Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve Kudüs'ü terkettiğin o ikindi Birinci Cihan Harbi günü vakti Kan sızdırıyor Kaburga Kemikleri Karlı dağlardan indirdiğin Atların Bir evde perdeyi indiriyor bir kadın Mahşerin perdesini kıyametin perdesini Ağlıyor yere inen saçları Göğü yırtan kefen beyazı elleri..
ve kudüs şehri. gökte yapılıp yere indirilen şehir. tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri. altında bir krater saklayan şehir. kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi. ne diyor ne diyor kudüs bana şimdi hani şam'dan bir şamdan getirecektin dikecektin süleyman peygamberin kabrine ruhları aydınlatan bir lâmba ifriti döndürecek insana: söndürecek
alınyazısı saati
Reklam
Birinci Cihan Harbi'ne Osmanlıların neden "Seferberlik" dediklerini anlamak kabil değildir. Bu herhalde orduya asker vermeyen İstanbul'dan ilk defa bol bol kurban istediği için olmalı.
Sayfa 155
İlgimizi çeken iki müstakil sancak daha var. İstanbul ile Kastamonu vilayetleri arasındaki küçük İzmit sancağı. Adapazarı, Geyve, Taraklı ve Akhisar (Pamukova) bu sancağa bağlı nahiyeler. Birinci Cihan Harbi'nden hemen sonra İtilaf kuvvetleri İstanbul'u işgal ediyor. Peşinden İzmit'i işgal edip Geyve Boğazı'na yöneliyorlar. Geyve, Taraklı, Akhisar ve Mekece'den toplanan gönüllüler, boğazın geçilmesine müsaade etmiyor. Önce Ali Fuat Paşa, sonra Deli Halit Paşa komutasında direniyorlar. Böylece Yunan işgal kuvvetleri ile İtilaf devletleri orduları birleşememiş oluyor. Diyebiliriz ki İngilizlerin isteyip de giremediği tek yer bu bölgedir. Buranın niçin müstakil sancak olarak yapılandırıldığının hikmetini bu vesileyle anlamış bulunuyoruz. Anadolu'nun batıdaki kapısı.
Broken Hill olayı, aslında birinci dünya savaşını ortadoğudaki en büyük muhatabı olan Osmanlı devletini, dolayısıyla türkleri, Avustralya topraklarına kadar girip kan döken barbarlar tanıtarak, Avustralyalıların savaşa gitmesini sağlamak için kurgulanmış bir Avustralya "11 Eylül"üydü.
Sayfa 105 - Ekrem SaltıkKitabı okudu
Kut'ül Amare Zaferimizin 108. Yılı Kutlu Olsun!
Kut'ül Amare Zaferimizin 108'inci Yıl Dönümü Kutlu Olsun! 🇹🇷 Halil Kut Paşa, Kâzım Karabekir Paşa ve tüm kurmay kadrosu başta olmak üzere, cümle şehitlerimizin ve gazilerimizin asil ve aziz ruhları şad olsun! 🇹🇷🌹 İşte Halil Kut Paşa'nın zafer sonrası yaptığı ve aynı zamanda tarihe geçecek olan o efsane konuşması ❣️: "Arslanlar!.. Bugün Türklere şerefü şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müsemmes semasında şühedamızın ruhlan şadü handan pervaz ederken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Bize ikiyüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab Allah'a hamdü şükür eylerim. Allah'ın azametine bakınız ki, binbeşyüz senelik İngiliz Devleti'nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale'de, ikinci vakayı burada görüyoruz. Bugüne KUT BAYRAMI namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize yasinler, tebarekeler, fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayah ulviyatta, semevatta kızıl kanlarla uçuşurken, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcü olsunlar." Mirliva (Tuğgeneral) Halil - Altıncı Ordu Komutanı / 29 Nisan 1916, Bağdat -
Halil Kut Paşa
Halil Kut Paşa
-
Kazım Karabekir
Kazım Karabekir
Reklam
Türkiye’de egemen tarih anlayışı, Kurtuluş Savaşı’nı esas olarak bir “Toprak ve Sınır Savaşı” olarak ele alır. Bu bakışı kabaca şöyle özetleyebiliriz: “1918-1923 arasında yaşananlar, Birinci Cihan Harbi sonunda, elinde kalan son toprak parçasını korumak isteyen Türkler ile bu topraklan aralarında paylaşmak isteyen diğer uluslar arasındaki bir savaştı. Biz Türkler, esas olarak, 1918 Mondros silah bırakışması antlaşmasıyla belirlenmiş, daha sonra “Misak-ı Millî” olarak ilan ettiğimiz topraklan ve sınırlan korumak istedik. Buna karşı, Ermeni, Yunan, Kürt gibi diğer uluslar ise, özellikle İngilizlerin desteğiyle, kendi ulusal devletlerini kurmak ve Anadolu’yu, İngiliz, Fransız ve İtalyanlarla anlaşarak aralarında paylaşmak istediler.” Bu bakış açısıyla ele alınan tarih anlayışını sembolize eden iki önemli antlaşma Sevr ve Lozan’dır.
Sayfa 51
Kütü'l Âmmare Zaferi Bildirisi
Arslanlar; 29 nisan 1916 1- Bugün Türklere şeref ü şan, Ingilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında şühedamızın ruhları şad ü handan pervaz eder- ken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. 2- Bize iki yüz seneden beri tarihimizde okun- mayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allaha hamd ü şükür
Türkiye dışındaki bütün Müslüman ülkeler (ahalisi Müslüman, ama yönetimi İslâmî olmayan) ya XIX. yüzyılda doğrudan sömürgeleştirilmiş veya Birinci Cihan Harbi sonunda galiplerin işgal ettiği Osmanlı toprakları üzerinde sömürgeciler tarafından organize edilmiş ülkelerdir.
Türk cemiyetinin millî ve tarihî ahlâk ve ismetini bozmak için, bu cemiyet içinde ayrı bir zümre türetmek istiyen ve buna muvaffak olan düşman tesirler, altı kademe üzerinde hareket etmişlerdir: 1839 Tanzimat, 1908 Meşrutiyet, 1914 Birinci Cihan Harbi, 1918 Birinci Cihan Harbi Mütarekesi, 1923 Cumhuriyet, 1939 İkinci Cihan Harbi... Bütün bunların hepsi de bir asra sığmıştır. Zira birkaç asırlık inhitat tarihimizin düşmanlarca hasad mevsimi tam bir asırlıktır.
Sayfa 106Kitabı okudu
590 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.