Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şayet bir kimse Allah'a karşı delil öne sürerek 'Benim şöyle olmam Senin ilminde kayıtlıdır, dolayısıyla beni bu konuda hesaba çekme' derse yüce Allah, ona 'seni olduğundan farklı bir şekilde mi bildim? Şayet sen böyle değilsen, senin olduğun hal ne ise o şekilde bildim' der.
el-Fütuhatın 411. babıKitabı okudu
Şu saatte düşündüm biraz.Geç kalınmışlık hissiyatı var üzerimde çünkü.Fakat diyorum ya bu bir hurafeyse? Sonra Tolstoy'un Bisikleti aklıma geliyor ve hurafeymiş diyorum.Sanırım bizi yaşlanmak ve gençken yapabildiklerimizi yaş alınca yapamamak korkutuyor.21 yaşındayım.Toksik her şeyden arınarak girdim 2022'ye.Daha öncesinde de bunun için çok çabaladım.İnanılmaz bir çabaydı.Kendimle çok savaştım.Vazgeçmek için,direnmek,ayakta durmak için.Herkesin hayatında sevginin,aşkın,nefretin tanımı hemen hemen aynıdır öyle değil mi? Birisine sevgi nedir diye sorunca muhtemelen vereceği cevap hepinizin aklına geliyordur.Ben bilmiyorum ne olduğunu.Bana bu tanımlar çok yanlış öğretildi.Ben sevgiyi kötü bir duygu bildim nefrete sarıldım hep.Sevgiyi bilmediğimden aslında yaşadığımı bir ilişki zannettim.Kötü hissettirmesinin normal olduğunu düşündüm,çünkü iyi hissetmeyi bilmiyordum.Kötü duygular varlığımı onaylıyordu.Öylesine merhametli davrandım ki karşımdaki insanlığını kaybetti.Bu her zaman böyle olmuştur.Bir ömür verdim ama yine de kendimle o kadar gurur duyuyorum ki.Kimsesiz bir kız çocuğuyum.Kendimi ben büyüttüm.Bu onlarca tanım karmaşasını kendimi karşıma alarak her gün çözmeye çalıştım.Birçoğunu öğrendim.Mutluyum.Ama hâlâ bazen kafam karışıyor.Belki biraz fazla karışıyor.Örneğin hâlâ birisi benden nefret edince aşırı mutlu oluyorum.Her neyse.Düzeleceğiz..Ben kendi ellerimi asla bırakmayacağım..
Reklam
Yalnızlık kısmı...
Müslüman olmak beni, kendimi bildim bileli içine düştüğüm yalnızlıktan çekip çıkardı. Nasıl oldu? Yeni dostlar, aralarında kendimi emniyet içinde hissedeceğim kardeşler, ihvan, bir cemaat mi buldum? Hayır. Yalnızlıktan kurtuluşum bir bakıma modern bir insan olmaktan kurtuluşum sayılır. Ben bu kurtuluş özlemimi 1964 yılında, Dinsin dinsin benim
Sayfa 85 - TİYO / WALDO SEN NEDEN BURADA DEĞİLSİNKitabı okudu
144 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Hasan Hüseyin Korkmazgil️️ Kör olasın demiyorum Kör olma da gör beni diyen adam. Kahrolasın demiyorum Kahrolma da gör beni.
Acıyı Bal Eyledik
Acıyı Bal EyledikHasan Hüseyin Korkmazgil · Bilgi Yayınevi · 20161,699 okunma
"İşte o anlamadığın tarafıma yakalanıyorsun sen, dedi, bildim mi? Oysa basit biriyim. Sense her şeyi gözünde büyütüyorsun. Olduğu gibi göremiyorsun, büyüteçle bakıyorsun."
Sayfa 88 - İz YayınlarıKitabı okudu
Ben de kalbimi yokluyorum sık sık; hep ağrılı, vesveseli gidip gelen buluyorum. "Huzursuz, hüsran duyan kalp." diyorlar; "Benim, buradayım," diyemiyorum. "Allah korusun!" diyorlar. Kendimi nereye saklayacağımı şaşırıyorum. Kalbin saklı olduğu yer iyi ki böyle derinde. Acaba beni görüyorlar mı? Acaba bu insanların hiç kalpleriyle işleri oldu mu, kalbin her an soyulmuş hissinde olması nasıl biliyorlar mı, herkesin kalbi bu kadar oynak mı, bu kadar hevesli ve bu kadar dar ve alıngan mı, bu kadar kendini bilmez mi, kalp şımarmak mı istiyor, yatışmak mı, bunu nasıl öğrenebilirim? Ben yatışmak istiyorum. Kendimi bildim bileli galiba şımarabilmek istedim, bu bana verilsin istedim. Öyle derin bir açlık ki mide kazınması gibi kalbimi kazıdı durdu. Başka şeye bakıp geri çekilemedim. Otuz sene kasap vitrini seyretmiş, lokma yiyememiş kedi gibi, otuz sene dünyayı seyrettim lokma yiyemeden, artık canım da bir şey istemiyor. Anlamadım, adam olmadım, herhalde daha da kırığım, ama artık bu vakit, o vakit değil, artık istemiyorum. Bazı şeyler düşünerek değil, üzülerek öğreniliyor. Ama öğrenilenden ve ne şekilde öğrenildiğinden asla bahsedilemiyor. Kişiyi kişi yapan bilgi de ancak böyle elde ediliyor. Kaynaksız, kırıklık, üzüntü, elde edemeyiş, kaçırış, en büyük fedakarlıkların neticesinde en derin aşağılanış bilgiyi oluşturuyor. Öyle ki insan bunları bildiğini bile söyleyemiyor, sadece artık öyle yaşıyor. Daha neşesiz, daha sakin, kıpırtısız, daha dünyaya bağını gevşetmiş, daha ince ve seyrek bakışlı, yeni üzüntülere ev sahipliği yapmaya daha hazır.
Reklam
Amed, Ahmet, Diyarbakır Kalesi ben seni bildim sen beni bildin mi...
Elimde çay var, limonlu. Hayat çok tuhaf. Düşerken insan tutunmak istiyor. El uzatanlar en kıymetlilerin oluyor. Ancak ne acı ki tutunduğun o güzel ve kıymetli ellerin sahipleri en çok zarar görenler oluyor. İbrahim Abi, " Un ufak olmak iyidir olmamaktan" demişti ancak ben çoğu zaman tam aksini düşünürüm. Değer verdiklerine zarar verdikten sonra olmanın ne anlamı var ki bu hayatta. İsmet Özel, "Hata yapmak fırsatını Adem'e veren sendin/ bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana" demişti. Hata yapmak mayamızda var. Ancak bunu hatalarıma bahane mi kılar oldum bilmiyorum. Bu hayattan ne öğrendin derseniz bana, öğrenmenin ve hata yapmanın hiç bitmediğini öğrendim. Yine İsmet Özel'in ifadesiyle, "insan iddasından vurulurmuş hep" bildim. Hayattaki imtihanların kolay olmadığını ve bu hayatın çoğunlukla limoni devam edeceğini öğrendim. Babamın ifadesiyle, "Hayattaki birçok şey nasiptir, mutluluk ise Allah'ın ayrı bir ikramıdır, her kula nasip olmaz." Vesselam...
“Ben kendimi bildim bileli yalan söylüyorum. Herkese ve en önemlisi de kendime. Anlattıklarım gibi düşündüklerimin, hatta geçmişimin bile yalan mı yoksa gerçek mi olduğunu hiç bir zaman bilemiyorum.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.