Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabı Türkçeye ilk olarak Gönülçelen olarak çevrilmiştir. Bu yüzden incelemeye bu başlıkla başlamak istedim.
Kitabı okumadan önce Vurun Kahpeye'yi okumuştum. O kitabın eski kelimeler içeren ve görece ağır anlatımından bu kitaba geçince anlatımı başta yavan geldi. Bırakmayı bile düşündüm. Ancak okudukça içine çekti beni sanki kitabı okumuyordum da izliyordum. Bir film gibi geldi bana. Çok sürükleyiciydi. Sürekli olaylar olayları kovalıyordu. Yaşam tarzı ilginç geldi bana Holden'ın hiçbir an boş değil gibiydi. Her an başka başka şeyler yapıyordu. Eskrim takımı başkanı; hokey, tenis, golf, dama oynuyor ayrıca tiyatroya, sinemaya (sinemayı genel olarak sevmez) bol bol gidiyor ve çok kitap okuyor. Onun yaşamını düşününce benim sınavdan sınava sürüklenen hayatım çok boş geldi. Aslında kitabın konusu ve vermek istediği mesaj bu değildi ama çok ilgimi çekti yazmak istedim.
*Paragraf spoiler içerir. *
Holden çok acılar çekmiş bir çocuk. Çok sevdiği kardeşinin lösemiden ölümüne tanıklık etmiş ve dayanamamış bu duruma. Psikolojisi bozuluyor bu olaydan sonra ve psikiyatriste de gidiyor. Kitabın sonlarına doğru ölmüş kardeşi Allie'nin seslerini duyması, korku duyması durumunu gösteriyor.
Bu kitapla Holden'ın hayatına üç günlüğüne tanık oluyoruz. Çok farklı ve özgün düşünceleri var. Ben okumayı ve biraz da olsa dünyaya onun gözlerinden bakmayı sevdim. Okumanızı öneririm.
Vladimir İlyiç Lenin
Ah kör olası Adem :) Ah Adem, Vah Adem. Ne diye yedin o elmayı bak gördün mü nereden nereye geldik :)
Bu kitabı, kendine ben şeriat istiyorum diyen hilafet istiyorum diyen kadın ( adına kadın diyorum , feministlere hakaret olacak ) ümmetin kızıyım ben diyen din mücahitleri
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
