“Sana kim derler bezirgan? diye sordu. Haron Levi sırıttı:
- Haron Leşit.
- Anlamadım. Haruner Reşit mi?
- Eh, hemen hemen öyle, bildiğiniz gibi Haruner Reşit.
- Sakın sen de Bağdatlı...
- Eh öyle gibi.
- Abbasi halifesi Sultan Harun Reşit’in oğlu olmayasın.
- Eh, neden olmasın? Bir Hakana bir Sultan... ”
HAYAL KIRIKLIKLARI
Genç Werther’i okuyanların intihar ederek öldüğüne şahit olan bu dünya, Huzursuzluğun Kitabı’nı okuduktan sonra intihar edenlerle karşılaşmamışsa, bu işte bir terslik var demektir.
Şimdinin taş kesilmiş saydam duvarının içinden geçen ellerimiz, geçmişe kök salmış bir ağaç gibi sızlarken, ‘’Asla bir geleceğe sahip olmamış
Roman türünün dünyaya 15.yyda Fransada gözünü açmasıyla edebiyatın nur topu gibi bir türü olan junior roman beynine giden fazla oksijenden dolayı ağlak sesini daha da yükselterek herkese duyurdu.Türk edebiyatına ise 19.yyda tanzimatla birlikte yamuk yumuk bir şekilde girişini gerçekleştirdi.Yüzyılın sonlarına doğru ilk kadın romancımız Fatma
Mıgırdiç Margosyan
Doğduğu yerden okuyup adam olması için İstanbul'a gelen burda bir hayel kuruyor "kafle" yollarında herbirinin ailesi berdan, berdan olmuş tesbih taneleri gibi anne ve babanın dağılmış oğullarının
"iyi adam olmasını" anadilini daha iyi öğrenip konudabilmesı için İstanbul'a Ruhban okuluna gönderilir Mıgırdiç Margosyan..
Margosyan'nın bu yeni çevrede karşılştığı gariplik leraile hasretiyle birleşir.
Getıde bıraktığı ailesi, sokaktaki arkadaşlar Diyarbakır sokaklarını, burda akranları arasında Yasadığı zorlukları düşündükçe geleceğe hem biraz kaygılı hemde birazda umutla bakıyor..
Yumusak doğal olduğu gibi yazdığı, yazarın kendi hayatından kesitlerin olduğu keyifle okunan zamn zamn düşünülesi, tebessüm ettiren satırlarında insan kendi çoçukluğundan çok şey buluyor..
Her şeyden önce insan olmanın önemini vurgular kitap... Tespih taneleri gibi dağılan ailenin bir araya gelmek için verdikleri çaba etkileyicidir...
Ozamn buyurun keyifle okuyun
Tespih TaneleriMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000194 okunma