Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yağmur Ali’yi Ağlıyor Gece yıldızlarını çoktan toplamış, çekilmişti bile… Az sonra güneş görevini teslim alıp yeryüzünü aydınlatacak ve gücü yettiğince de ısıtıcak, meyveleri olgunlaştıracaktı… Denizlere, yollara, insanlara, ağaçlara uzanacaktı… Ama akşama kadar durmak yoktu çok işi vardı…Ahmet amca uzandığı yerden perdeyi araladı, cam buğuluydu…
Olsa mesela; Biraz yağmur, Biraz güneş, Pırıl pırıl umutlar, Mavide kalmış insanlar...
Reklam
Gökanlam
Hani nerde o yalancı kadınlar Söyleşen kapı önlerinde - kalın erik kokusu Bembeyaz örtülerde çürümüş karanlıklar Sızıp da köşelerden ve yağmur sularından Dökülen taşlıklara esmer, selçuki Onlar, o hiçbir şeyden yapılmamış adamlar. Gecelerden sabaha usulca kanayanlar Üşümüş, yorgun ve bütün gün adres soranlar Hangi telefonu
Gece inmiş şehre Sadece şiir merhem olur gönlümün karasına şimdi. Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ? Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede Karanlığı emip emip de gebe kalan Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan Herkesin Veba girmiş bir şehrin hem halkı Hem seyircisi oldugu bir günde Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke. Her damlası bir zafer müjdecisi Bir posta eri gibi Yağmur yüzümüze değince Çıkacağız yola. Çıkacağız yola Hesap günü gelince Yağmur yüzümüze değince Güneş bir mızrak boyu yükselince
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
Gelmiş Bulundum Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan--- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı , yoksa bir ermiş Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan. Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan Ne kalmış bir
Bir kadın bana, "Seni seviyorum, çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun," derse, hayâl kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır. Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: "Zeki olmamana, namuslu olmamana karşın, yalancı, bencil, alçak olmana karşın senin için deli oluyorum." Milan Kundera – Yavaşlık
MARTI KİTABEVİKitabı okudu
Reklam
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü? Samed Behrengi - Küçük Kara Balık
MARTI KİTABEVİKitabı okudu
288 syf.
10/10 puan verdi
Kalbini açmayana şifa yoktur. Dinlemeyi bilmeyen de şifa bulamaz.
Bundan önce Kemal Sayar’ın Merhamet adlı kitabını okumuş ve çokça istifade etmiştim. Sonrasında yazarın üç kitabını daha edinmiş, bunlardan “Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez” kitabı da yaklaşık bir aydır elimdeydi. Bugün tamamlamak nasip oldu. Kemal Sayar, “Biraz yağmur Kimseyi İncitmez’le hayatı bir buluşma, bir karşılaşma, yaşadıklarımızdan bir
Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez
Biraz Yağmur Kimseyi İncitmezKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20221,934 okunma
Yoruldun Biliyorum..
Biliyorum çok yoruldun. Kırıldın, üzüldün, yıkık dökük bir viraneye döndün. Tam toparladım diye düşündüğün anda çelme taktı birileri ayağına tekrar kanamaya başladı dizlerin . Belki de her kalktığında tökezledin. Ama kalkmaktan, kalkmaya çalışmaktan hiç vazgeçmedin. Dağın zirvesinden aşağı yuvarlanmaya başlayan bir kaya parçası gibisin adeta.
110 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Üç Damla Kan
Karanlıklar ülkesinde her taraf kokmuştu ve yozlaşmıştı. Her yerde yanlışlar kol geziyordu. Kokuşmuş sistem bütün beyinleri uyuşturmuştu bir eroin gibi. Kimse ayılmak istemiyordu ve kimse karanlığa ışık olmak istemiyordu. Toprağa sadece yağmur damlaları ve güneş ışınları düşmüyordu. Ahlaksızlık , namussuzluk ve onursuzluk toprağı düşerek onu kapkara bir hale getirmişti. Son bir şey düştü toprağa üç damla kan düştü biri çocuklardan diğeri kadınlardan ve sonuncusu insanlığın tükendiği gören doğadan. Sadık Hidayet okumaktan o kadar bahtiyarım ki zihnimde ki karanlık noktaları aydınlatan nadir yazarlardan. Kendimle çatıştığım düşüncelerde kendimi yenmeme yardım ediyor bana. Gördüğümüz yanlış şeyleri doğru şeyler ile değiştiremiyorsak okumanın ne anlamı kalır. Karanlığa ışık olmazsak ahlak ve mantık olgularını terazinin iki kefesine doğru koyamıyorsak neden okuyoruz. Sadık Hidayet aslında İran'nın siyası ve dini otoritesini eleştiriyor ama ben okurken günümüzde hala devam eden olayları görüyorum. Yazar ahlak ve mantığı iki eline alıp diyor ki bakın bu ikisini kullanın ve ikisi olmazsa doğru şeyler yapmış olmazsınız diyor. Körüne körüne inandığımız öğretilmiş şeyler yerine öğrenilmiş şeyler kazanmak için çabalarsak eğer dünya daha güzel bir yer olur. Karanlığı aydınlatan nadir yazarlardan biri olan Sadık Hidayet kütüphanenizde yoksa o kütüphane hep biraz gölgede kalacaktır..
Üç Damla Kan
Üç Damla KanSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20231,319 okunma
Reklam
Geleceğe güvenmiyor oluşumuz, geçmişimizden kopmamızı zorlaştırır.
“Adam, sen de şairsin, değil mi ?” “Hayır. Sadece güneşimin önemli olduğunu senden önce farkettim, hepsi bu.” “Ya benimki?” “Senin güneşin hüzünlü Zeze. Yağmur yerine gözyaşlarıyla kuşatılmış bir güneş. Sahip olduğu gücü, yeteneklerini henüz kavrayamamış bir güneş. Senin bütün anlarını henüz güzelleştirememiş bir güneş. Küçük, biraz mızmız bir güneş.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.