Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GÜLTEN DAYIOĞLU / YÜZLER VE SÖZLER SÖYLEŞİSİ
Fadiş, Ölümsüz Ece, Sekizinci Renk gibi kitaplarıyla çocukluğumuzun unutulmaz bir parçası olan
Gülten Dayıoğlu
Gülten Dayıoğlu
,
Yüzler ve Sözler
Yüzler ve Sözler
kitabı üzerine yapacağımız çevrim içi söyleşiyle 8 Ekim'de bizlerle olacak! “Yazmaya başladığım bu yaşam maratonu paylaşımları, bilindik nitelikte bir anı kitabı olmayacak. Anlatıların baş kahramanları, yaşam
Gençler üzerinde yapılan araştırmalar,okulda iyi not alan ve yaşamın zorluklarıyla sağlıklı bir şekilde baş eden gençlerin,gelecekte ne olmak istedikleri ile ilgili açık bir görüşe sahip olduklarını ortaya çıkarmıştır.Başarısız gençlerin ise gelecekle ilgili umutları yoktur;inandıkları bir vizyonları,heyecan duydukları bir düşleri bulunmamaktadır.
Reklam
"Dünyadaki herkes gibi, mutlu olmak için başkalarına ihtiyaç duyan bir kişiydi, ama başkalarıyla baş etmek de zordu. Beklenmedik tepkiler gösteriyorlar, çevrelerine koruyucu duvarlar örüyorlar, aynı kendisi gibi davranarak hiçbir şeye aldırmaz numaralarına yatıyorlardı. Yaşama daha açık biriyle karşılaştıklarında ya onu daha ilk adımda dışlıyorlar ya da ona acı çektiriyorlar, onu aşağılıyorlar, 'tuhaf' muamelesi yapıyorlardı."
Bazen kendimizi öne sürme ve düşündüklerimizi söyleme arzusuyla baş başa kalıyoruz, insanlara karşı her zaman iyi görünmek, "doğru" olmak, iyi olmak zorunda değiliz. İstemeden davranarak öz saygımızı zayıflatırız. Bazen kibar bir "siktir git" ifadesi özgürleştiricidir.
Birey ve Toplum
İnsan, doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için diğer insanlarla bir araya gelerek toplumları oluşturmuştur. Ancak, toplumlar geliştikçe insan da giderek doğadan kopmuş ve bunun yarattığı yalnızlığı giderebilecek yeni bir beraberlik bulamamıştır. İnsanın kısa bir süre içinde olsa doğayla yeniden baş başa olması, onu eski bir dostla birlikteymişcesine mutlu eder. Bu, hem birlikte hem özgür olmanın verdiği, benzeri olmayan bir mutluluktur. Ama insan böylesi doyurucu bir ilişkiyi kendi geliştirdiği toplumlarla kuramamış ve toplumu, doğal güdülerini kısıtlayan bir başka ürkütücü güç olarak algılamıştır. Dolayısıyla, doğadan özgürleşme çabası sonucu bu kez de kendini topluma bağımlı kılmıştır. Çünkü insan, yalnızlıktan da korkmuş ve diğer insanlarla birlikte olursa tehlikelerden korunacağına inanmıştır. Gerçekten de insan, başkalarıyla birlikteyken bir çok şeyi daha iyi yapar. Ama kendi içinde yine de yalnızdır ve içinde yaşadığı dünyaya karşı yürekli bir savaşın vermek zorundadır.
Sayfa 10 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
240 syf.
·
Puan vermedi
Neden sözde kızlar? Peyami Safa "sözde kızlarımızı" uzun uzadıya tanımlamamış olsa da kitabı okudukça içi boş bir sıfatlandırma olmadığını görüyoruz. Osmanlı'nın son dönemini sosyo-psikolojik açıdan ele alan birçok eser gibi bu kitapta da toplumsal yapının nasıl değişim gösterdiği anlatılıyor. Peyami Safa diğer kitaplarında da
Sözde Kızlar
Sözde KızlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20219,1bin okunma
Reklam
Allah'ın sevgili kulları mevla ile baş başa olmak için yalnızlığı bir ganimet bilir.
Persona — 1966 yılı yapımı | Director: Ingmar Bergman
"Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü… Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte… Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma... Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık… Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek… Her kelime yalan… Her jest sahte… Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi… İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç… İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elisabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın.” Photography: "Persona" filminden bir kare.
Nevrotik kişi, ilişkilerinde bencil ve tutarsızdır. Sorunların işbirliğiyle çözümlenebileceğini öğrenememiştir. Bazen üstünlüğünü kanıtlamak için insanlarla yoğun bir ilişkiye girer, kendisini eksik ve yetersiz bulduğu zamanlarda ise onlarla karşılaşmamaya çalışır. İlişkilerinde aşırı bağımlıdır, ancak bunu üstü kapalı bir biçimde yaşar. Kendisine
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.