"Beni hiç anlamadınız; hiçbirinizin görmediği yerde işlediğim günahları bilmiyorsunuz, zaaflarımı tanımıyorsunuz. Fakat duada ve namazda, Allah'ın huzurunda, ruhumun karşısında akan gözyaşlarımı da görmediniz. Hayır, hep size bağlanarak, sizden umarak, sizin, içinde değersiz, ihtirassız, gayesiz ve hakikatte gurursuz bir hiçlikten başka bir şey bulmadığım gururlarınıza nefsimi, hissimi feda ederek yaşamak istemiyorum. Mukadderâtım sizin mukadderâtınıza bağlanmış. Sizin ellerinizi tutmadan, size yalvarmadan, sizinle sevgi birliği yapmadan ilerleyemezmişim. İstemiyorum, artık sizin mukadderâtınıza bağlanarak, sizden halâs umarak yaşamak istemiyorum. Gidiniz insanlar, beni yalnız bırakıp gidiniz, belki bu yalnızlıkla birlikte selâmeti bulurum."
İnsanlardan uzak ve ulaşılmaz bir yerde olmak... Ağlamaktan başka hiçbir şeye gücünün yetmemesi... Bunların üstesinden geldiğimi sanmıştım ama geçmiş kendini tekrar ediyor galiba.
suyla yoldaşlık eden
elbet bir yerde bulanır
sudur, başka türlüsü
gelmez elinden
ister duru su olsun
ister akar su
kaderi bulanmak
farkımıza varmadan
dönüyor nasılsa dünya
etraf her gün bir önceki
günden daha kalabalık
öyleyse bize düşen
suya yoldaş olmak değil
içinde olmak suyun
biz suyun içinde
yalnız
bezgin
küçük
birer
balık
Oradan ayrıldığımda geride bu kadar çok şey bıraktığımı bilmiyordum. Sonrasında gezdiğim ya da yaşadığım hiçbir yerde benden bir şey beklenmiyordu. Sorumluluğu ve amacı olmayan biriydim. Kimsenin ihtiyaç duymadığı biri. Size, orayı ve orayla birlikte dünyadaki yerimi nasıl kaybettiğimi anlatmak isterdim. Bütün bu amaçsız yolculuk bu anlama geliyor işte. Başka insanların toprağında yabancı olmak bu anlama geliyor.
Martin Eden
Yarı-otobiyografik roman türünde bir başyapıt.
Martin Eden KİMDİR?
Basit ifadesiyle; Kaba saba bir denizcinin sevdiği kıza duyduğu aşkı için giriştiği rafine bir yazarlığa uzanan bir yontulma hikayesi. Ancak bu basit ifade yeterli kalmayacaktır. Lakin kaba-saba konuşan/davranan sınıfına has bir