Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşadığımı hissetmek için canım yansın diye yeni bir yola çıkıyordum. Gideceğim yolların sonunu çok iyi biliyordum ama o yollarda yürürken yaşayacaklarım ve yaşatacaklarım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Dikenler bedenime batabilirdi, düşebilirdim ve tekrardan kalkıp koşabilirdim; çiçek bahçelerinde yürüyebilirdim, gökyüzüne sarılabilirdim ve bir an bile tökezlemeyebilirdim. Yürüdüm belki de arkama bile bakmazdım; beni durdurabilirlerdi ama ben yine de koşmaya devam edebilirdim. Nasıl yollardan yürüyeceğimi ve neler yaşayacağımı bilmiyordum ama bütün yolların tek bir sona bağlanacağının farkındaydım. O sonu yazmak için ilerliyordum, o son ise benden kaçmak için elinden geleni yapıyordu. O sonun adı artık ölümdü.
“ Hayır, gerçekten ölmedi; çünkü ben yaşayamazdım ölseydi. Bunu biliyordu. Bu kadar yakınımda olduğunu bilmiyordum ama, sen bir yerde var olursan yaşayabilirim ancak demiştim. Nasıl olursan ol var olduğunu bilmek bana yeter demiştim. “
Sayfa 31 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Canım anam bana" oğlum selat-î duhayı ne zamana kadar kılabiliriz?" Diye soru sordu. Ben de o esnada tarih kitabı okuyordum. Tarih kitabı okurken şeriat sorusuyla karşılaşmak da bir garip his sanırım:D Bu sorunun cevabını tam bilmiyordum. Hemen Hediyet-ul habib,Bacuri ve Büsra kerim kitaplarına baktım. Üç kitabın hükmünü kıyasladım ve anca öyle cevap verebildimm.
Bir gece vakti iklimsiz bir mevsimin koynunda açtım gözlerimi. Sıcak mı soğuk mu olduğunu bilmeden girivermiştim saçlarının arasına,bir yuva yapmıştım orda. Yıldızı olmayan yıldızsız bir geceydi, sözleri ay gibi aydınlatıyordu sokaklarımı. Alacakaranlık bulutlar gezinirken tepemde,o tüm sözleri ile karanlıklarımı yarıp ışık oluyordu gözlerime. Nereye gittiğimi bilmiyordum,fakat bildiğim birşey vardı ki tüm gidişler tüm varışlar hep onaydı. Saçlarının arasına yaptığım yuvadan kanatlanıp uçmak istedim,yapamadım. Kanat çırparken kokusuna takıldı duygularım, kirpiklerine düştüm. Gözleri sulandı yaş oldu, seline katıp sürükledi beni yanaklarından gamzelerine doğru. Tebessüm etti depremler meydana geldi. Düştüm gamzesinden yüreğine. Yabancı bir memlekete düşmüş gibi hissettim, çok kalabalıktı yüreği,yolumu nasıl bulacaktım , boş bir köşe bir bank aradım kendime, oturup düşünmek için. Bir fırtına koptu sandım. Meğer ordaki kalabalığın protesto sesleriymiş kalbini titreten. O titredikçe ben düştüm banktan, ayaklarım kesildi yerden. Avuçlarının yorganında buldum kendimi, sıkı sıkı tutup burnuna götürdü,son kez kokladı içine çekti. Sonra açıp avuçlarını üfledi beni sonsuzluğa. Dalından düşen yaprak gibi süzülüyordum şimdi boşlukta. İklimsiz bir mevsimin koynunda açmıştım gözlerimi yine başa döndüm. Bu kez mevsimsiz bir iklimi yaşıyordum. Tnhn şmşk
Benden birşey bekliyordu. Bir özür mü ? Memnuniyetle dilerdim. Hastanedeyken çok üzgün olduğumu kaç kez söylediğimi ben bile bilmiyordum ama eğer istediği buysa ömrümün geri kalanında her gün özür dilemeye hazırdım.
Sayfa 208Kitabı okudu
Belki de hakikaten sevmek budur. Belki de ben şimdiye kadar sahiden sevmenin ne olduğunu bilmiyordum.
Sayfa 68 - Ömer
Reklam
"Ben onu görmeden evvel hayatın manasını bilmiyordum, bulamamıştım. Şimdi görüyorum ki, o da bensiz yaşayamayacak..."
Sayfa 109 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.