Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dinimize, peygamberimize, tarihimize ve insanımıza yönelik saldırılar, kuşkusuz bundan sonra da kesintisiz devam edecek, tekrarlanacaktır. Hatta daha yoğun ve geniş kapsamlı olacaktır. Üstün geleni taklidi, egemen olana gönüllü bağımlılığı alışkanlık hâline getirmiş bizim coğrafyanın bazı çocukları da ne yazık ki bu konuda onlara katılacaklardır.
Çünkü çok bilgelik çok keder doğuruı; bilgi arttıkça acı da artar.
Reklam
"Druidler gizemli bir tarikat idi ve sahip oldukları bilgileri yetiştirdiklerine sözel olarak aktarırlardı, onun için ne yaptıklarını ya da işi nasıl ele aldıklarını bilmenin bir yolu yoktur. Çoğunlukla (kadınlar da druid olabilseler de) biraderlik denilen bir şey oluşturmuş ve düzenli toplantılar yaparak birbirleriyle teması sürdürmüş görünmektedirler. Farklı druidler tarafından yerine getirilen özel görevlerle ilgili bir hiyerarşi vardı. Muhtemelen bazıları belli alanlarda uzmanlaşmışken diğerleri daha genel bir role sahipti. Dini meseleri ele almanın yanısıra filozof, bilgi saklayıcısı, kâhin ve yasa koyucusu da olabiyor ve başka bir dizi işlevi yerine getirebiliyorlardı. Bunun ozanların sahası olması daha muhtemelse bile , hikâye anlatmakla da ilgileniyorlardı. "
Hakiki bilgi ,korkunç hakikati kavrayış ,eyleme dürten her türlü güdüden üstün gelir ,hem Hamlet 'te,hem de Dionysosçu insanda .Şimdi artık hiçbir avuntu işe yaramaz ,özlem ,ölümden sonraki bir dünyanın ,tanrıların bile ötesine geçer ,varoluş ,tanrılardaki ya da ölümsüz bir öte dünyadaki parlak yansımasıyla birlikte ,olumsuzlanır.İnsan bir kez görmüş bulunduğu hakikatin bilinciyle,şimdi her yerde yalnızca varlığın korkunçluğunu ya da saçmalığını görür ,şimdi Ophelia'nın yazgısındaki simgeselliği anlar,şimdi bilir ,orman tanrısı Silenos'un bilgeliğini :tiksinir bundan .
Plotinos, (Tanrı) Bir'i Akıl'ın üzerine yerleştirmekte
Ve O'nun varlığından, formundan, özünden, niteliklerinden vb. söz etmenin mümkün olmadığını söylemektedir. Bu en azından, O'nun alışılagelen anlam­da yani akılsal bir bilgi ile bilinemeyeceği anlamına gelmektedir. Çünkü akıl düzeyinde bilgide, ister bilen ile bilinen arasında bir ikilik olsun, ister Aristoteles'in tanrısal bilgiyle ilgili olarak kabul ettiği ve Plotinos'un da benimsediği şekilde onların ikisi bir ve aynı şey olsunlar, esas olan bilinenin akılsal bir şey olması yani bilen akla kendisini sınırlı, belirli bir form, bir öz olarak sunmak zorunda olmasıdır.
Sayfa 207 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Yaşamımızdaki her bilinçlenme, öncelikle bilinçaltı duygusal kalıplarla ya da gerçeklik bilgisiyle beslenen düşünce ve hayallerle başlar. Nasıl tamamlanmış bitkinin ihtiyacı olan bilgi tohumda bulunursa, Yaratılışta beliren tüm bilgiler de saf "Oluş"ta bulunur. Kuantum fiziğinde bu alana "standardize alan" ya da "maddenin en düşük hareket alanı" denir.
Reklam
Nörobilimci Vilayanur Ramachandran, erkeklerin sarışın kadınları tercih ettiği klişesinin, biyolojik bir gerçeklik tohumu barındırabileceğini düşünenlerdendir: Açık tenli kadınlar hastalık belirtilerini genellikle daha kolay belli ederken esmerlerin koyu renk tenleri kusurlarını daha iyi giz- leyebilmektedir. Sağlıkla ilgili daha fazla bilgi, daha iyi bir seçim yapmayı olanaklı kıldığından, tercih edilen bir özelliktir.
Sayfa 93
Bu kitap girilebilecek en büyük kapıdır; bütün kapılar kapansa bu kapı asla kapanmaz. O, düşünceleri sağa sola meylettirmeyen dosdoğru yoldur, arzuları saptırmayan Zikr-i Hakîmdir; âlimlerin kendisine bir türlü doyamadığı semâvi bir kitaptır. Onun mucizeleri asla son bulmaz. Bu kitabın bulutları gitmez, ayetleri bitmez, bilgileri gelişmez. Onun
"Ne Kadar O Kadar" retoriği
"Ne kadar korku o kadar bunalım, ne kadar özgüven o kadar başarı, ne kadar cesaret o kadar özgürlük, ne kadar vatanseverlik o kadar güçlülük, ne kadar adalet o kadar huzur, ne kadar sosyal sermaye o kadar toplumsal barış, ne kadar çaba o kadar şans, ne kadar emek o kadar ücret, ne kadar sabır o kadar zafer, ne kadar inanç o
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.