Nazım Hikmet’in hiç romanını okumamıştım, bu kitabının da roman olduğunun farkında değildim. Kitabı okumak için elime alıp kapağını açtığımda şiir değil de düz yazı çıkınca şaşırdım. Kitaba böyle bir sürprizle ve büyük bir merakla başladım.
Nazım Hikmet’in 1962’de tamamladığı kitabı Sovyetler Birliği’de Rusça olarak Romantika ismiyle basılır.
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu çeşitli başlıklar altında toplanmış erkeklerin kanını donduracak türden maddeler, çok kaba ve iddialı yorumlar içeren bir metindir.
Korkunç kin ve nefretin dışa vurumu olarak değerlendirebileceğim bu kitabın yazılış hikayesi, sebebi acaba nedir? Bu olumsuz duygulara sebep
Dönüşmektir kötü bir insan olmak.Dönüşmek bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde, bütün güzelliklerini içinden yıkıp geçmek.
Herkesin acısına yetişmeye çalışan bir insan iken bir gün, aslında insan denilen şeyin kurtarılmaya değmeyecek şu anda ne yaşıyorsa onu hakettiğini anladığında dönüştüğü şeydir.
Ne ben bir kahramanmışım ne de insanlar
"Aşka gönül vermem aşka inanmam
Yıllarca boş yere ağlayıp yanmam
Böyle bir arzuya meyledip kanmam"
(Beste-Güfte: Baki Çallıoğlu)
Meşhur fıkradır; Bektaşiye sormuşlar: "Hiç aşık oldun mu?" diye. "Bir kere tam olacaktım, bastılar" demiş. Bektaşi ile Schopenhauer'ın birleştiği
Herşeyin bir hikayesi vardır. Bir İnsanın,bir eşyanın, Bir şehrin, bir yolun, bir direnişin, bir ismin, bir kitabın...
Ve onu anlamlı kılan her zaman o hikayedir; kendi hikayesi.
Bu kitabın da bir hikayesi var; ona isim olan; değer veren...
WALDO SEN NEDEN BURADA DEGİLSİN?
Henry David Thoreau, Abd'nin Meksika'ya karşı yürüttüğü emperyalist