Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz nispette bizimdirler.
Sayfa 85 - Dergay Yayınları, 10. baskıKitabı okudu
"Ona (Molla Bey'e) göre esas olan, zaman dediğimiz şeyi insan ruhunun benimsemesi, bir meyve ısırır gibi, kendi izlerini ona kuvvetle geçirmesiydi."
Sayfa 64 - Dergah Yayınları, 10. baskıKitabı okudu
Reklam
156 syf.
·
Puan vermedi
"Huzur" ve "Sahnenin Dışındakiler" serisinin ilk romanı. diğerlerine göre hacmi küçük de olsa derinliğinden bir şey kaybetmemiş. Ve tabii ki yine müthiş bi anlatım. 8 bölümden oluşuyor kitap. "İki Uyku Arasında" ile Behçet Bey'in saat tiktakları ve kitap kokularıyla dolu dünyasına giriyoruz. "Baba ile Oğul" kısmında Behçet Bey ile babası İsmail Molla arasındaki ilişki anlatılıyor. "İki Dünür" bölümünde İsmail Molla ile çocukluk arkadaşı ve dünürü Ata Molla'nın hikayesine konuk oluyoruz. Tabii bunları okurken o dönemin yaşayışı, sarayı ve saraya yakın kişilerin yaşayışlarını da öğreniyoruz. "Behçet Bey'in Evlilik Yılları" bölümünde Atiye Hanım'la tanışıyoruz. Başlı başına bi roman olabilecek bölüm ise "Garip Bir İhtilalci". Doğu medeniyetinin çöküşünü ve değişim sancıları içindeki imparatorluğu anlatıyor Sabri Hoca ile. "Hısım Akraba Arasında" bölümünde Halit Bey'in hikayesi yer alıyor. "Eski Bir Konak" adlı bölümde dönemin sosyal hayatı gözler önüne seriliyor. Son bölüm "Mahur Beste Hakkında Behçet Bey'e Mektup". Her bölüm bir hikaye gibi tek başına okunabilir.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
"Ah eski İstanbul! İçten içe kaynaşan hayatıyla, durmadan çarpışan ihtiraslarıyla, kin ve sevgileriyle, birdenbire coşan nefretleriyle, kaynayan sular gibi içten dönen ve derinleşen dolaplarıyla, daima kızdırılmış bir kaplan gibi atılmağa, parçalamağa hazır ocaklarıyla, tekkeleriyle, esnafıyla, o kadar parça parça, dağınık göründüğü halde istediği gün, sokakta, çarşıda, meydanda birdenbire birleşen, acayip ve korkunç bir mahluk gibi halka halka büyüyen, genişleyen, okyanuslar gibi homurdanan, önüne çıkan her şeyi yakıp yıkan, devirip altüst eden, kadını erkeğini tamamlayan halkıyla her türlü canlılığın üstünde canlı şehir."
Sayfa 44 - Dergah Yayınları, 10. baskıKitabı okudu
Arkɑmdɑn konuşup beste yɑpɑcɑğınɑ yüzüme konuş düet yɑpɑlım
Üç yaşında da yalnızdı, on beşte de, seksende de, Yağmurların altında, bulakların kenarında. Türküsünde, koşmasında, şarkısında, Tamamda da, noksanda da, Papatya gibi yalnızdı, kuşyemi gibi ya
Reklam
Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michelangelo' nun resim yaptığı, Beethoven' ın beste yaptığı veya Shakespeare' in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup "Burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş." desin.
Sayfa 52 - Martin Luther KingKitabı okudu
Bektaş mayıs böceği kadar yalnızdı, Esaretinde hürriyetinde sevdasında, Üç yaşında da yalnızdı, on beşte de, seksende de, Yağmurların altında, bulakların kenarında. Türküsünde, koşmasında, şarkısında, Tamamda da noksanda da, Papatya gibi yalnızdı, kuşyemi gibi yalnızdı. ...... İğneden ipliğe işte Bektaş, yapayalağuzdu...
Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.