Kıskanmak, yerden, gökten, gözden, gönülden bela çağırmaktır.
Sayfa 164
Periden güzel huriden müstesnâ Sebeb-i enva-i bela türlü cefâ Tam üç tane ismin var iken, Sonuncusu Canfeza Yedi düvel çehrene müptelâ Ben garip âşık-ı şeydâ iken Terk-i can etmen revâ mı bana Müsterih ol sırrını vermem ağyara Sırrın da senle beraber karıştı toprağa Bî-vefâ, bî-vefâ, bî-vefâ
Sayfa 55
Reklam
DÜN GECE Çelik testereyle kestim suları Yıkadım duvara astım suları... Düşümde düşüme girdim dün gece Buluta yaslandım ışığı tuttum. Seni hatırladım, seni unutdum
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=4161
Her yer puttu; üstelik bu putlar cahiliye Arabistandaki gibi taştan tahtadan değil, etten kemiktendi. İnsan kendisine dahi kendisi ile kavga etmeden teslim olmamalıyken, kimileri tereddüt etmeden birilerine kul köle oluyorlardı. Diplomayla belgeyle tezle evrakla resmi mühürle adam olunduğunu sanılıyordu… Birileri birilerine kim olması gerektiğini
Anlat bu dünyanın rüyadan ibaret olduğunu. Anlat nefsin apaçık düşman olduğunu. Dert, bela, darlık, yokluk geldiği vakitte de muhabbet, ferahlık, bolluk geldiği vakitte de verenin Allah olduğun anlat. Yokluğun Rabbi de Allah, bolluğun Rabbi de. Derdin Rabbi de O, muhabbetin Rabbi de. İnsan sahip değildir, insan aciz, insan garip, insan güçsüz. Anlat onlara...
'Bu kadar emin olamazsın' dedi, sesinde endişeden eser kalmamıştı. Bir kaşımı kaldırdım ve dudaklarımın aynı tarafıyla güldüm. 'Var mısın iddiasına?'
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.