Nisan ayını 12 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar, hayırlı sabahlar dilerim😊 (En alta geçen 3 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
NİSAN AYI
1-)Karamazov kardeşler (Dostoyevski)
2-)Oblomov(İvan Gonçarov)
Mayıs ayını 14 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar, hayırlı geceler dilerim😊 (En alta geçen 4 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
MAYIS AYI
1-)Aşk-ı Gizem(Şems-i Tebrizi)
2-)İşin Aslı, Judit ve
Uzun süre önce okumuş olduğum kitap günümüzdeki virüs yüzünden beynimde dönüp duruyor.Sanırım Jose kitapta bana hissettirdiği her duyguyu içime işlemiş ve şu an tüm duyguları gerçek olarak bir bir hissediyorum.
Nobel ödülü alınan kitaplar genelde çok istekle okunuyor ve alınıyor olmasına rağmen bazıları büyük hüsrana uğratıyor fakat bu kitap aldığı ödülün hakkını sonuna kadar verebilecek nitelikte.
İlk bu kitapta tanıştım Jose anlatımı,dili, hisleriyle ve bu rastlantı gerçekten beni çok mutlu etti.
Kitapta yer alan salgın konusunun maddi körlük değil de nasıl manevi bir yokluk oluşturduğu üstüne basarak vurguluyor bize.Konu ne kadar ürkütücü,acı verici olsa da bu çöküşü harika bir şiirsellik ve muzipçe anlatarak unutulmaz hale getiriyor.Okurken gerçekliğin utanç vericiliğiyle yüzleşme imkanı buluyorsunuz ve her seferinde farklı bir duyguya kapılıp o duyguyu en derininden hissediyorsunuz.
Bir çaresizlik,korku,özlem,toplumsal olaylar ve çöküşün hikayesi ancak bu kadar güzel anlatılabilir,yansıtılabilirdi.
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,7bin okunma
İnsan masaya oturduğunda zeytin-ekmekle veya bir tas çorbayla da doyar doymasına... Lakin eğer çok sevdiğiniz bir yemek önünüze geldiyse, orada hissedilen şey doygunluktan bir tık öte, farklı bir histir. Masada geçirilen süre uzar, önce uzun uzun bakışlarla gözler doyurulur... Ağıza alınan her lokma fazladan bir tur daha döner damakta...
İşte o
Milyonlarca insanda eşzamanlı olarak görülen bu sinirsel çöküşün neticesi yekvücut olmuş ve her şeyi yapmaya hazır bir halktır ve bu halk, bugün bütün dünyanın kâbusudur.
Yıkım hangi nesnenin felaketi değildir ki! Hele ki insanda olursa yıkım hem fiziki hem de ruhani bir çöküşün mimarıdır.
Biri der ki kar bana Noel’i hatırlatır. Kar yaşamamış, hayatı tahayyül etmemiş bir insana, akla elbet Noel’i hatırlatır. Bilmiyorum nedendir lakin kara kaplı kitap bana boyuna karı anımsattı. Çünkü kar yokluktur, çaresizliktir
Haziran ayını 14 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 5 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
HAZİRAN AYI
1-)Dünün Dünyası(Stefan Zweig)
2-)Bir Yaz Gecesi Rüyası(William Shakespeare)
İnsan olmak, defalarca doğup defalarca ölmek demek.
Gözlerimizde incecik bir vicdan sızısıyla, hayatı avuçlarımızda tutmak isterken, elimizde ufalan ; narin, kelebek tozuna benzer umutlar, cam kırıklarına dönüşüyor. Önce hiç acımayan ama kestiği yerden sürekli kanayan yaralar bunlar..
Bir nefretin girdabında, bir sevginin yakıcı ateşinde,
"-İnsan hakları- arasında kimsenin elinden alamayacağı bir hak vardır; 'yardım eden biri' olmadan insanın ne zaman, nerede ve nasıl isterse nalları dikeceği hakkı."