Tevâfuk..
İlk Müslümanlardan Abdurrahman ibni Avf radiyallahu anh anlatıyor: Bedir Savaşı'nın yapıldığı gündü. Düşman karşısındaki safta yerimi almış bekliyordum. Sağıma, soluma baktım, Ensardan çocuk denecek yaşta iki delikanlının arasındayım. Kendi kendime "Keşke güçlü kuvvetli iki adamın arasında olsaydım" dedim. Onlardan biri kolumu dürttü;
Ay kadının savaşı nasıl yorumladığını söylememişim size: Devlet liderlerinin ülke içinde iktidarlarını sağlamlaştırmak için çevirdiği bir dolap diyor.
Sayfa 242
Reklam
1816’da, Buenos Aires Hükümeti Juana Azurduy’a erkeksi gayretinden ötürü yarbay rütbesi verdi. Bağımsızlık savaşı sırasında İspanyolların elindeki Potost Tepesi’ni ele geçiren gerillalara komuta etmişti. Savaşın erkeksi konularına kadınların karışmaları yasaktı, ama erkek subayların bu kadının erkeksi cesaretini hayranlıkla seyretmekten başka çareleri yoktu. At üstünde çok mesafe kat ettikten ve kocasıyla altı çocuğundan beşini savaşta kaybettikten sonra Juana da öldü. Yoksulluk içinde, yoksulların en yoksulu olarak öldü ve ortak bir mezara gömüldü. Neredeyse iki asır sonra, bir kadının başında bulunduğu Arjantin Hükümeti onu kadınsı cesaretine duyduğu saygıya istinaden generallik rütbesine yükseltti.
Sayfa 130
"savaş bir açıdan insanidir, bir aşk veya nefret gibi yaşanır, bir roman gibi anlatılabilir ve dolayısıyla, stratejinin bir bilim olduğunu sürekli tekrarlayan kişi savaşı anlayamaz, çünkü savaş stratejik değildir. Nasıl sevdiğimiz kadının amacını bilemezsek, düşman da bizim planımızı bilmez, hattâ kendimiz de planımızın ne olduğunu bilemeyebiliriz.
Sayfa 318 - E-kitapKitabı okudu
Sen bir savaş sembolü değilsin. Evlilik bir kurallar abidesi ve sen de evlisin. Niçin savaşıyorsun? Hangi kuralı yıkabilirsin? Önce içinde yaşadığın kuralları yık, sonra özgürlük savaşı ver.
Bir kadının bakışında yalnız kendisi değil var olan; vücudunda bütün bir düşünce ve duygu akımı dolaşıp durur, o bakışa yansıyan parlaklık da budur işte…
Reklam
Aralık 10
2009 yılında, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Günü’nde, Başkan Barack Obama Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Teşekkür konuşmasında başkanın aklına savaşa övgüler düzmekten daha iyi bir şey gelmedi:Kötülüğe karşı haklı ve gerekli savaş. Dört buçuk asır önce, henüz Nobel Ödülü diye bir şey ortada yokken ve Kötülük petrol içeren topraklarda değil, altın ve gümüş vaat edenlerde yaşarken, İspanyol hukukçu Juan Ginés de Sepúlveda da Kötülüğe karşı haklı ve gerekli savaşı savunmuştu. O dönemde Ginés, Amerika yerlilerine karşı yürütülen savaşın gerekliliğini, barbar, cahil ve insanlık dışı toplulukların doğaları gereği köle olmalarıyla, haklılığını ise, doğa kanunu olarak ve herkesin iyiliği için, bedenin ruha, arzunun akla, hayvanların insana, kadının kocasına, mükemmel olmayanın mükemmele, daha kötünün daha iyiye itaat etmesinin doğruluyla açıklamıştı.
Kutsanmış savaşKitabı okudu
"Alın size üzerinde kafa yoracak bir konu, yoldaşlar: Devrimin sadece insanın insan tarafından sömürüsünü değil, aynı zamanda kadının erkek tarafından sömürüsünü de sonlandırmasını ve sınıfların eşitliğinin yanı sıra cinsiyetlerin eşitliğini de sağlamasını temin etmek."
Sayfa 138 - Can Yayınları Eylül 2021, 1. Baskı Çeviri: Süleyman DoğruKitabı okudu
Devlere karşı savaştığını sanır insan, onları yenecektir, ama bir bakar ki, bir kadının gözbebeğine yanılmış sarsılmaz bir şeye karşı savaşıyor.
Bana birini hatırlattı ama:)
Her zeki her yaratıcı insan kaçınılmaz olarak kendi şeytanıyla bir savaşa sürüklenir ve bu da her zaman bir kahramanlık savaşı, her zaman bir aşk savaşıdır :insanlığın en muhteşem savaşı .Kimisi kadının erkeğe boyun eğişi gibi ateşli ısrarlara boyun eğer, onun karşı konulmaz gücünün kendisini teslim almasına izin verir, kendini mutlulukla içine nüfuz edilmiş ve bu bereketli elemente gark olmuş hisseder. Kimisi de ona ket vurur ve ateşler içinde ürperen varlığına karşı kendi soğuk, kararlı ve ne yaptığını bilen erkekçe iradelerini dayatır.
575 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.