Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Uzun sayılabilecek hayatıma altmış civarında eser sığdırdım. Abdülhamit Dönemi’ni, Birinci Dünya Savaşı’nı, İkinci Meşrutiyeti ve Cumhuriyet dönemini gördüm fakat hiçbirisini kitaplarıma koyacak kadar önemsemedim. Çünkü Aristoteles’in söylediği gibi “İnsan nasıl yaşamalıdır?” sorusu her olaydan daha önemlidir benim için. Hiç evlenmedim. Toplumun içine karışmak, bir edebi akıma dâhil olmak ya da gündemdeki olaylarla ilgilenmek; Heybeliada’daki evimde oturup örgü yaparak ölümü beklemekten daha değerli değildi. Zaten hastalık boyutuna ulaşmış titizliğimle huysuz bir ihtiyar olmuşken beni kimse istemezdi. Ve sonunda beklenen ölüm 8 Mart 1944’te zatürre bahanesiyle buldu beni.
Sayfa 13 - Ben Hüseyin Rahmi Gürpınar, ÖldümKitabı okudu
Gammaz Yürek
Evet! -asabi- hep çok, çok, dehşetli asabiydim, şimdi de öyleyim, ama kim demiş deliyim diye? Bu illet duyularımı yok etmek, köreltmek şöyle dursun, daha da duyarlı kılmıştı. En çok da işitme duyumu. Yedi İklim dört bucak her şeyi işitiyordum. Cehennemden pek çok şey işitiyordum. O zaman nasıl deli olabilirim ki? Şimdi kulak verin bana! Ve görün
Reklam
Teşekkür
Bu kitap, modern Türk milliyetçiliğinin ilk dönemini inceleyen bir eserdir. İslâm dinine, Osmanlılığa, devlet ve ülkesine yürekten bağlı güçlü Türklerin ateşli milliyetçiler olarak oldukça hızlı bir şekilde değişmeleri bu milletin kendisini bile düşündürmüştür.* Bu, Türk milliyetçiliğinin temelinin daha önceki devirlerde atıldığı fikrini
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Divan-ı Lûgâti’t-Türk’ün Bulunuş Hikâyesi
Başka birkaç kaynakta daha anılan ve bilgilerinden yararlanılan Divanü Lugati’t-Türk’ün varlığı bilinmekte ancak 1914 yılına gelinceye kadar tek bir nüshasına bile ulaşılamamaktaydı. Oysa Divanü Lugati’t-Türk’ün bir nüshası eski Maliye Bakanlarından Nazif Bey’in kitaplığında bulunmaktadır. Türk dili ve kültürü bakımından önemini bilemeyen ancak
Sayfa 96 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bahsettiği kitabı: Ölü Canlar
Başlamış olduğum o esere devam etmeliyim... Puskin'e karşı yemin etmiştim, zaten fikir de ona aitti. Bu eser benim için kutsal bir vasiyettir. Bundan sonra yaşamımın her dakikası benim için çok değerli. Zira fazla uzun yaşayacagimi sanmıyorum!
Reklam
Moğol İmparatorluğu'nun yükselme ve gerileme dönemlerinde yaşa­dı ve hükümdar oldu. Dedesi Cengiz Han'ın Pekin'i ele geçirdiği 1215 yılında doğdu. 1294 yılındaki ölümü de Moğol İmparatorluğu'nun yüzyılın başından itibaren artan çöküşüne ve parçalanışına denk geldi. Göçer bir fatih olmaktan çıkarak, yerleşik bir toplumu etkin biçimde yöneten ilk
Moğollar ve top barutu Cengiz Han ile' Moğollarının Çin gibi kapalı bir imparatorluğu açtıkları zamandan çok önce, Çinliler tarafından yapılan o zamana ait keşifler hakkındaki kesin bilgilerimiz çok azdır. Daha sonradan, yani 1211 senesinde Çin’de top barutundan bahsedildiğini sık sık işitiyoruz. Bu barutu Çinliler Ho- Pao dedikleri
74 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.