Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kürk Mantolu Madonna romandan çok, uzun bir hikâye sayılabilir. Nitekim, kitap yalnızca perspektifiyle değil, kuruluşuyla da bir büyük hikâye görünümündedir. Üstelik, bazı yanlarıyla bir halk hikâyesini andırmaktadır: Raifin bir sergide Maria'nın portresini görerek aşık olması, eski halk hikâyelerinde düşünde gördüğü resme aşık olan gençlerin
"Canınla süpür Cânânın kapısını"
Merhaba Canan, rahatsız etmediğimi ümit ediyorum, yanına geldim çünkü söyleyeceklerim var sana, bugün senelerdir bir türlü bitiremediğim bir meseleyi burada nihayet başlatmaya geldim, lafı uzatmayacağım, biliyorum ki uzatırsam sadede hiç gelemeyeceğim, ben seni seviyorum. Canan, öyle böyle değil çok seviyorum, hani derler ya "gördüğüm ilk
April yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Okur yorumları
➢ Ne güzel yazmışsın. Okudukça okuyası geliyor insanın. Hayriye GÜRBÜZ ➢ Motive ediyor insanı. Okurken iyi hissettiriyor. Gerçekten de kitaplar insanın en iyi dostu. Bunun en güzel kanıtı da bence DENEMELERİM :) Melike ASLIKARA ➢ Şimdilik diğer bölüme geçiyorum ama saat gibi dönüp dolaşıp okuyacağım bir eser. İnşallah bir gün sayfalarını
Sayfa 5 - Odessa yayıneviKitabı okudu
Ah Kalbim
Canınla süpür Cânânın kapısını Merhaba Canan, rahatsız etmediğimi ümit ediyorum, yanına geldim çünkü söyleyeceklerim var sana, bugün senelerdir bir türlü bitiremediğim bir meseleyi burada nihayet başlatmaya geldim, lafı uzatmayacağım, biliyorum ki uzatırsam sadede hiç gelemeyeceğim, ben seni seviyorum. Canan, öyle böyle değil çok seviyorum, hani
Av. Bekir Berk Mehmet Cemal Çiftçigüzeli 1960 YILININ karlı bir ocak ayında Gaziantep kitapçılarında, okunacak bir eser arıyordum. Ortamektep son sınıf talebisiydim. Kilis’e götüreceğim eser, kimsede olmamalıydı! O yıllarda bütün arkadaşlarım bir edebiyat arayışı içine girmişti. Bunda öğretmenlerimizin de payı büyüktü. O günün modası olan ve
Tanrı'nın Seçtikleri
Mesih'e ait biri olarak gerçeği söylüyorum, yalan söylemiyorum. Vicdanım da söylediklerimi Kutsal Ruh aracılığıyla doğruluyor. Yüreğimde büyük bir keder, dinmeyen bir acı var. Kardeşlerimin, soydaşlarım olan İsrailliler'in yerine ben kendim lanetlenip Mesih'ten uzaklaştırılmayı dilerdim. Evlatlığa kabul edilenler, Tanrı'nın
Sayfa 1209 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aşkın ne tamlaması ne de tamlayanı vardır.
Elif Şafak AŞK Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy... “Hamuş” derdi Mevlâna kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç, bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini..? Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradan’ın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu. Mesnevi’yi şerhedenlerin çoğu bu ölümsüz eserin “b” harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi “Bişnev!”dir. Yani “Dinle!” Tesadüf mü dersin ismi “Suskun” olan bir şairin en kıymetli yapıtına “Dinle!” diye başlaması. Sahi, sessizlik dinlenebilir mi? Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. “Neden?” diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla. Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı. Kitabın içinden sayfa / 35 A. Z. Zahara Amsterdam, 2007
Sayfa 35 - Doğan yayın eviKitabı okudu
Bu aşka kalbimi bırakıyorum bu kitabı ikinci okuyuşum
Çok mu çirkinim dedim duyacağım cevaptan korkarak. - hayır, aksine çok güzelsin dedi gözleri ile gözlerime dokunarak. - Neden o zaman sebep ne ki? Dedim arsız ısrarıma şaşırarak . ÇOK AŞIK OLURUM BEN SANA DEDİ ŞAŞKINLIĞIMA ŞAŞIRARAK Ben sana oldum sende bana ol aşk güzel birşey dedim sırıtarak
Giriş Yap  kerzey35
kerzey35
kerzey35
· 07 Kas 2022 Kitabı okudu Hz. Mevlâna, Divan-ı Kebir'de şöyle bir hikâye anlatır: "Adamın biri, sık sık evinin duvarlarıyla konuşurmuş. Dermiş ki: 'Ne olur yıkılacağın bir zaman olursa beni de evvelce haberdar eyle. Ben seni sevdim, senin içinde güzel zamanlar geçirdim, ne yap ne et, lütfen, benden habersiz yıkılma! Çünkü içeride ailem var, kıymetli eşyalarım var. Sen yıkılmadan evvel bana haber verirsen ben de onları dışarıya çıkarırım. Sonrasın da gönül huzuruyla yıkılabilirsin." Ama gel gör ki bütün bu uyarılara rağmen iş böyle olmamış. Duvar bir gün ansızın yıkılmış. Adamın ailesi ve eşyaları enkaz altında kalmış. Adam duvara hayal kırıklığı içinde seslenebildiğince demiş ki: Ben sana defalarca ne demiştim? Benden habersiz yıkılma dememiş miydim? Bugün niye böyle bir vefasızlık yaptın?" Duvar, adama şu ibretlik cevabı vermiş: Ben sana çok kereler mesaj verdim, gece demeden gündüz demeden sana haberler yetiştirdim. Seni defalarca uyardım. Ama sen beni her seferinde duymazlıktan geldin. Ben her ağzımı açtığımda sen ağzımı çamur ile, sıva ile kapattın. Seni her uyarmayı denediğimde beni sen susturdun."
109 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.