Tanrılardan söz edene bakın. Ben bir ateist. Ama aynı zamanda bir sanatçıyım ben , o yüzden de yalancıyim. Söylediğim herşeyden şüphe edin . Gerçeği söylüyorum.
Ursula
Avcunuzu yalayın efendiler
Size yoksulluktan söz açar mıyım
Ben usta sanatçıyım
Öyle tongalara basar mıyım
O kızın kara gözleri
İşte o kadar
Siz her sabah sıcak suyla yüzünüzü yıkarsınız
Bazılarınız da soğuk suyu sever
Ben sizi bilmez miyim
Bunca yıl içinizde yaşadım
Ekmeğinizi yeyip suyunuzu içtim
Bir kahvenin kırk yıllık hahn vardır
Ben bunu bilmez miyim
Ben nankör müyüm
Ben yemek yediği sofraya bıçak sokan mıyım
O kızın gözleri işte o kadar
Haydin cehennem olun
Bizim Çukurovada vardır
İsterseniz gidip görün
Haydin cehennem olun
Bu kızın gözleri
İşte o kadar
Avcunuzu yalayın efendiler
Size yoksulluktan söz açar mıyım
Ben, Kinyas dünyaya düşünmeye geldim. Her şeyi hayal etmeye geldim. Çektiğim ve çektirdiğim bütün acılar beni havada tutan balonu şişirmeye yarıyor. Ben hiçbir şey bilmiyor ve hissetmiyorum. Sadece hayalimde yaşıyorum dünyayı. Canlarını aldığım insanları tanımıyorum. Hatırlamıyorum. Yeni hayaller kurup unutuyorum ölmeden önce attıkları o
Evre Başak Clarke bir ressam, “Lütfen beni kimse hastalığımla tanımlamasın, ben sanatçı Evre’yim” diye yazmış çok haklı olarak. 38 yaşında. İki yıl önce evlenip İngiltere’ye yerleşmiş, bir yıl önce de oğlu Oscar dünyaya gelmiş. “Hayatım boyunca hep bir şeylerin savaşını verdim, rahat yüzü gördüğüm pek söylenemez. Yıllar sonra gerçek aşkımı buldum,
Dünya yuvarlak değil! Dünya bir tarafı yukarıda olan oval bir tepsi. Hepimiz kayıyoruz. Gümüş bir tepsiden düşüp kırılan kristal bardaklarız. Ruhum kayıyor. Ayağım kayıyor. Ama çok küçük yaşlarda kayak öğrenmiş bir çocuk gibi kimseye çarpmadan hayatının slalomlarını atan biri de değilim. Daha çok, kaba bir kızağın üstünde önüne çıkan herkesi