Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaçış Rampası...
Bu çocuk her kafesin bir tahta çubuğunu o kadar gevşek bırakıyor ki, hafif zorlasan ya da biraz zaman geçse kendiliğinden yerinden düşecekmiş gibi duruyor. Yani kuşun kanadı, gövdesi biraz hızlı çarpsa tahta düşecek. Böylece kuşun çıkabileceği bir aralık oluşacak kafesin içinde. Başlangıçta aklım almadı. Herhalde yanlışlıkla böyle oldu dedim. Sonra baktım bir, iki derken fırsat bulabildiği her kafese aynı şeyi yapıyor. Sinirlendim önce. İşten atmaya bile niyetlendim. Sonra o hanım kız bir gün geldiğinde durumu ona da anlattım. "Bak kızım durum aynen anlattığım gibi. Ne yapayım ben şimdi?" "İdare et amca, lütfen. En fazla elden geçirirsin bir defa daha. Baktın olmadı, bana sat bozuk kafesi." "Yahu yapılamayacak bir şey değil ama. İnsan sinirleniyor biraz da." "Amcacığım bak, buna ihtiyacı var. Sorun olursa ben karşılarım diyorum." "Niye yapıyor böyle, bu deli oğlan?" "Kuşların kaçabilecekleri bir aralık olsun diye. Tıpkı kendi hayatındaki gibi... Her kafesten kurtulabilmenin bir yolu olsun diye..."
Sayfa 124Kitabı okudu
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Reklam
Beni kolumdan yakaladı ellerini çıplak tenimde hissetmek kalbimin gümbür gümbür çarpmasına neden olmuştu. Kendini yaralamadan ayağındakileri çıkarsan iyi olacak. Asla. Partiden ayakkabısı olmadan çıkacak bir kız değilim ben ‘ Sen bilirsin. Elimden tutarak beni kadife şeritle ayrılmış koridora doğru götürüyor. Ayağımın ne kadar ağrıdığını
Sayfa 28
Silah sesleri yükselmeye başladığında kör olmadığımı anladım çünkü yukarıdan gelen ay ışığının aydınlattığı yüz şeytanın ta kendisine aitti. Etrafımdaki karanlık ise bana doladığı gece siyahı kanatlarıydı. Önce korku dolu yüzüme baktı, sonra sanki şu an ölümle yüz yüze değilmişiz gibi anlamsız bir biçimde sırıttı. Bana sarılırmış gibi uzanıp ellerimi çözdüğünde yakınlığı bir an nefesimi kesti. "Merhaba Melekçik! Geç kalmadım, değil mi? Eğlenceye bensiz başladığınızı düşününce biraz kırılmıştım açıkçası." Serbest kalan ve titreyen ellerimi göğsüne dayadığımda onu iteceğimi sanmış olmalı ki kaşları çatıldı ama benim yaptığım tüm gücümle göğsüne bir yumruk indirmekti. "Lanet olası iblis! Nerelerdeydin ha?" "Havai'de, güzel bikinili kızlar var diye duymuş-" Yüzüne indirdiğim ikinci yumruk sözlerini havada asılı bırakırken gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Arkamızda hiç durmadan devam eden kurşun seslerini ikimiz de duymuyor gibiydik. Kanatları kurşun geçirmiyor olabilirdi belki ama yüzü yumruğumdan nasibini güzel almıştı. "Sen bana vurdun mu?" dedi şaşkın çıkan sesiyle. Yumruğum tekrar yüzüne inecekti ki elimi avucunun arasına alıp bu kez beni engelledi, öfkelenmesini beklemiştim ama o şaşkın ifadesini silip gülünce daha da sinirlendim. "Beni ne kadar da çok özlemişsin? Şu an bu ateşli halini söndürebilirdim ama..." Sesindeki keyif silindi ve kurşun sesleri de o an kesildi. "Ne yazık ki yapmam gereken bir katliam var."
Sayfa 452Kitabı okudu
Tuğba ♧︎•°
Neyse, boşandığımızdan beri her şey harika gidiyordu. Ya da tam olarak harika diyemeyiz ama en azından sorunlarımdan birisi ortadan kalkmıştı. Yani iyiydim. Ama sonra Selim yeni biriyle tanıştı. Buna biraz bozulduğumu İtiraf etmeliyim. Tamam çok bozuldum. İkisinden de nefret ediyorum. En azından önce ben birini bulamaz mıydım? Centilmenliğe ne oldu? Hakikaten ya ,bak yine sinirlendim.
Sayfa 189 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Parantez içi efso !! GALP GALP GALP !! =))
Her şeyi CIA projesi olarak gören bu mantıkla, nefes bile alamayacağız yakında. Yoksulluk ve açlık edebiyatı yapmak için, üstüne de her zamanki gibi Amerika'yı ve CIA'yı kondurmak için açıklığa saldırıyorlar utanmazca. (editöre not: bu baştaki açlık-açıklık oyununa dair aklına başka örnekler gelirse ekle cicim. biraz belagatli olsun yazdıklarım, şimdi ben solculara çok sinirlendim, yenisini bulamiycim.)
