Aslında kitap ,'zaten bildiğimiz konular' dediğimiz , gelişim ve var olmanın kırmızı çizgileri sayabileceğimiz sınırlardan bahsediyor . Ancak sanki ne kadar biliyoruz desek de her gün yenilemek gerekiyor bu sınır meselesini . Her gün düzenlemek ve hatırlamak ... Çünkü; öğrendik tamam ,haydi rafa kaldıralım yıllarca tozlandıralım , düşüncesiyle öğreniyoruz bazı şeyleri ,belki de mış gibi öğreniyoruz . Tamam sınır önemli , diyoruz. Ama kitap bitip alıntılar yapıldıktan sonra ruha tesir etmediyse , sadece okuyoruz. Okumuş olmak için okuyoruz malesef. Evet kişisel gelişimin belki ilk basamağı sınırlar. Ama yeniden üzerine çalışılması gereken sık sık kontrol edilmesi gereken bir mekanizma aynı zamanda. Çünkü bir gün önceki biz artık yok , sınırlar değişebilir , eleştiriler yargılamalar değişebilir öyleyse her bir hadsiz için ayrı bir sınır gerekir. Bazen rafa kaldırıp öğrendik dediğimiz şeyleri dönüp bir daha okumak , 'basit en iyidir' veya 'klişeler hayat kurtarır' cümlelerini bir kez daha anlamlandırmak gerekir. Hem İlk basamak son basamağın varlığına sebeptir.
**
İçerikte ise bizi danışanların hikayeleri karşılıyor . Buhranları , sınır tanımaz insanlarla mücadeleleri . Evladını uzvu gibi gören ebeveynler, 'kötü insan olmamak' inancı yüzünden 'hayır' diyemeyen insanlar , duygularından -sanki kendi yüklediği anlamlar yüzünden ortaya çıkmıyormuş gibi- başkalarının sorumlu olduğunu zannedenler ... Kitapta bu tarz vakalara, his ve sınırlara nasıl yaklaşılması ile ilgili tavsiyelere yer verilmiş .Kitaplıkta olmalı , ara ara bakılmalı.