Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَاد۪ي عَنّ۪ي فَاِنّ۪ي قَر۪يبٌۜ اُج۪يبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِۙ فَلْيَسْتَج۪يبُوا ل۪ي وَلْيُؤْمِنُوا ب۪ي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ Kullarım sana, benden soracak olurlarsa şüphesiz ki ben onlara yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim. (Öyleyse) onlar da benim davetime icabet etsinler ve bana iman etsinler ki (akıl, doğruluk ve olgunluk sahibi olan) rüşt ehlinden olsunlar. (2/Bakara Suresi, 186)
İslâm İnancının Özellikleri
1) İslam akidesi her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah'a iman etmeye çağırır: ️Ey Resulüm, “Allah’ın nasıl bir varlık olduğunu bize açıkla” diyenlere) De ki: “O Allah, birdir. (Eşi, dengi, benzeri, şeriki, yardım edicisi, ihtiyaç hissettiği, öncesi, ölmesi, acizliği, eksikliği, bilgi yetersizliği ve beceriksizliği asla
Reklam
RABBİMİZİN KULLARINA VERDİĞİ 4 SÖZ 1) Beni anarsanız Bakara bende sizi ANARIM. Suresi 152 2) Eğer şükrederseniz İbrahim size nimetimi ARTIRIRIM. Suresi 7 3) Tevbe ettiğiniz sürece Enfal size azap etmeyeceğim. Suresi 33 4) Bana dua ederseniz, Bakara duanıza icabet ederim. Suresi 186
"Ben onlara çok yakınım; bana dua ettiği zaman ben, dua edenin duasına icabet ederim." (Bakara Suresi, 2/186)
''Kullarım beni sana soracak olurlarsa de ki: Ben onlara çok yakınım. Dua edenin duasına hemen karşılık veririm. Öyleyse onlar da benim çağrıma karşılık versinler ve bana iman etsinler ki, doğru yola ulaşabilsinler.'' (Bakara Suresi, 2/186)
Sayfa 30 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Amelden elde edilen fayda şudur ki amel bilgiye ulaştırır;6 ancak bu kişinin amele nüfuz ettiği ölçüde bilgisinin arttığı ve aklının geliştiği anlamına gelir, Bir kısmı kendisine özgü ve bir kısmını ise başkalarıyla paylaştığı yeni anlayış ve bilgi kapıları açılır. Bu yüzden bilgi ve amel arasındaki ilişki, İslami alanda kendisine özgü diyalektik bir biçim kazanmıştır: Kişi bilgiye ne kadar çok dalarsa, o kadar düzgün bir amele ulaşır; ne kadar çok amele dalarsa, o kadar çok faydalı bilgiye ulaşır, düzgün amel ve faydalı bilgi arasında kesintisiz biçimde dönüşüm geçirir. Arapçada ilim ve amel kelimelerinin dil bakımından aynı harflerden ('ayn/ lâm/mim)| kaynaklanması, bu ilişkinin diyalektik boyutunu derinleştirerek artırır. Bu iki kelime, bu harflerin altı mümkün kombinasyonundan ikisidir. O zaman filolojik açıdan da onlardan birinin diğerinden dönüşerek meydana geldiğini söyleyebiliriz. ------ 6 Şu ayeti kerime üzerinde düşünelim: “Allah'tan korkun. Allah size öğretir. Allah her şeyi bilir” (Bakara Suresi, 2: 186.) Ebu Bekr bin el-'Arabi el-Mu'ârifi bu ayetin ilmin amele kıyasla önceliğe sahip olduğu görüşüyle uyuşan bir tevili için kendini zahmete sokmuştur. Dolayısıyla ona göre ayet, “Onun için bilgisini baki kılar” anlamındadır. Kânünut-Te'vil, s. 256.
Reklam
اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ Biz, yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. (1/Fâtiha Suresi, 5) (Ayet, tevhid akidesinin amelî boyutunu anlatmaktadır. Zira tevhid; Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olduğuna inanmak ve bu inanca uygun olarak yalnızca Allah’a (cc) kulluk etmektir. Başka bir ifadeyle
Kullarım Bana isteklerini yöneltirlerse,bilmelidirler ki,Ben yakınlarından yakınım;Bana dua ile yönelenin duasına icabet ederim . Bakara Süresi 2/186
Sayfa 444Kitabı okudu
"And olsun, Biz insanı yarattık; içinden geçenleri de çok iyi biliriz. Çünkü Biz ona şahdamarından daha yakınız." ( Kâf Suresi 50/16) "Kullarım sana Beni sorarlarsa, Ben onlara pek yakınım." (Bakara 2/186) "Bilin ki Allah kişiyle kalbinin arasına girer, neticede hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksınız." (Enfâl 8/24)
Sayfa 1778 - İFAV, Cilt 2
55 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.