Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
260 syf.
·
Puan vermedi
Nerden başlayacağımı bilmiyorum. Etkilendiğim o kadar nokta var ki, bana lise zamanında bilgiye karşı olan tutkumu hatırlattı, merek duygumun köreldiğini hissettim ve bunun verdiği neticeyle üzüldüm biraz. Sorulan sorular yerinde ve mükemmeldi. Celal hocayla birebir sohpet hissiyatı verdi. Celal hocanın düşüncelerine katıldığım olsa da bir o kadar desteklemediğim düşünceleri de vardı örneğin maddiyat konusu, bizim gibi kesimlerin başarılı olması için iki kat daha fazla çalışması gerekiyor çünkü ne kadar zeki olsan da para olmadan bir şeyler hep eksik kalıyor. Zamanımızı para karşılığında satmak zorunda kalıyoruz. Hem çalış hemde araştırmak, hedefine oluşmaya çalışmak, insanı piskolojik olarak yoruyor. O da yetmez miş gibi çevrendeki insanlarla savaşmak zorunda kalıyorsun, herkesin etrafında bilgilere açık, entellektüel insanlar yok. Hedef kurmadan önce onların ön yargılarını kırmakla uğraşıyoruz. Çaresizlik duygusu bizlere çok yabancı kalmıyor. Mutluluk; hayatı anlamlandırdığın kadar hissetiğindir. Cümlesi beni çok düşündürttü. Bana benim ne kadar eksik olduğumu hissettirdi. kitabı eleştirecek iyi ve kötü birçok yanı var ama şimdilik benden bu kadar
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı EtkiliyorCelal Şengör · Masa Yayınları · 20232,391 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Selamlar, ben Leyla. İyi desem iyi değil, kötü desem kötü değil. Konu ve karakterler üzerine biraz derinlemesine uğraşılsa güzel bir şey çıkabilirmiş gibi, ama yazar uğraşmadığı için kısa kalmış sanırım. Karakterler konusunda hayal kırıklığı yaşamaktan nefret ediyorum. Orion o karakterlerden birisi. Adam kaos lordu, cehennemin içinden çıkmış gelmiş bir iblis. Adamı bir sayfa boyunca övüyorlar falan ama adam bir konuşuyor, mal mq! 500 yaşında cehennemin içinden çıkmış gelmiş ama ağzını bir açıyor, gerizekalı diyorsunuz. Grinin Elli Tonu okuduğu sahne benim birazcık sempatimi kazandı ama o kadar. Lütfen sevgili yazarlar, altını dolduramayacaksınız karakterlerinizi fazla övmeyin, sonra aramızda lafınıza inananlar oluyor kdkdkdk. Smut sahnesinin rezilliği ise beni benden aldı çünkü ortada öyle bir sayfa yok? Hissedilmeden yazılmış, diğer kitaplardan uydurma birkaç söz öbeği vardı. Ama işte kitap kısa olduğu için hemen bitiyor.
Şevval‘s
Şevval‘s
"sabah uyanmış da rüyasını yazmış" gibi demiş; bence bu kitabı özetleyen harika bir cümle. Önerir miyim? Önermem, paranıza yazık. Ben PDF olarak okuduğum için bana göre hava hoş. Rowan, annesi iblisler tarafından gözünün önünde yakılan bir üniversite öğrencisi ve intikam almaya yemin etmiş. Ancak iblis hakkında tek bilgisi alnında yıldız işaretinin olması ve düşmanlarını yakından incelemesi için Dikenler Şehri'ne girmesi lazım. Doğum gününde bir barda otururken kaos lordu ile tanışır ve yaşanan birkaç anlaşmazlığın ardından bir pazarlık yaparlar. Rowan, kralı devirmesi için Orion’a yardım edecektir; Orion ise Rowan’ın annesinin katilini bulmasına…
Dikenler Şehri
Dikenler ŞehriC.N. Crawford · Olimpos Yayınları · 2023470 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
"Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil." 12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir... Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202123,9bin okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
137 günde okudu
Spoi içerir
Ah, Werther ne çok ağlattın beni... Kiminle göre saplantı olan Werther'in aşkını tüm kalbimle hissettim. Saplantı diyemedim. Werther'a karşı hissettiğim üzüntü buna izin vermedi. Sadece aşkını okumadım ki. Yüreğini okudum Werther'ın. Kimi zaman aşkı onu kör ettiği için yanlış yargılara varsa bile özünde her zaman merhameti olan bu adamın sadece aşktan delirmiş biri olduğunu anladım. İncelememi objektif yapabilecek miyim, bilmiyorum ama deneyeceğim. Lotte'nın kitabın başlarında Werther'a umut vermediğini düşünsem de ilerledikçe Lotte'nın bir şey yapmakarak bile umut verdiğini gördüm. Evet, Lotte bence her zaman umut verdi. Werther'in ona beslediği hisleri bile bile en başından