“Ben, Beckett ve Şehrazad’ın evliliğinden doğmuş bir çocuğum.”
Kendini böyle tanımlıyor Toptaş. Kimilerine göre sığ, dar bir yaşamdan bizlere uzanıyor sararmış kimi zaman iç ısıtan kimi zamanda ısısı içine sığmayıp dimağımızı yakan sözleriyle. İçimizden biri. Şimdi odanın kapısını açıpta karşına çıkan annen, baban ya da kardeşin o. Yazmayı
İnsan kendisiyle de karşılaşır.
Az bilinen bir kitabı okumanın erinci başkadır. Büyük keşiftir okur için. Kerem Işık ismiyle yolum belki de hiç kesişmeyebilirdi. Yine her zamanki gibi Kızılay YKY şubesine gider önsözü okur öylece yanından gidebilirdim. Yazarın sıkça söz ettiği ''yazgılanma'' burada devreye girmiş olacak. Şube müdürüyle kendimi
Eylül... Sonbaharın ruhu. Hüznün, yalnızlığın, kasvetin, siyah ve beyaz arasında kalmış grinin mevsimi.
Böylesine güzel bir eylül gününde gri şehir Ankara'nın en güzel kitapçılarından birine, Dost Kitabevi'ne giriyorum. Yine her zamanki gibi en az bir saatimi geçiriyorum burada. Ne garip, sanki gerçekten evimdeyim... Kapıdan giren