Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benzetmeye bak!
Kırk yaşının biraz üstünde görünüyordu. Alnındaki saç çizgisinden, kahkülleri hendek duvarı gibi yükseliyordu. Yüzünün en az yarısı cennete yükselmek için gayret ediyor gibiydi. Gözleri, kazı çalışması yapılmış tepeler gibi eğriydi. Paralel çizgiler şeklinde simetrik olarak sağ ve Sol tarafta yükseliyordu. Balinadan bile daha ince gözleri vardı. Yüzünde büyük olan tek yer ise burnuydu. Başka birinin burnunu çalıp kendi yüzünün orta yerine yapıştırmış gibi görünüyordu. Devasa bir tapınağın fenerini alıp ufacık bir bahçenin orta yerine koymuşlar gibiydi.
Benzetmeye bak :)))
- Telemann var mı sende? * - Yok, sevmiyorum. Hiç sevmiyorum barok müziği. Mekanik bir müzik. Bana her gün üç kez dişini fırçalayan, her çekilişten önce bankalara para yatıran, perşembe pazarını kaçırmayan adamları hatırlatıyor. Hani kurulunca çalan müzik kutuları vardır, korkunç can sıkıcı. Onlar gibi. Dinlemek istersen al, bak burada Telemann var. .
Sayfa 76 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Benzetmeye bak
Madam de Mortsauf baloda topu topu bir tek sözcük söylemişti, ama sesini tanıdım, ruhuma işledi, bir tutuklu hücresini doldurup ışıldatan bir güneş ışını gibi dolduruverdi ruhumu.
Özdemir İnce
Özdemir İnce
“…ama anlam dediğimiz şey metnin içinde, biçiminde ve yapısındadır; metin anlamın kafesidir, anlam metin ka­ fesindeki kuştur (benzetmeye bak!) bir kuş kafesinde ne kadar özgürse, anlam da bir metinde o kadar özgürdür, önepıli olan metin kafe­ sinin boyutlarını ve ufkunu olabil­ diğince geniş ve büyük tutmak.”
Görebiliyor musun? Senden farklıyım. Beni kendine benzetmeye çalışma. Sana benzemek istemiyorum diye beni kötüleme, kin gütme. Olduğum gibi kabul et. Kendi kuruntularınla ölçüp sınıflandırma beni. Uydurma kalıplarla kendini sınırlama. Bak bu tarafa! Benim için düşündüğünün ötesindesin. Sen varsın. Ben varım. İkimiz farklıyız diye biz oluyoruz...
Ahhh siz kadınlar, ah siz ev hanımları, ah siz çoluk çocuk sahibi kadınlar. Şimdi seninle konuşuyor olsaydım, ne söylesem yine kader mi diyecektin acaba? Anlattığın ne varsa hepsi baştan aşağıya kendi gerçeklerin. Sana iyi gelen, seni tembelleştiren gerçekler. Senin gibi yüz binlerce kadın akşama kadar evde yaşıyor ve hepsi saatlerce televizyon
Reklam
KÜLTÜR DAVASININ BAŞI Gözümüz daima yükseklerdedir. Her işimizi büyük, heybetli yapmak isteriz. Küçük işlere tenezzül etmeyiz. Yeni kurulan bir daireye eşya mı alınacak? İlk akla gelen şey maroken koltuklardır. Müdürün yazı masası pek lükstür. Haftada 40-50 imza atmaktan başka işi olmayan daire şefinin hokka takımı en pahalı
69 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.