Sağ ile ölü arasındaydım. Düz, uzun ve ince bir çizgiyi andırırdı hayatım. Bir hastanın ölüm ânı gibi bir şeydi bu. Sanki ben bu uzun ve ince çizgi üzerinde, sonsuza kadar yürüme cezalısıydım.
Gelecek düz bir çizgi üzerinde art arda çizilen olaylar şeklinde tasarlanamayacağı için. Düz çizgi üzerinde tasarılar geliştirebiliriz, ama yola çıkıldığı andan itibaren geleceğin bizimle satranç oynamaya başlayacağını da hesaba katarak. Yolumuzda ilerlerken karşılaşı verdiğimiz bir fırtına paniğe kapılmamıza neden olabilir.
"Zira zaman, sonsuza dek uzanan bir dizi tuğla gibi döşenemez. İlk ağlayışla, son nefes arasında uzanan o düz çizgi, cansız bir şeydir."
Bozkurtlar
Atsız’ın ölümsüz eseri Bozkurt’ların çizgi roman formatı her yönüyle takdire şayan.
Çizgi roman; grafikleri, hikayenin yansıtılış biçimi, göz alıcı renklendirmeleri, malzeme kalitesi ile okurlara keyifli vakitler sunarken, gözlerinde daha önce düz yazı şeklinde okudukları geçmişin aziz hatırasının buğusunu bulabilirler.
Şahsen romanı okuduktan sonra hayalimde canlandırdığım bozkırın sert doğasını ve onun karşısında hayatta tutunmaya çalışan cengaver Türk bahadırlarını görseller eşliğinde hatırlamak hem eskileri yad etmemi sağladı hem de gönlümde mahzun bir duygunun hasıl olmasına neden oldu. Bozkurt’ları okuyanlar bilerler elbette ne söylemek istediğimi.
Baştan aşağı sağlam bir yapıt olduğu zaten önceden kanıtlanmış Bozkurt’ların grafik romanı ezberleri bozan bir tarzın da dönüşümü diyebilirim. Piyasada maalesef çizgi roman denildiğinde yabancıların kültürel hegemonyasına uğramış bir yığın gereksiz ve mesnetsiz eserler dolaşırken böylesine nadide ve milli şuurun hissiyatını kalplere adeta zerk eden eserin grafik romanı, biz vatanperver duyguları yüksek ve ulvi Türk milliyetçilerini saadete eriştirmiş, mesut ve bahtiyar etmiştir.
Velhasıl, çok başarılı bir çalışma olduğu zannediyorum okurlar tarafından da tasdik ve takdir edilecektir. Nevi şahsına münhasır yazarın, cumhuriyet tarihinin en milli şuuru yüksek, maksadı itibariyle de mefkûresinin ulusal ölçekte kıymeti harbiyesi ehemmiyet arz eden Bozkurtlar kitabının çizgi romanını da okuyup okutmak her Türk ferdinin birer görevi ve sorumluluğu olmalıdır.
Bozkurtların Ölümü - 1. Albüm 
Hüseyin Nihal Atsız
Hayatı bir dağa tırmanmak gibi düşünen kişiler, kendi varoluşlarına çizgiler gibi davranırlar. Kişi, bu dünyaya gelir gelmez başlayan bir çizgi varmış, zirveye varana dek farklı boyutlarda türlü kıvrımlar çizerek ilerliyormuş ve en sonunda sınır noktasına, yani ölüme varıyormuş gibi davranırlar. Hayatı bir tür öykü gibi gören bu anlayış, Freudyen etiyolojiyle (neden atfetmek) bağlantılı olan bir fikirdir ve hayatın büyük bir kısmını 'yolda geçen' bir şeye dönüştüren bir düşünce tarzıdır.
Hayata bir çizgiymiş gibi davranmamak hayatı bir dizi nokta olarak düşünmek. Tebeşirle çizilmiş düz bir çizgiye bir büyüteçle bakarsan, bir çizgi olduğunu düşündüğün şeyin aslında bir dizi ufak nokta olduğunu görürsün. Doğrusal görünen bir varoluş, aslında bir dizi noktadır; yani, hayat bir dizi andan ibarettir.
Sadece burada ve şu anda yaşayabiliriz. Hayatlarımız sadece anlarda var olur. Bunu bilmeyen yetişkinler, gençlere 'doğrusal' hayatları dayatmaya çalışırlar. Düşünce tarzları, geleneksel çizgilerde kalmanın - iyi üniversite, büyük şirket, istikrarlı bir aile yaşamı - mutlu bir hayat olduğudur. Ama hayat çizgilerden veya bu tür şeylerden oluşmaz.
Bir şiirin oluşumu düz bir çizgi izlemez. Boyuna değiştiği için de izlenemez. Kâğıda düşen gölgesidir onun. Şairin gördüğü, tutunduğu bir gölgedir. Oradan tutmaya çalışır. Şiir yazılmaya başladığında, böyle yarı gölge bir taslak belirmiştir. Ama, yine de buna güvenilip yola çıkılmaz. İlerledikçe türlü kılıklara girip çıkar çünkü şiir.
“Su, hava ve ateşle dolu bu dünyada iki nokta arasındaki en dolaysız çizginin asla düz bir çizgi olmadığını bilirler.”
Sayfa 51Kitabı okudu
Düz bir çizgi çizmek istiyorsan, asla kalemin geçtiği yere değil, ulaşacağı noktaya bakmalısın.
Sayfa 184Kitabı okudu
