Nazım hapisteyken Piraye bir mektubunda ona şöyle yazmıştı; "Kendine iyi bak, sakın benden evvel ölme." Bu cümleyle sarsılmıştı. Hem bunun acısını biliyor hem de yeniden yaşama korkusunu taşıyordu. Nazım bu duyguyu şiire döküp altına da ikisinin adını yazmayı düşündü. O da Piraye'den önce ölmek istiyordu satırlarında...
Ben
senden
Nişanlım dün gitti: Onunla bir daha görüşmeyeceğiz... Nerede olacağını bile kesin bilmiyorum. Şimdiye kadar istediğim, benim için değerli olan her şeyi beraberinde götürdü. Onunla birlikte bütün tasarılarım, düşüncelerim, emellerim kayboldu. Bütün çalışmalarım yok oldu, onca yıl süren emeklerim bir hiçe dönüştü. Çalışmalarımın bir anlamı, işe
ATSIZ-KÜR ŞAD-BOZKURTLAR: TURAN'A DOĞRU
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun
Kür Şad Adı Ne Zaman Doğdu?
Bozkurtların Ölümü Atsız’ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden,
Sizi En Çok Ne Mutlu Ediyor?
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazacak. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. O zaman size soruyorum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar yetiştirmekte mi? Allah'a inançta mı? Kitap okumakta mı? Hayvan sevgisinde mi? Belki de hiç
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mi zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi,
beni yaktırırsın,
odanda ocağın
Ben
Senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
Gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
Odanda ocağın üstüne korsun
İçinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
Şeffaf, beyaz camdan olsun,
Ki içinde beni görebilesin...
Fedakarlığımı anlıyorsun:
Yağmurlu bir Kasım günü,
Cebimde ıslanmış bir mektup,
Zar zor toparlamışım kendimi,
Sol yanım alev, alev,
Seni bekliyorum okul bahçesinde,
İçimde deli bir cesaretle,
Hayatım boyunca unutamayacağım
O ses yankılanıyor uzaklardan ve gittikçe yaklaşıyor,
Merdivenlerde bir koşuşturmaca,
Acı siren sesleriyle bir ambulans geliyor okulun
SOKAKTA BİR DELİ!
Pencerenin önünden seslendim:
—Holmes!...
O sabah sokağı seyrederek vakit geçiriyordum. Cevap alamayınca yine seslendim:
—Holmes!.
—Ne var?
—Sokakta deli var.
—Tımarhaneye mi götürüyorlar?
—Hayır, başıboş dolaşıyor...yürekler acısı bir manzara... adamcağızı ne diye sokağa bırakmışlar?
Günah…
Dostum gerindi, tembel
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun