Bu koşullar altında, Popper'i en çok ilgilendiren, totaliter fikirlerin çekiciliğini anlamak ve açıklamak ve onları çürütmek için elinden gelen her şeyi yapmak, aynı zamanda da en geniş anlamıyla özgürlüğün değer ve önemini yaymaktı. Bu geniş program, sosyal demokrasi felsefesini-zamanca da rnekanca da en evrensel bir bağlama oturtmaktadır.
Batı uygarlığı Rönesans’tan bu yana teknik ve düzeneklerde önemle yoğunlaştı. Bu yüzden, ta Rönesans’tan beri gerek atalarımızın ve gerekse bizim, yaratıcı dürtüleri, teknik şeyler yapmaya yönlendirilmiş olmamız anlaşılabilir bir şey.
.
Mustafa Kemal'de ulaşılması öngörülen 'amaç' Batı Kültürü ve uygarlığı değildir, 'muasır medeniyet seviyesi'dir. 'Batı kültürü ve uygarlığı' bu amaca ulaşılmak için bir araç olarak önerilmiştir. Asıl istenilen, ulusal bir kültürün, ulusal bir bileşimin yaratılmasıdır.
Tarihe baktığımızda Türklerin üç ayrı uygarlık dairesi içinde yaşadıkları görülür. Bunlar İslam öncesi ya da Orta Asya-Uzak Doğu Uygarlık dairesi, Orta Doğu Uygarlığı ya da İslami dönem, Batı Uygarlığı ya da Tanzimat sonrası dönemi olmak üzere üç başlıkta ele alınabilir. Eğitimle yetiştirilmek istenen insan tipleri de bazı yönleriyle bu dönemlere göre farklılıklar gösterir. İslam öncesi dönemde güçlü, cesur, kahraman ya da kısaca alp tipi insan; İslami dönemde bunlarla birlikte alp-eren ya da gazi-derviş tipi ya da takva sahibi, memur tipi insan; bugün içinse iyi insan, iyi vatandaş ve iyi üretici özelliklerine sahip insan yetiştirmek temel amaç olmuştur.
Bizi öldürenler bizi asanlar bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz babamız yaşlarındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.
Hukuk adına,özgürlük adına,demokrasi adına,
Batı uygarlığı adına bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım,unutma bizi.
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım,unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz.
Şimdi hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi.
Unutmadık seni...
19. yüzyılda bu kontrol için önemli bir adım atılmıştı: Yüzyılın ortasından itibaren bütün Batı ülkelerinde sadece ulusal para dolaşımı vardı. Önceki yüzyıllarda durum epey farklıydı. Gerek feodal devletlerde gerekse kent devletlerde ya da ulus devletlerde yabancı para yerel parayla birlikte serbestçe ve bol miktarda dolaşıyordu.
Doğuda bir baba vardi
Batı gelmeden önce
Onun oğullari batıya vardı
Birinci oğul batı kapılarında
Büyük törenlerle karşılandı
Sonra onuruna büyük şölen verdiler
Söylevler söylediler babanın onuruna
Gece olup kuştüyü yastıklar arasında
Oğul masmavi şafağin rüyasında
Bir karaltı yavaşça tüy gibi daldı içeri
Öldürdüler onu ve gömdüler