umut verdi. Bu umudun Werther'i öldüreceğini biliyor muydu, bilmiyorum. Bildiğim şey kitabın son sayfalarında Werther'in öpüşüne karşılık veren Lotte'nin hiç de isteksiz olmadığı. Bir gün öncesinde onun sarılışına ve öpüşüne karşılık veren Lotte'nin ertesi gün Werther'in intihar edeceğini bile bile silahları kendi elleriyle yollamasını bekliyor muydum? Hayır, bu kadarını beklemiyordum. Werther'in ölmeden önce bıraktığı mektuplarda bile kendisini Lotte için Lotte'ye olan aşkı için feda ettiğini söylemesi beni korkuttu. Aşktan korktum. İlk defa. Aşk öldürmeli mi, yaşatmalı mı? Kimi aşklar daha okuyoruz imkansız olan ama Werther gibi kendisini kafasına silah dayayıp öldürmeyen. Onlar kendisini öldürmüyor diye yaşıyor mu dersiniz? Benim diyeceğim tek şey: ölümle lekelenmişse aşk uzak olsun benden.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in Acıları
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,4bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap ile Film Arasındaki Farklar ve İnceleme
Yüzük Kardeşliği’ni okumaya başladıktan sonra aslında film ile kitap arasında ciddi farklılıklar olduğunu hatırlamış oldum. Böylece aklıma böyle bir yazı hazırlamak geldi. Bu yazıyı hem sizler için hem de kendim için yazıyorum (sonrasında dönüp dönüp tekrar okuyabilmek amacıyla aslında daha çok kendim için hazırlıyorum sanırım) Filmlerle kitaplar
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318,7bin okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
"Kırdığın Yerden Kırıl!" Nasıl beddua ama. Aslında, "herkese yüreği gibi bir hayat dilerim" demek gibi. Madem kırdın beni sana da aynını yaşatsınlar. Eminim bir çoğunuz "amin" demiştir. Sonuçta kalp kırıklıkları olmayan var mı ki? Zeus Kabadayı çok incinmiş. Çok hayal kırıklıkları yaşamış hayatta. Belki de başlangıcı ve en önemlisi ise babasının yaşattıkları. Şiddet görerek büyümüş, "benim çocuk yaşta gülümsememi benden çaldılar", diyecek kadar küsmüş. Sonrasında ise aşkı ve sevgiyi arayışı hiç bitmemiş. Her seferinde de bu açlıktan kaynaklı çok sarılmış sevdiklerine ama ne yazık ki hep hüsran ile sonlanmış. O da çareyi yazmakta ve müzikte bulmuş. Kitap çok yüksek perdeden bir isyan ile başlayıp sonrasında yavaş yavaş sakinleşiyor. Yani sonlara doğru artık bu yaşanılanlar kabulleniliyor ve  bir olgunlaşma başlıyor. Anlatımı dertleşme tarzında. Böyle karşılıklı çay içip sohbet eder gibi. Aralardaki notlar şahane. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağına eminim. Dedim ya kalp kırıkları olmayan var mı. Keyifli okumalardilerim. ..
Kırdığın Yerden Kırıl
Kırdığın Yerden KırılZeus Kabadayı · Hayy Kitap · 202495 okunma
Reklam
325 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
''Benim ışığımın senin karanlığında daha iyi olduğunu kim söyleyebilir?'' Algernon’a Çiçekler, uzun zamandır okuduğum yüreğimi burkan ikinci kitap oldu (birincisi Şeker Portakalı). Kitabı okurken sürekli gözümde şimdiye kadar hayatımda gördüğüm, hayatına girdiğim tüm özel bireyler canlandı. Kitabın konusuna gelecek olursam;
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515,1bin okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
Ben/Benler
Öteki. Bu öteki kitap belki benim favori klasiğim olabilir. Ya da ilk ona girer kesinlikle. Tüm kitaplarım arasında da ilk ona girer. Konu, üslup, hikaye, yazarın sesi. Her şey mükemmel. Birinin iç dünyasına girmek, gezinmek, eksikleri ve fazlalıkları görmek ve bunu zamanın Rusya’sında yapmak. Müthiş bir eser. Kahramanımız Golyadkin bir memur. Tüm
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,2bin okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
İntikam Aşkı
Bu kitap ilk okuduğum ya da ikinci okuduğum Shakespeare eseri. Okuduğumda aşırı etkilendiğim için yorum yapamamıştım. Tragedyalardan sonra böyle bir eser okumak beni benden almıştı diyebilirim. Çünkü dili tragedyalara göre çok daha etkileyiciydi ve kurgusu da tabii ki. Bilmeyenler için özetlemek gerekirse Hamlet babasının ölümü üzerine düşüncelere
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045,2bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.