Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir kadının başbuğluk yaptığı bir ordunun kazandığı zaferde o kadına düşecek şan payı imrenilecek kadar büyük sayılmaya değer. Ayrıca ordusu ile düşmanı tepeleyen bu kahraman kadının, savaşı, düşman hükümdarı ile evlenmemek yani temiz Türk kanını bozmamak için yapması ayrı bir değer taşımaktadır. Damarlarındaki kanı bozulmuş olarak devam ettirmemek için o kanın hepsini akıtmayı göze alan ve bunun için de savaş alanına yürüyen Tomris, Türk kızları için güzel bir örnektir. Damarlarında onun kanını taşıyan Türk kızları beyaz perdelerin hokkabaz kılıklı yaratıklarına değil, tarihin karanlıkları arasında bir yıldız gibi parlayan demir yürekli Tomris'e benzemeye uğraşmalıdırlar. Bu, bir vazife ve bir şereftir.
Dilimin ucuna vuran kelimelerim hep yıkık dökük, sözlerim kırık… buruk tebessümlerim yaralı dudaklarıma yakışmıyor... Aslında inkâr etsem ne fayda, benim gibi herkes de bal gibi biliyor ki, engel olamıyorum içimdeki gurursuz hasretine, yıkıcı, kahredici aşkına... Mağrur sevdama teselli… İmkânsız düşler görüyor gözlerim hayallerimde... Uyandığımda
Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Size sevgiye inanmayan bir adama ilişkin çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Bu adam sizin, benim gibi sıradan bir insanmış. Onu alışılmadık kılan düşünme biçimiymiş. Sevginin olmadığına inanırmış. Sevgi arayışında pek çok deneyim yaşamış elbette,çevresindeki insanları gözlemlemiş. Yaşamının büyük bir bölümü sevgi arayışıyla geçip gitmiş.
‘’ Biliyor musunuz ki Atatürk bu talihsiz ülkeyi Osmanlı'nın pençelerinden kurtardığı zaman koca imparatorlukta jeoloji diploması olan tek bir insan bulunmuyordu! Bu mu imrenilecek kültür? Bu mu gıpta edilecek yaşam? O mutlu insanlar mutluluklarından bıktıkları için mi Birinci Dünya Savaşı'nda cihad ilan eden zavallıların zavallısı halifeye, yani Osmanlı padişahına burun kıvırıp İngilizler adına nice askerimizi şehid edip, tüm Ortadoğu topraklarımızı kaybetmemize sebep olmuşlardır? Ben hem Ortadoğu'yu hem kuzey Afrika'yı hem Balkanları jeolog olarak epey dolaşmış bir insanım.Oradaki Osmanlı hatırasının hayırla yad edildiğini mi sanıyorsunuz? Osmanlı'dan oralarda ne kadar nefret edildiğini ben Londra'da davetli bulunduğum bir akşam yemeğinde Türk olduğumu öğrenir öğrenmez bana yüklenen güzel bir Şamlı hanımın ağzından da duyduğum zaman, bunu zaten bilmeme rağmen,bu genç kadının nefret hislerinin şiddeti karşısında kanım donmuştu. Haksız mıydı? Eğitim mi götürmüştü onlara Osmanlı? ’’
Bu meselede hoşgörü zulümdür.haksızlık karşısında hoşgörü olmaz!
Müslüman kadınlardan biri, Yahudi çarşısındaki kuyumcu dükkanının önünde oturup, birşeyler almaktaydı. Yahudi gençlerse onunla alay etmeye ve onu yermeye başladılar. Onun örtüsünü çıkarmak istediklerinde kadın direnmeye başladı. Yahudilerden biri, Müslüman kadın farkına varmadan eteğini sırtına iğneledi. Kadın yerinden kalkınca örtülü olmadığını hissedip, haykırarak Müslümanları yardıma çağırdı. Yahudilerce kadının etrafında toplanıp, sarkıntılık yapıp, kahkahayla gülüyorlardı. Müslümanlardan biri varıp, dükkancı Yahudiyi öldürdü. Yahudiler de Müslümanı öldürünce Medine ayaklandı. Muhammed ise onları çarşıda toplayıp, şöyle dedi: "Ey Yahudi halkı, Allah'ın Kureyş'e gönderdiği kara beladan sakının ve islam'a gelin (Müslüman olun), siz benim mürsel Peygamber olduğumu biliyorsunuz, bunu kitabınızda ve Allah'ın sizinle ahitleri arasında bulabilirsiniz." Onlar da şöyle cevap verdiler: "Ey Muhammed, senin ümmetin olacağımızı sanıyorsun, gururlanma! Sen, savaşı iyi bilmeyen bir grupla karşılaşıp, bir fırsat kolladın. Allah'a andolsun biz seninle savaşırsak, nasıl bir halk olduğumuzu anlarsın.
Bilirsin, bir kadının kalbini bir savaşı kazandığın gibi kazanırsın.
Sayfa 192 - Martı yay.Kitabı okudu
Reklam
Ertesi gün, öğleden sonra saat 2’de Franz-Josef Strasse’deki Cafe Wernbacher’e Seli ve Silvia Anne ile buluşmak için geldim. Bu asırlık kafeye adım attığımda içerdeki kalabalıktan onları seçmeye çalışıyordum. Sonunda Seli beni görüp seslendi ve antik kalabalıkların arasından geçerek onlara doğru yöneldim. Seli’nin yanında seksen yaşlarında,
Ertesi gün yine aynı kafede ve hatta aynı masada Seli ile tekrar buluştum. Seli ile bir önceki günü konuşurken ona bunu neden yaptığını, neden böyle bir kadına oğulluk yaptığını sordum. Seli, sadece o kadına yardım etmediğini, 2003’te patlak veren Irak Savaşı sonrası Avusturya’ya iltica eden başka bir yaşlı kadına da yardım ettiğini söyledi. Bu
571 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.