Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına
Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak
Sevmelerim Ağırdır Benim Kaldıramazsın
Sevdalarımız ağır olur bizim
Belki çok istersin ama taşıyamazsın sevdiğim
Omuzların çöker
Göz torbaların şişer
Saçlarına düşen akların sayısı,
Ahmet Altan’ın En Güzel Romanı
“SPOT: Ahmet Altan “Son Oyun” kitabında bir yandan derin bir aşka, bir şehvette yer verirken diğer yandan da bir topluluğun sarhoşça davranışlarını, sorumsuzluklarını ve bu sorumsuzluğun doğurduğu iktidar ve güç kavgasına yer vermektedir”.
Semih Gümüş 13.06.2016 tarihinde Radikal Kitapta yazdığı “Edebiyatın Üstüne
Müdür, din uğruna ölmek büyük bir onurdur diyor. Babam ise, İrlanda uğruna ölmek büyük bir onurdur,diyor. Hiç yaşamak isteyen yok mu, diye düşünüyorum.
GERİ GELEN MEKTUP
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil
Kupa Meyhanesi’nde tek bir müşteri vardı:
Devlet güvenlik örgütünde görevli sivil polis Bretschneider.
Meyhaneci Palivets bardakları yıkıyor, Bretschneider de onu kapana
kıstırmaya çalışıyordu, ama boşuna. Palivets, ağzı bozuğun tekiydi.
“Göt”ten, “bok”tan, “sıçmak”tan başka laf bilmezdi.
Ama aslında mürekkep yalamış adamdı;
önüne