Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
55 syf.
4/10 puan verdi
Üzülerek söylüyorum ki, 55 sayfacık olan bu kitabı sürünerek ancak bitirebildim. Hayatın her alanına dair fikirlerin paylaşıldığı bir kitap okuma fikri beni cezbetmişti. Geriye dönüp bakınca gerçekten tam olarak ne beklediğimi ben de bilmiyorum. İlk defa Halil Cibran'ın kaleminden çıkmış bir eser okudum ancak pek memnun olduğum söylenemez.
Kitap
7/10 puan verdi
Romanda İstanbullu bir gazi ile ücra bir köyde Kendi haline bırakılmış cahil köylü arasındaki çatışma gayet iyi ve yerinde işlenmiş. Toplum tarafından dışlanması hor görülmesi onu anlayan tek bir insan olmaması gibi durumlari sonuna kadar hissettirdi. Özellikle kahramanın onca şeye rağmen yılmayan usanmayan umudu, milli mücadele zamanları, savaş esnasında gazeteden öğrendiği o müjdeli haberleri insanda çok tuhaf bir duygu oluşturuyor. Oraya kadar herşey tamam ama ne yazık ki yazar kahramanın Emine' ye karşı olan aşkını bana asla hissettiremedi. Okurken kahramanın hissettikleri bana öyle şizofrence geldi ki ister istemez sinirlendim bile. Yapay bir aşktan fazlası değildi. Tek taraflı aşkı bir zaman sonra yalnızca ümit ettiklerini doğruymuş gibi kabullenmeye gitti. Emine' nin bir saniyelik göz kaçırması durumunda kahraman onlarca dizelik bir tez yazmaya başlıyor. Kendi kendine fikirler üretip bunu doğru kabul ediyor. Hissettiği aşkı yansıtamadi. Yakup Kadri belki de milli mucadeleye öyle odaklandı ki aşk kavramı o nedenle böyle zayıf kaldı. Neyse onun dışında sonunu daha çarpıcı beklerdim. O açıdan da biraz zayıf gibi ama yinede bütün olarak verilen mesajı ve romanı beğendim.
Uçurtma Avcısı
Okuduğum en güzel kitaplardan biride bu kitaptı, arkadaşlığın, hüznün, sırların, yalanların çok olduğu bir kitaptı...
Bazı yerlerde çok sinirlendiğim noktalar oldu bunlar ise Hasan'ın haksız yere ölmesi, Emirin biraz bencilliği, Babanın yalanları bunlara açıkçası sinirlendim ama zaten kitaplarda böyle kurgulanıyor. Bu kitaptan etkilendiğim gibi çok şeyde öğrendim en basitinden Peştuca öğrenmeye başladım, daha birçok şey var...
Yazarın eline ve emeğine sağlık
"Hadi öyleyse," dedi. "Asla vazgeçme, Simon"
OKUDUĞUM EN İYİ KİTAPTI!!!
Bu kadar iyi bir kitap okumamıştım daha önce, buraya ne yazsam boş kalacak, kelimelerle anlatamayacağım kadar mükemmeldi çünkü...
Kendime o kadar kızgınım ki daha erken başlamadığım için, uzun süredir bekletiyordum kitaplığımda ve çok mutluyum başladığıma!!!
Öncelikle konusundan bahsedeceğim, biraz Harry Potter'ı andırıyor konusu ama çok farklı aslında.
Simon Snow seçilmiş kişi ve okulun müdürü tarafından Watford Sihirbazlık okuluna getiriliyor küçük bir yaşta. Yaz tatillerinde de yetimhaneye dönüyor. Biz de bu son senesinde yaşadığı olayları okuyoruz kısaca.
Kitap hakkında hoşuma gitmeyen tek şey diğer ana karakterin yaklaşık 150 sayfa boyunca gelmeyip ve 150 sayfa boyunca Simon'un sürekli ondan bahsedip beni delirtmesiydi şlslsldpdldkd
Ama asla sıkılmadım tek bir sayfada bile, karakterin geç gelmesi evet kötü bir durumdu ama bomba bir girişte kapattı o konuyu...
Güldüm, ağladım, sinirlendim, şaşırdım... Her türden duyguyu yaşattı bu kitap bana kısaca. Şuan bile 32 diş sırıtıyorum bu incelemeyi yazarken.
Benim için bu kitabın yeri ayrı artık, asla unutamayacağım bu kitabı ve unuttukça da tekrardan okuyacağım...
