çekip gitti. Herkesin öne geçmesine izin veren o, benden önce gitti. Bu dünyadan hiçbir şey götürmeden gidiyorum, sadece Sylvie'ye karşı muazzam miktarda pişmanlık ve minnet hariç. O, benden hiçbir şey istemeksizin, bana her şeyi verdi.
Sayfa 122 - YKYKitabı okudu
Sevgili Dost, Herkesin seviyormuş gibi yaptığı, ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz. Belki de bütün zamanlar böyleydi. İmam Şafıi'ye, "O kadar insanla dostluk kurdum ki Ellerim dolu sanıyordum Başıma bir bela geldiğinde Kimseye acımayan zamandan şiddetliydi Dostlarımın ihaneti," dedirten hangi duygularsa ondan yüzyıllar önce yaşayan Hesiedos'a, "Sevme beni sözlerle, şuurlu ol hem de duy içinden Seversen beni eğer, samimi olmalı duygun Ya sev ta içten Ya tamamen bırak," dedirten de aynı duygulardı.
Sayfa 38 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.