Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bu konuya girmeden önce bize anlatmak istediğin başka bir şey yok mu?" "Şey, bu neyin anlatılmasına değer verdiğine göre değişir." "Bence rutin hayatın dışında olan her şey anlatılmaya değerdir."
Sayfa 250Kitabı okudu
Kırk kere söyledim bir daha söylerim Savaşta ve barışta, karada ve denizde, Düşkünlükte ve esenlikte Zamanımız apayrı bize göre Yanyana olduk mu elele Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
Senfoni
Reklam
"Aşk sürekli değil, sürekli olan evliliktir."
Sayfa 15
Uygarlık tarihi, doğanın giderek daha fazla insan deneyimlerinden koparıldığını göstermektedir ve bunun bir yansıması da yiyecek seçeneklerindeki azalmadır. Rooney'e göre, tarih öncesi insanlar 1500'ü aşkın yabani bitki türü ile beslenirken, Wenke bize şunu hatırlatır; "Tüm uygarlıklar, yalnızca altı bitki türünden biri veya birkaçıyla beslenmiştir; bunlar buğday, arpa, darı, pirinç, mısır ve patatestir."
Sayfa 124
İnsanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına,hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarını yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en büyük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek,bütün insanların iyiliğine çalışmak...
Zaten ben de sana bu normalin anormalliğini anlatmaya çalışıyorum.Beynin çalışma prensibine göre;beden yatay pozisyona geçince bizler hemen uyku hormonlarını gönderip seni uyuturuz.Bu emir bize tüm kainatın hakimi olan 'Mutlak bilinç' tarafından geri dönüşü imkansız şekilde verilmişti.Dolayısıyla annen yada bir başkası seni ayağında sallamaya başlayınca biz seni uyutuyorduk.Çoğunlukla uyumamak için ağlıyordun;çünkü sana istemediğin bir şey yaptırılıyordu.Onlar her seferinde uyuman gerektiği için ağladığını zannediyorlardı ve belli bir zaman sonra uyuyordun.Anneler de haklı oldukları konusunda emin oluyorlardı.Sallanınca bir serseme dönüştüğün için uyuduğunu bilmiyorlardı...
Sayfa 124Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.