Siomn ve Baz o kadar güzeldiniz ki :')
Koşun gidin alın tek diyeceğim bu, karakterlere o kadar bağladım ki kitap bittiği için kendimi bomboş hissediyorum.
İkinci kitabı da varmış bu alıntıdan sonra pegasus'a çevirmeleri için yalvarmaya gideceğim şlksdldldkd
Yani hala sepetinize eklemediyseniz fantastik/romantik kitaplar ve Harry Potter tarzı kitapları seviyorsanız koşun hemen derimm!!
Umarım görüşüm yararlı olmuşturrrr
Uzun lafın kısası yoktu.
“Ben ne okudum yahu!” tepkisini hepiniz duymuşsunuzdur. Net olarak şunu söyleyebilirim ki, bu tepkiyi daha çok hak eden başka bir kitap okumamıştım. Hayretler içerisindeyim, özellikle son bölüm beni dehşete düşürmüş durumda ve bu inceleme zor olacak. Daha sonsözü gördüğüm anda Ali Ece çığlıklarımı atarak: “Dalga mı geçiyorsun be!” demiştim, çünkü
Kralın Kafesi
Kralın Kafesi - Victoria Aveyard
#kitapyorumu
Hellooo! Yeni bir postla karşınızdayım. Kızıl Kraliçe serisinin devam kitabı olan -3. kitap- Kralın Kafesi’ nin yorumuyla geldiim!
Bence yayınevinden kaynaklı oldukça fazla çeviri hatasıyla karşılaşıyoruz bu seride. Amaa yılmadım okudum bence ikinci kitaba bin basan bir kitap. Tabii bu kitapta daha
Hüzünlü okumalar...
19 kısa öyküden oluşan ve çevremizde çok rahat görebileceğimiz hayatların anlatıldığı bir kitap, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu...
Sürükleyici mi? Evet, oldukça... Çoğu zaman hüzünlendiren, hatta ağlatan, yer yerde gülümseten öyküler... Öykülerin içinde yaşadım bazen, hissettim iliklerime kadar, bazen de sinirlendim. Hayatın gerçeklerine isyan ettim...
Tüm bu hissiyata rağmen kitabı üslup olarak açıkçası çok beğenmedim. Özellikle bazı öykülerde anlatıcının sürekli değişmesi beni rahatsız etti. Sade, anlaşılır günlük bir dil... Tabi insanların çok beğenerek okumasının altında, biçeme bakmadan sadece duygu yoğunluklarına göre değerlendirmeleri, olduğunu düşünüyorum. Ben bir kitabı değerlendirirken sadece hissettirdiklerine bakarak değil bir bütün olarak değerlendirmeyi tercih ediyorum.
Sade, hafif bir dil olsun kısa kısa öykülerden oluşsun diyenler için ideal kitap... Kitabın arka kapağında denildiği gibi: “Hazırlayın yüzünüzü. Gülüşünüzün yanına biraz da keder koyun, okurken biraz ondan alacaksınız, biraz bundan. Kıtlama çay içer gibi...”
Merhabalar arkadaşlar...
İlk kez bir kitaptan ne anladığının çok da farkında olmadan, tamamen içinden gelen sesin, "yazmalısın" baskısını dinleyerek yazmaya karar verdiğim bir inceleme olacak. Neden böyle söyledim hemen anlatayım :
Her zamanki gibi kitabı büyük bir zevk ve heyecanla okumaya başladım. İlk sayfalarda dedim ki : "
Şu kitaba gelene kadar neredeyse hiç okumadığımız, doğru düzgün bir diyaloğunu görmediğimiz, yalnızca ismine birkaç kez denk geldiğimiz Francesca'yı kendi kitabında okuyabildik neyse ki. Yazar o kadar yok sayıyordu ki Francesca'yı, vakit ayırıp ona ayrı bir kitap yazdığı için bile beni şaşırttı. Abarttığımı düşünebilirsiniz fakat
Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi 1. Kitap
Seri toplam 7 kitaptan oluşacakmış.(İngiliz basımıyla) Şuanlık sadece 5 kitabı yayınlandı. Yazar 2021 yılı içerisinde 6. kitabı bitireceğinden umutlu olduğunu söyledi. Serinin öncesi anlatan Ateş ve Kan isimli bir de yan kitap var. Başka yan kitaplar da var ama Türkçe'ye çevrilmemişler.
6. kitabın tamamlanması 10 yılı bulduğu için (ki o da bu
