Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günaydın. Şu çağın en büyük derdi insan. Dostu, sevgilisi, iş arkadaşı, akrabası... Seçebildiklerimiz de seçemediklerimiz de dert olabiliyor. Her şey yolunda gitse, insanlar zaman zaman can sıkıyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi soruyorlar, neyin var? Paul Auster cevaplıyor: "Benim bir şeyim yok. Doğru insana rastlamadım, hepsi bu." Yeni bir haftaya girerken doğru insanlar diliyoruz sevgili okur. Doğru dürüst insanlar... Var olun. 🌸
"Sen benimle oynuyordun. Benden nefret ediyordun. Çünkü sevgin nefrete dönüşmüştü. Ben farkındaydım. Buna rağmen seni sevmeye devam ediyordum hala da ediyorum. Ben, sana hak vermeye çalışıyordum, veriyordum da. Oysa senin çektiğin acılardan belki daha da fazlasını ben de çekmiştim. Sen beni, seni kolayca unuttuğumu, hiçbir şey olmamış gibi
Reklam
Anlayış, acıma, nefret ve genel kayıtsızlığı karıştırıp bir çorba yapar, adına sevgi derler. İnsan bir kere sevmenin ne olduğunu sizin ve benim gibi hissettikten sonra, o katıksız ihtirası ve katıksız yükselmeyi yaşadıktan sonra, daha azına razı olmak imkânsızdır.
Günaydın
Şu çağın en büyük derdi insan. Dostu, sevgilisi, iş arkadaşı, akrabası... Seçebildiklerimiz de seçemediklerimiz de dert olabiliyor. Her şey yolunda gitse, insanlar zaman zaman can sıkıyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi soruyorlar, neyin var? “Benim bir şeyim yok. Doğru insana rastlamadım, hepsi bu."
Paul Auster
Paul Auster
Yeni bir haftaya girerken doğru insanlar diliyoruz. Doğru dürüst insanlar... 🪷🤩
Biryudumkitap
Şu çağın en büyük derdi insan. Dostu, sevgilisi, iş arkadaşı, akrabası... Seçebildiklerimiz de seçemediklerimiz de dert olabiliyor. Her şey yolunda gitse, insanlar zaman zaman can sıkıyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi soruyorlar, neyin var? Paul Auster cevaplıyor: "Benim bir şeyim yok. Doğru insana rastlamadım, hepsi bu." Yeni bir haftaya girerken doğru insanlar diliyorum. Doğru dürüst insanlar...
Benim aydınlıktır ülküm, sizin olsun kürküm Benim yolum başka çünkü Ben yine eşitlikçi birkaç güzel türkü söyler Ölene kadar özgür yaşarım, yaşayamam çünkü başka türlü Bi' başka dünya mümkün, bi' başka dünya mümkün Yeter ki güzelleşsin her yer de ben edilirsem edileyim Nazım gibi sürgün.
Reklam
— Ama gördüğü eğitimi, yetiştiği dönemi unutma, dedi Arkadiy. — Gördügü egitim mi? Her insan kendi kendini eğitmek zorundadır; sözgelimi, benim gibi... Döneme gelince, neden yetiştiğim döneme bağlı olacakmışım? Varsın o bana bağlı olsun. Hayır kardeşim, bütün bunlar boş seyler, gevşeklik...
Bonjouuuuurr :)
“Hayaller ona mutluluk yollarını açar. Çeşnisi değişik, aldatıcı, tatlı bir zehir.” Dostoyevski “Gerçekte sadece hayal ettiğimiz kadarız, geri kalan parçamız gerçeğe dönüştüğü anda, dünyaya ve etrafımızdakilere ait olur. Hayallerimden birini gerçekleştirebilsem kıskanırdım onu; gerçekleştirilmesine ses çıkarmamakla bana ihanet etmiş olurdu.” Pessoa Konu kavramlar olduğunda o kavrama muhatap olan kişi sayısı kadar anlam olması ihtimali vardır. Bizler aynı hayatın farklı boyutlarını yaşayan insanlarız. Aynı kavram hayatımızın farklı evrelerinde farklı farklı anlamlarla öne çıkarken. Eylem üzerinden değerlendirildiğinde birey hayatın akışı içerisinde sorumluluklarından kalan vakitte kurduğu hayal ile yaşadığı dünyaya anlam katar. Yani hayaller kimileri için Pessoa gibi kendi iç dünyalarında sığınacakları liman yaratırken. Kimileri için ise Dostoyevski gibi hayal çeşnisi tatlı bir zehirdir. Benim için ise: Hayat gözümüzün önünde müspet ya da menfi sunduğu imkanlar kadardır. Hayal ise sabah güneşi gibi aydınlatır hayatı, ışığın açısının sunduğu güzelliktir hayal kurmak. Ve nerede bir güzelliğe şahit ya da dahil olursak kurulan bir hayal olduğundan emin oluruz. Hayal kurmaktan vazgeçmeyin...
