Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zeus öfkelidir veya öfkeliymiş gibi görünür ve şöyle der: "Madem öyle, ben de insanlar dan hayatı ( bios'u) ve ateşi (pyr'ü) saklayaca ğım." İnsanlardan hayatlarını, bios'u sakla mak ne demektir? Bios hayattır ama aynı za manda insanları yaşatan, canlılığı besleyen şeydir, yani tahıldır. Yunanlara göre, insanlar tanrıların aksine ekmekle beslenirler. Tanrılar ekmek yemez, fakat insanlar ekmek yer, ek mekle hayatta kalırlar. Bu yüzden de ekmek lerini aramaları gerekir. Fakat önceden, insan ların tanrılarla birlikte yaşadıkları dönemde, buğdaylar mezradan kendiliğinden çıkıyor, kendiliğinden pişiyor, mayalanıyor, ekmek oluyordu. Hepsi de kendiliğinden oluyor, in sanlar hiçbir şey yapmıyorlardı. İnsanlardan hayatın, buğdayın saklanması ne anlama gelir öyleyse? Artık buğday elde etmek için tohu mu toprağa gömmek, yani bir saban sahibi olup ekin ekmek, saban demiriyle toprağı ya rıp içine sperma, buğday tohumu yerleştirmek gerektiği anlamına gelir. Sonra kuşlar tohumlan yemesin diye toprağı örtmek ve beklemek gerekir. Tanrılar dilerse, Demeter lütfederse, buğday filizlenecektir. Ama iş bununla da bit mez, ekini biçmek de gerekir ... Velhasıl buğda yı saklamak şu anlama gelir: "Artık ekmeğini alnının teriyle kazanacaksın." Çalışmak gere kecektir artık. Toprakla cebelleşmek, toprağı işlemek gerekecektir. Terlemek gerekecektir. Buğdayın tohumunu saklamak gerekecektir. Buğday insanlardan saklanmıştır, artık kendi başına yetişen buğday bulma imkanı kalma mıştır.
Sayfa 26 - Pinhan
Sokrates.
"Sorgulanmayan bir yaşam (anexetastos bios) yaşanmaya değmez.
Sayfa 357 - Ayrıntı Yayınları.
Reklam
Sokrates.
Sefih insanların hayatı (ho ton kinaidon bios) korkunç, utanç verici ve sefil değil midir? Bu türden insanların, her arzuladıklarını bol bol elde etseler bile, mutlu olduklarını söyleme cüretini gösterebilir misiniz?
Sayfa 260 - Ayrıntı Yayınları.
Annelik, Hayvan-Oluş, Yeryüzü/ Nazile Kalaycı
...Bu uzaklaşma Eski Yunancada ‘yaşam’ı karşılayan kelimelerde de takip edilebilir: sonlu yaşam bios, sonsuz yaşam zoedir. İlki sınırlanmış ve belirlenmiş, bir canlıyı diğerinden ayıran bir niteliğe sahip yaşamdır (konu insanın yaşamı, hayvanın yaşamı, arının yaşamı, tavşanın yaşamı ya da yurttaşın yaşamı olduğunda çoğunlukla bios kelimesi kullanılmakta, korkak insanın tavşanın biosuna sahip olduğu düşünülmektedir); ikincisi ise herhangi bir niteliğe sahip olmayan, yalın yaşam olgusudur. Başka bir tanımlamayla zoe ‘oluşun zamanı’dır (khronos tou einai); ne var ki bios devam ettiği sürece, biosta çevrelenen sürekli bir oluş olarak söz konusudur bu. Zoe adeta tüm biosların bir boncuk gibi dizildiği ve yalnızca sonsuzluğunda algınabilen bir dizidir. Öte yandan bios ölümle sınırlanmıştır, zoede tınlayan şey ise ölümsüzlüktür. {15} Arkaik Yunan'da canlılık da hep tanrısal bir ilke olarak anlaşılmıştır. Ne var ki biosun daha özel formlar içinde zoeden uzaklaşması ( bu aynı zamanda tanrısal ile dünyevi olanın birbirinden kopuşu anlamına gelir) en nihayetinde yaşamın mekanikleşmesine varacak, yaşam da beden de giderek bir makine olarak belirlenecektir.
Sayfa 42 - {15} Age, s. 26-28.
Biyopolitika ( Lemke )
Hayatla (Yunancası: bios) uğraşan politika anlamına gelir. Ne var ki sorun tam da burada başlar. Bazılarının önemsiz bir olgu ("Politika zaten hayatla uğraşmıyor mu?") olarak gördüğü, baş­ kaları için dışlamayı açık hale getiren ölçütü işaret eder. İkinci grup için politika biyolojik hayatın ötesinde konumlanır. Böy­le bir bakış açısından "biyopolitika" bir tezat, çelişen iki teri­min bir araya getirilmesi gibi görülür. Bu konumun savunucu­larıysa geleneksel anlamdaki politikanın ortak eylemler ve karar vermeyle ilgili olduğunu ve tam da bedensel deneyimin zorun­luluklarıyla biyolojik olguların ötesine geçenlere ve özgürlükle insan müdahalesine alan açtığını iddia eder (Lemke, 2013: 26).
