Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yaşayanlar sadece çaylaktı. Tam üyelik için bir ömür boyu çıraklık yapmak gerekiyordu..."
Bilirsin, bir insanın gitmesinden korkarsan, o insan ömür boyu yanında kalacak olsa bile senin gözün hep kapıda olur.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
RAF, mahkemenin militanlarına verdiği ömür boyu hapis cezaları üzerine, onların serbest bırakılmasını sağlamak için, Alman kamuoyunda “Alman Sonbaharı” olarak da adlandırılan bir eylem gerçekleştirdi ve işveren birliği başkanı Hans Martin Schleyer’i kaçırdı. Yine RAF militanları, Alman hükümeti üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla bu eyleme paralel olarak, bir Lufthansa uçağı kaçırdılar. Somali’ye götürülen uçağa özel birlikler tarafından bir operasyon düzenlendi, eylemi gerçekleştiren militanlar bu operasyonda katledildi. Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve Jan-Carl Raspe’nin hücrelerinde “ölü bulunması” da işte uçağa düzenlenen bu operasyondan birkaç gün sonraya denk geliyordu. RAF ise, önder kadrolarının ölüm haberinin duyulmasıyla birlikte, buna elinde rehin tuttuğu Schleyer’i öldürerek karşılık verdi. Çünkü önder kadrolarının bizzat Alman devleti tarafından katledildiğinden emindi.
Figure it out. You work a lifetime to pay off a house. You finally own it and... noone to live in it. ( Şunu anlayalım. Bir ömür boyu bir evin borcunu ödersin. Sonunda ona sahip olursun ve ... içinde yaşayacak hiç kimse yoktur.)
"İnsan huzursuz olunca, mutsuz olunca her şey boş geliyor. Eksik kalıyor, boşluk kalıyor insanın içinde. Öylece ilerliyorsun. Mutsuz yaşamak yaşamak mıdır? İnsan bir şekilde kendini tanıyıp mutlu olmayı bulmalı. Sen bulmak için ayrıldın okuldan. Doğru olan buydu. Yoksa hayat, Tolstoy'un, "Savaş ve Barış" romanında geçen cümlesi
Sayfa 69 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
ömür boyu nazlı ve ıztırâpsız yaşayan ne rüzgâr gibi eser ne bilir toprakları
Sayfa 104Kitabı okudu
Sizin anlayacağınız yedi yaşımda ko­caman bir adam olmak zorunda kaldım. Sonra galiba, insanların çoğu herşeyi çabucak unutuverip, çocuklukları bütün bir ömür boyu sürerken, bazılarının çocukluklarıysa bir kişniş şekeri gibi mini minnacık kalakalmıştır. Böylesi, bir çocukluktan çok "Bir varmış, bir yokmuş" misali unutulmuş bir sayfa olarak kaybolup gidiyor.
"Sizin rezil olmanız benim ömür boyu mutsuz olmamdan daha önemli öyle mi? Ne güzel anne, kendi rahatın için beni bir çukura gömmeyi göze alıyorsun."
Sayfa 61
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya eskimiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyecek bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark, dokunuştadır derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.