"Gelin, benim dostlarım, Çok geç değildir henüz yeni bir dünya aramak için... çünkü benim amacım ölünceye kadar yelken açmaktır ötesine gün batımının... ve eski günlerdeki gücümüz olmasa da artık o yeri göğü titreten, biz yine de biziz; Hâlâ mangal gibi yüreğimiz var, zaman ve kader yıpratsa da bizi, irademiz kuvvetli çabalamak, araştırmak, bulmak ve pes etmemek için."
"Yasaların benim gibi kadınları cezalandırdıklarını, ama erkeklerin yaptıklarına gözlerini kapadıklarını öğrendim."
Reklam
bir an ve sonrasında hiç. bu pencerenin arkasında gece titremede ve yeryüzü giderek durmada
Mahzun olur gibi oldu. Hani öksüzü döverler ağlamaz da tutup okşarlar, garipser, ağlar. Benim okşamam da ona öyle geldi.
Geceleri gelen mesajlar o kadar korkunçtu ki benim bunları yazmaktan pişman olduğumu anlıyor ve iyiliğim için okumamış gibi davranıyordu. Geceleri yolladığım o öfkeli mesajlardan dolayı pişmandım, sabah uyandığımda pişmanlık hissediyordum, gece neler yazdığımı düşününce korkunç panikliyordum, ancak Astrid'in bunları okuyup ya da okumadan göz ardı etmesine de bozuluyordum, çünkü bu öfkeli gece mesajları en gerçek olanlardı ve bana doğruyu söylemenin yasak olduğu, doğruyu söylersem cezalandırılacağım öğretildiği için onları yazdığıma pişman oluyordum.
Sayfa 67 - Siren
536 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yorum
Merhaba bugün bu kitap'ın yorumu ile geldim. İlk başladığında eh işte diyerek başladım ama bir iki sayfa sonra Emma'nın yaptığı kemikli yüz tarifinden sonraki "kafatası bile çekicidir" tarifinden sonra gülmedim değil daha önce hiç duymadığım ve okumadığım için komik ve tuhaf buldum. Yazarın dile bana biraz yavan gelmedi değil sanırım o da yazarın sürekli dış görünüşü falan betimlemesinden dolayı. Bence yılda 1 kere görüşmek pek de aşk gibi gelmedi bana, bir insanla aşıksan onu her zaman görmek birlikte olmak istersin sonuçta öyle değil mi? Evet aşk başka şekiller de olabilir diyeceksiniz buna da katılıyorum ama normal gelmeyen bir yanıda var bence. 2. Bölümün sonuna doğru Em değişmeye ve Dex ile artık yollarını ayırmak istiyor, bence çok da iyi yaptı yavaş yavaş kendi değerini anlaması ve Dex'i bırakması çok hoştu en azından bir süreliğine de olsa. Çoğu kişi çok severek okumuş ha bende sevdim ama sevmedim de tam arada kaldım hani derler ya nörtüm diye hee tam öyle işte, özellikle Dex'in Emma'yı ve hayatına giren neredeyse her kadını cinselleştirmesi ve bu şuan ki günümüzün de sorunu olması beni kitaptan soğuttu hatta bazen okumak bile istemedim yarım bıramka istedim ama kitapları yarım bırakınca beni bir şeyler dürtüyor ve o kitabı bitiriyorum bu kitap da öyle oldu benim için. En çok da Em'in vefat edip Dex'in daha fazla değişebileceğini görememiş olmak daha da üzücüydü benim için.
Bir Gün
Bir GünDavid Nicholls · Pegasus Yayıncılık · 20106bin okunma
O kadını hemen görmem gerektiğini düşünsem de bir yanım görmememin, onu sevdiğinin gözünden hayal etmeye devam etmemin daha iyi olacağını söylüyor. Belki de benim gözümden bakınca, şu anda olduğu gibi görünmeyecektir. Neden böylesine güzel bir tabloya zarar vereyim ki?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.