Bedri hazin bir gülümseme ile başını salladı: "İşte Emin Kamil'in istediği de bu! .. Bir şey anlaşılmadan ga­rip bir tesir yapmak. .. Ne kadar basit insanlarız ... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden* biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli
Sayfa 230
Atatürk alfabe değişikliğini müteakip bir Dil Devrimi yapılması gerektiğini düşünmüş ve devrime ilişkin zihninde şöyle bir yol haritası geliştirmiş: Türkçeyi Arapça ve Farsçadan temizlersek millet birbirleriyle anlaşabilir. Fakat dilden Arapça ve Farsça kelimeler atıldığı zaman Osmanlıcadan geriye çok az şey kaldığı görülüyor. Yani halkın
Reklam
Prof.Dr.Mehmet Alaaddin Yalçınkaya:Doğu yahut Batı dili fark etmez ama dilsiz olmuyor. Mesela Osmanlı tarihi. İyi bir Türkçe Osmanlıca için belli bir oranda Arapça-Farsça bilmek lazım. Kelimelerin bazen beş, on, yirmi anlamı çıkıyor. Biz bir ikisini biliriz, metin okurken anlam oturmaz. Çekimleri değişebilir cümlelerde, izafetlerde bir kelime o anlama gelmeyebilir. O bakımdan iyi bakmak lazım ve iyi sözlük kullanmak lazım. Özellikle bizim gençler iyi sözlük kullanamıyor. Mesela ikinci sınıfların Osmanlıca dersine ben giriyorum. Sürekli Kamusa Türki elimdedir. Bakmasam bile derste götürürüm, herkesten de istiyorum. Lügati yoksa “Evladım çık, kapı orada!” diyorum. “Unuttum falan yok. Ben niye unutmuyorum.” Biz sadece bulunduğumuz coğrafyayı düşünüyoruz; hâlbuki hâkim olduğumuz ve etki ettiğimiz coğrafya devasa boyutlarda. Hint ve daha ötesini de etkilemişiz. İslâm dünyası veya özellikle Türk dünyası çok geniş bir coğrafya. Hem bulunduğu saha hem yayıldığı saha....
Bu sırada Bedri Ömer'e doğru sokuldu: "Şiiri sen nasıl buldun?" dedi. "Bilmem... Bir şey anlamadım... Fakat fena değil gibi... İnsanın üzerinde garip bir tesir yapıyor!.." Bedri hazin bir gülümseme ile başını salladı: "İşte Emin Kamil'in istediği de bu!. Bir şey anlaşılmadan garip bir tesir yapmak... Ne kadar basit
Sayfa 198Kitabı okudu
TATYANA’NIN ONEGİN’E MEKTUBU Size yazıyorum ? Daha ne denir? Hem daha ne söyleyebilirim ki? Şu an, biliyorum, elinizdedir Hor görüp cezalandırmanız beni. Bu benim mutsuz kaderimdir, Bir damla acıyı koruyarak siz, Elbette beni terketmezsiniz. Susmayı tercih ettim ben önce; İnanın: şu rezil yaşamımdan Haberiniz olmazdı hiçbir zaman, Bir
Necip Fazıl Eleştirisi
“İşte Emin Kâmil’in istediği de bu!.. Bir şey anlaşılmadan garip bir tesir yapmak... Ne kadar basit insanlarız... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli hisse, hiçbir büyük ve insanı sarsan fikre dayanmadan, sırf göz
Reklam
34 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.