Gelelim sanayiye, sanayileşmeye! 1 Kasım 1937’de
şunları diyor:
Endüstrileşmek en büyük milli davalarımız arasında
yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için ekonomik
elemanları memleketimizde mevcut olan büyük
küçük her çeşit sanayü kuracağız, işleteceğiz. En başta
vatan müdafaası olmak üzere, mahsullerimizi kıymetlendirebilmek
ve en kısa yoldan, en ileri ve refahlı Türkiye
idealine ulaşabilmek için, bu bir zarurettir. Bu kanaatle,
beş yıllık ilk sanayi planının geri kalan ve bütün
hazırlıktan bitirilmiş olan birkaç fabrikasını da süratle
başarmak ve yeni plan için hazırlanmak icabeder.
“ ... Bundan sonrası için, bütün tayyarelerimizin ve
motörlerinin memleketimizde yapılması ve harb hava
sanayiimizin de bu esasa göre inkişaf ettirilmesi iktiza
eder.”
Evet, nerede 1937 nerede 1980? Ben lâf dinlemem arkadaş,
kırk yıldır uyumuşuz biz;
Nazif: Yarın sabah, mutlaka yola çıkmalıyız; artık seni dinlemem.
Selma: Ben hastalarımı nereye bırakayım?
Nazif: Öyle ise ben seni bırakır giderim. Canımı pazarda bulmadım ya.
Çok değer verdiğim biri bana dinlemem için bir şarkı gönderdi. Ben ne yaptım? Sevdiğim bir şarkıyı açtım ve onu dinliyorum. Tek desteği sevdiğim şarkıyı dinlemem için hatırlatıcı olması oldu.
Beşerin taptığı bir kendisinin heykelidir;
Dinlemem, etse de Allâh’ı bütün gün takdîs,
Ben bu mel’un putun uğrunda geberdim, hâlâ,
Kabaran kokmuş içimden: “Yaşasın nefs-i nefîs!”
Hilvan, 12 Temmuz 1348 (1932)