Bir iki derken serinin üçüncü kitabının incelemesini dördüncü kitabı okurken yazıyorum. O kadar bütün ki kitaplar olayları hangi kitapta yer aldı diye bazen anımsamakta zorlanıyorum. 3.sezonu diğer sezonlarla bağını kopartmadan bazen unuttuğum detayları ve kişileri öyle güzel dahil ederek ilerliyor ki kitaplar seri değil tek bir kitap gibi. Dizi
İstediğin yerde değilsin...
Başka bir yerde olman gerekiyormuş gibi hissediyorsun...
Parmaklarını şıklatıp istediğin yere gittiğini varsayalım, yine bu şekilde hissederdin, doğru yerde değilmiş gibi.
Nerede olmak istediğine çok kafa yorarsan, bulunduğun yerin tadını çıkarmayı unutursun.
Kontrol edemediğin şeylerden dolayı endişelenmeyi bırak...
-Alıntı
Günümüzde tam tersine, Avrupa'da yalnızca sürü hayvanının onurlandırılıp onur dağıttığı yerde, "hakların eşitliği"nin çok kolaylıkla "haksızlıkların eşitliği"ne dönüşebildiği yerde: demem şu ki, tüm ender, tuhaf, ayrıcalıklı, yüksek insanlara, tüm yüksek ruhlara, yüksek görevlere, yüksek sorumluluklara, yaratıcı güç bolluğuna ve asalete karşı hep birlikte savaşılan yerde - bugün seçkin-olmak, kendisi-için-olmayı-istemek, başka-türlü-olabilmek, yalnız-başına-durmak ve kendi-gücüne-dayanarak-yaşamak-zorunda-olmak "büyüklük" kavramına dahildir; ve filozof da şunları ileri sürerek açığa vuracak kendi idealinin bir kısmını: "en yalnız başına, en gizli saklı, en yabani olabilen en büyük olacak, iyinin ve kötünün ötesindeki insan, erdemlerin efendisi, aşırı istem zengini; tam da buna büyük denecek: bütün olduğu kadar çok yönlü, tam olduğu kadar geniş olabilmeye." Bir kez daha soralım: günümüzde - büyüklük mümkün müdür?
on iki elli beş'te sen uyandığın zaman
ben paris'teydim gare da l'est'de
yoksul bir oteldeydim kahrımdan
seni terketmiştim hırsımdan
kendimi içkiye vermiştim mektuplarını
yakıp yırtmıştım bütün mektuplarını
bana yazdıklarını yazmadıklarını
on iki elli beş'te içimde isyan çıktı
paris çıldırmıştı ben çıldırmıştım
artık öteki ömrümü yaşayacaktım
"İnsanlar neden çocuk sahibi olur? Mutlu olacaklarını sandıkları için mi? Çocuk sahibi olmak mutluluktur, öyle mi? Hayır! Çocuksuz mutlu olmayan kişi, çocukla da mutlu olamaz. Bir başka insanın sırtından mutluluk talep etmeye hakkımız yok. Mutluluk her yerdedir. Ancak her yerde mutluluğu bulan kişi bir çocukla da mutlu olabilir."
Toplum olarak bazı şeylere geç kaldığımızı bana düşündüren bir kitap oldu. Çünkü özelikle çocuklar açısından düşündüğümüzde bazı yaşanmışlıkların telafi edilemediğini sadece bu durumun kontrol altında tutulabileceğini de gösteren bir kitap oldu benim için. Çünkü yazar bir yerde şöyle bir ifade kullanıyor.
"Sevmek zorunda olduğum birinden
Hangi coğrafyada yaşarsan yaşa kadın olmak zor. Okula gönderilmeyen, küçük yasta evlendirilen ya da eve para getirmesi için çalıştırılan kadınlar her yerde ve hala yasamaya tüm bunlarla mücadele etmeye çalışıyorlar.
Hikayemiz bu sefer Hindistan'da geçiyor.Hindistan'da çok katı bir kast sistemi var. Hele Dalit denilen bir sınıf var ki en
Huzur mu istiyorsunuz? Huzur verin. Sadece korktuğu için gitmek istediği yere gitmeyen birinin size huzur vereceğini sanmak nasıl bir aklın ürünü ki? Bırakın sizin yanınızda olan , başka yerde olmaktan korktuğu için değil ; gerçekten sizin yanınızda olmak istediği için olsun . Birinin yüzeysel takıldığı değil, derin mevzuu olun!
Eski bir şaman atasözünde dediği gibi;
“Ders sen öğrenene kadar devam edecek.”
Ve sen öğrendikten sonra,başka bir ders başlayacak.
Yaşamak,öğrenmek için var biraz da;
mutlu olmak için değil.
Ben iyileşmeye inanmıyorum. Her insanın bir takıntısı vardır ya da en azından takıntılı olmaya müsait genleri ve bunlar herhangi bir yerde kendini gösterme dürtüsüyle hareket eder, bu dürtüyü kesip atmak mümkün değildir, kendini boşluğa yansıtma arzusu olan bu aptal dürtü olsa olsa başka yönlere kaydırılabilir. Her insanın, düşün insanının bile ve hatta özellikle düşün insanının beyninde karanlıkta kalmış, kendi aklının aydınlatamadığı bir bölgesi vardır - Napoleon'un aile takıntısı vardı, Dostoyevski'nin kumar, Balzac ise hem oyun yazarı hem de işadamı olmak konusunda takıntılıydı. Bilgi hiçbir işe yaramaz.
Eğer her Çinli Mao'yu öğrenmek ve de Mao olmak zorundaysa , bu olması gereken başka bir şey olmadığı içindir. Temerküz etmiş gösterinin hüküm sürdüğü her yerde polis de hüküm sürer.