"Asketik" kelimesi egzersiz, kendini eğitmek anlamındaki Yunanca askein'den geliyor. Asketizm, beşeri faaliyetin başlıca nesnesinin benlik olduğu bir yaşam tarzıdır. Dolayısıyla asketizmin dinle ilgili olması şart değildir. Aslında ilk asketiklerin filozoflar olduğu öne sürülebilir. Antik çağlarda felsefenin esas amacı kendini bilmekti: Yaşamak yalnızca verili bir olgu değil bir sanat, yaşama sanatıydı. Asketizm dahilinde, yaşamak ars vivendi, belirli bir biçim vermesi mümkün bir şey haline geldi. Antik Çağ filozofları için bu, kişinin kendi öğretileriyle tamamen tutarlı olduğu, teori ve uygulama, logos ve bios arasında hiçbir ayrımın olmadığı bir yaşamdı.
Reklam
Asketizm, özneye benliğine -onu eylemlerinin merkezine koyarak­ odaklanma imkânı verdiği için, bu pratik dahilinde gelişen mimarlık temsile değil, yaşamın kendisine -insanın varoluşunun en kapsamlı altkatmanı olan bios'a- odaklanmış bir mimarlıktır.
TEK YAŞAM TANRI'NIN YAŞAMI
Yaşamın ne olduğunu açıklarken, öncelikle bir şey hakkında net olmalıyız. Tüm evrende yaşam sayılabilen bu yaşam türü nedir? 1.Yuhanna 5:12 şöyle der: "Kendisinde Tanrı Oğlu bulunanda yaşam vardır, kendisinde Tanrı Oğlu bulunmayanda yaşam yoktur." Yuhanna 3:36 da şöyle der: "Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır ama
Sayfa 9 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Yunancada "hayat" anlamına gelen "bios"la yazmak anlamına gelen "graphein" kelimelerinin birleşmesinde oluşan ve kadim kültürümüzde "tercüme-i hal" diye isimlendirilen biyografinin tarihi Avrupa'da antik yunan'a, bizde ise 10. yüzyıla kadar uzanır.
Platon'un ya da Ksenophon'un Sokrates portresi çizdikleri metinlerin hiçbirinde onun vicdanın sorgulanmasını ya da günahların itiraf edilmesini talep ettiğine rastlamayız. Burada hayatın ya da bios'un hakkında bir izahat vermek demek, hayatında vuku bulmuş tarihsel olayların anlatısını sunmak değil, kullanabildiğin akılcı söylemle, yani logos ile yaşam tarzın arasında bir ilişkinin bulunduğunu ispat etmektir. Sokrates'in araştırdığı şey, logos'un bir kimsenin yaşam tarzını nasıl biçimlendirdiğidir; zira onun ilgisini çeken, bu ikisi arasında uyumlu bir ilişki olup olmadığını keşfetmektir.
Sayfa 82
Reklam
Sokratik parrhesia etkinliğinin amacı, muhatabı, logos'la, erdemle, cesaretle ve hakikatle Doryen bir armoni uyarınca akort edilebilen bir yaşam (bios) tarzını seçmeye sevk etmektir.
Sayfa 86 - Dor Armoni: Yunan kültüründe kişiyi cesarete sevk eden armonidir.
1. Azmin Mezarı: Antigone Üzerine
Ölüm dürtüsünün hayatın niçin ölümü hedeflediğini açıklamayı amaçlayan spekülatif bir kavram olduğu şeklindeki paradoksal Freudcu iddia, hikayenin sadece bir yüzüdür aslında; diğer yüzü ikinci bir paradoksla ortaya çıkar: Ölüm dürtüsü, hedefine ulaşmayarak doyuma ulaşır. Dahası Freudcu teoride dürtünün hedefine ulaşmasını önleyen ketlenme, harici veya dış kaynaklı bir engelle ilişkili değil, bizatihi dürtünün faaliyetinin bir parçası olarak anlaşılır. O halde ölüm dürtüsünün tam paradoksu şudur: Dürtünün hedefi (Ziel) ölümken, dürtüye özgü pozitif faaliyet bu hedefin gerçekleşmesini önlemektir; dürtü başlı başına zielgehemmt, yani hedefi bakımından ketlenmiştir, ya da yüceltilmiştir - “dürtünün hedefinin ketlenmesi yoluyla tatmin olması” tam da yüceltimin tanımıdır. O halde amiyane anlayışın aksine yüceltim, dürtünün başına özel şartlar altında gelen bir şey değildir; dürtünün kendi alınyazısıdır. Dürtüyle yüceltimin bu şekilde hizalanması, yüceltim hakkında yaygın bir yanlış anlamayı – daha kaba, şehvani bir hazzın yerini toplumsal olarak daha saygın veya incelikli bir hazza bırakması- aydınlatır. Lacan Etik seminerinde karmaşık argümanını özetlerken, ölüm dürtüsüne birkaç defa “yaratımcı yüceltim” der. Dört Temel Kavram'da dürtü tartışmasının tam ortasında, Heraklit’ten aktardığı fragmanı psikanalize mal eder: “Yaya (Biós) hayat (Bios) adı verilmiştir, ama işi ölümdür” (SXI:177; Türkçesi: s. 186).
Sayfa 39-40Kitabı okudu
71 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.