Sayfa 32 - Yordam Kitap 1. Baskı 2016Kitabı okudu
Reklam
Piraye'nin şiirleştirilmiş mektupları, Memleketimden İnsan Manzaraları'na büyük değişikliklerle girmiştir. Bazı şiirler birleştirilmiş, bazıları, bütünüyle çıkarılmış, bazılarına eklemeler yapılmıştır. Ama Piraye burada yayımladığımız ilk müsveddeyi de saklamış. Yalnız 9, 11, 27, 31 numaralı mektupları aradan keserek çıkarıp yok etmiş.
Sayfa 218 - (Sayfa: 217-218)Kitabı okudu
Sahi iyi ki gittin. Burası hiç iyi bir yer değil inan bana. Bazen düşünüyorum da iyi ki yoksun iyi ki burada olanları görmüyorsun. İnsanların kötü yüzlerini, yalanlarını, Bir yavru köpeğin ayaklarını kesip öldürdüler geçen burada. İlla birimizin dilim dilim doğranması gerekiyormuş insan olmak için, İlla ölümü gözümüzün içine soka soka canımızı yakmaları gerekiyormuş. Dün epey ağladım epey sigara söndürdüm vicdanımın sofrasında, Kalkıp biraz yürümek istedim. Sonra ayakları kesilen o yavru bebek geldi aklıma ve hala ayaklarının üstünde rahatça dolaşan, onu o hale getirenler. Sinirlendim oturdum. Kara bir köpek yavrusunu doğrayıp öldürdüler burada bebek. Dedim ya iyi ki yoksun ve iyi ki tüm bu olanları görmüyorsun. Eğer beni özlersen gelme olur mu, dünya iyi bir yer değil.
Sayfa 200
Dün İstanbul'a indim, dönüşte ne tuhaf şeyler işittim vapurda. Hepsi paralarını dışarlara kaçırıyormuş, hem de kimler, milyonları varmış İsviçre, Amerika bankalarında. Memleketlerinden korkuyorlar demek. Demek, kaçmakta akılları fikirleri. Paraları Hollanda'daymış bazılarının, Almanlar el koymuşlar, ama sonra bizim efendilere cemile olsun diye yollamışlar Amerika'ya. Almanya Amerika'yla harbediyor, ama ordan oraya para gidiyor. Para: vatansız. Paraya sahip olan vatanlı mı? Hem, biraz da vaziyet şöyle gibi: onlar paranın sahibi değil, para onların sahibi. Sonra bir şey daha duydum, dehşetli sinirlendim: sözde, İsviçre'ye deyip Almanya'ya buğday yolluyormuşuz. İnsan eti yiyenlere memleketimin buğdayını yedirenlerin Allah belasını versin.
Sayfa 474 - YKYKitabı okudu
¶¶ Dün lstanbul'a indim, dönüşte ne tuhaf şeyler işittim vapurda. Hepsi paralarını dışarlara kaçırıyormuş, hem de kimler, milyonları varmış İsviçre, Amerika bankalarında. Memleketlerinden korkuyorlar demek. Demek, kaçmakta akılları fikirleri. Paraları Hollanda'daymış bazılarının, Almanlar el koymuşlar, ama sonra bizim
Nazım Hikmet Bütün Şiirleri, YKY Yapı Kredi Yayınları, Memleketimden İnsan ManzaralarıKitabı okudu
Reklam
Dün İstanbul'a indim, dönüşte ne tuhaf şeyler işittim vapurda. Hepsi paralarını dışarılara kaçırıyormuş, hem de kimler, milyonları varmış İsviçre, Amerika bankalarında. Memleketlerinden korkuyorlar demek. Demek, kaçmakta akılları fikirleri. Paraları Hollanda'daymış bazılarının, Almanlar el koymuşlar, ama sonra bizim efendilere cemile olsun diye yollamışlar Amerika'ya. Almanya Amerika'yla harbediyor, ama ordan oraya para gidiyor. Para: vatansız. Paraya sahip olan vatanlı mı? Hem, biraz da vaziyet şöyle gibi: onlar paranın sahibi değil, para onların sahibi. Sonra bir şey daha duydum, dehşetli sinirlendim: sözde, İsviçre'ye deyip Almanya'ya buğday yolluyormuşuz. İnsan eti yiyenlere memleketimin buğdayını yedirenlerin Allah belasını versin.
Sayfa 474 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ciğeri beş para etmez insanlar, her meslekte her pisliği yapıyor ve sorulanmıyorken, cinselliği yaşama şeklimden dolayı sorgulanmak istemedim. Sizi de zora sokmak istemedim. Ne olur biraz anlamaya çalışın. Çalan çırpan, din pazarlayan, tecavüz eden, karısını, çocuğunu döven, hak yiyen, hukuk çiğneyenler bu ülkede böyle dışlanmaz asla! Sinirlendim ve öldürdüm, namusum için öldürdüm gibi her tür zırva açıklama anlaşılabilir ama bu durum anlaşılamaz!
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.