Her görüşten insanın 'muhakkak okunmali'diye bahsettiği BENİM ADİM KIRMIZI'yi sonunda ben de okudum fakat abartıldığı kadar 'büyük' bir roman olduğunu düşünmüyorum.
Benim Adim Kırmızı, katilin kim olduğu son sayfalara kadar titizlikle gizlenen bir cinayet romanı.
İki çocuklu güzel ve zeki Şekure'nin savaştan dönmeyen kocası yerine babasının birlikte çalıştığı nakkaslardan kendine yeni bir koca seçmesi üzerinden ilerliyor kitap.
Her kahramanın konuştuğu hatta ağacın, köpeğin,şeytanın, ölülerin,paranın,resimlerin konuştuğu
çok iyi çalışılmış, eski resim ve minyatür hakkında ayrıntılı bilgiler veren bir roman.
Okudukça gördüm ki Orhan Pamuk ve İhsan Oktay Anar Ortaçağ İstanbul'unu aynı perspektiften anlatıyorlar yani oğlancılığın yaygın olduğu, rüşvetin, hurafelerin pek çokça olduğu, Venedik etkisinin görüldüğü, konaklarindan hiç çıkmadan her turlu entrikayi döndüren kadınların var olduğu, mektupcu neşeli yahudi kadınları,galata eşrafını...
Zeyl: Kapak resmi, İskender Pala'nın İTİRAF romanına da konu olan Bellini'nin Fatih'in tablosunu çizmeden önce hünerini göstermek için çizdiği katibin portresi, OTURAN ADAM Tablosu.