Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
Reklam
218 syf.
10/10 puan verdi
Elhamdülillah ki öyle güzel bir dine sahibiz ve bunun için ne kadar şükretsek azdır. Rabbimin katında insan ne kadar da kıymetli. Bizi koruyup gözeten ve asla kendi halimize bırakmayan Allah cc. Kitapta yazar; Yediklerimizin akıl ve beden sağlığına nasıl etkisi var muazzam detaylarıyla bize sunuyor. Helal ve haram gıdanın önemine vurgu yapılıyor. İslam hukukunda helal gıdaya yönelik genel kurallar ile fıkhî açıdan hayvansal ve bitkisel gıdalar, içecekler, katkı maddeleri ve genetiği değiştirilmiş organizmaları ele almakla birlikte zararlı gıdaların; İnsana, sağlığa, doğaya etkisi ve etik boyutlarda zarar ve faydalarına işaret etmiş. Örneğin şu tatlandırıcılar, insan sağlığında telafisi olmayan hasarlara neden olabiliyor. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, böbrek veya doku hastalıklarına sebebiyet verıyor. Farkında mısınız bilmem ama Türkiye hastalık boyutunda diğer ülkelere göre ön sırada. Ne yiyip ne içtiğimizi bilmezsek korkarım ki hem ahlaki hem de bedenen çökeceğiz bu bağlamda bilinçlenmek adına kitabı okumanızı tavsiye ederim her ne kadar kitabın dili akademik olsada oldukça akıcı merak uyandırıcıydı.
İslam'da Helal Gıda ve İnsan Sağlığı
İslam'da Helal Gıda ve İnsan Sağlığıİsmail Sert · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 20241 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Yusuf Suresinin tefsiriyle hayatımıza ışık tutan bir kitaptı. Metot açısından Tefsir kitaplarından farklı bir eser. Yazar özünde Yusuf suresini açıklasa da aralarda güncel hayata atıf yapılması çok hoş bir detaydı. Hepimizin görevi hayatımızı Kuran’a göre şekillendirmekken, bizler sadece okuyup geçmekle yetiniyoruz. Aslında yapılması gereken hayatı vahye göre okumak ve yaşamak. Yazarımız bu farkındalığı Yusuf Suresiyle okurlarına sunmak istemiş. Bizede bundan sonra tefsir okurken Allah burada, bu olayla bize ne demek istiyor, bunu kendi hayatımda nasıl uygulayabilirim diye düşünmek düşüyor. Rabbim öğrendiklerimizle amel etmeyi nasip etsin inşallah. #hayatıvahyegöreokumak #vahiy #kuran #yusufsuresi #hzyusuf #zuleyha #kitap #peygamber #akış #hzyakup #okudumbitti
Hayatı Vahye Göre Okumak
Hayatı Vahye Göre Okumakİbrahim Öztürk · Serendip Yayınları · 202060 okunma
"Hayatta olmak demek iniş çıkışlar yaşamak, dengesizlikler içinde denge bulmak demektir. Her şeyi dengeli bir hayat bize göre değildir ve ölümle eş değerdir."
516 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Marquis De Sade, kimine göre deli, kimine göre dahi; kimine göre sapık, kimine göre gerçekçi, ama bence en çok bir filozof. Tıpkı diğer filozoflar gibi bir öncü. Bir fark yaratmanın bedelini de ödemiş elbette. Kapatılarak. Her türlü haneye konuk olmuş. Konuklukları bir ölümle sonuçlanmama sebebi elbette zengin nüfuslu aristokrat bir aileye mensup
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)Marquis de Sade · İthaki Yayınları · 202312 okunma
Reklam
122 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
DÖRT ANLAŞMA- DON MİGUEL RUİZ
KENDİNİZLE GÜNCELLEYİN! Genellikle bilinç düzeyi yüksek fertler olarak, yaşam kalitemizi arttırmak ve milyarlarca yıllık evrendeki kısacık ömrümüzde daha verimli bir zaman geçirmek için kişisel gelişimimize önem veriyoruz. Bize günlük hayatımızda faydası olabilecek, olay ve olgulara daha mantıklı tepkiler verebilmemizi sağlayacak düşünce, inanç,
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Su ile toprağın bileşimi hamuru verir. Hamur bize, biçimin bertaraf edildiği, silindiği, çözüldüğü, gerçek an­lamda içsel maddeciliğin şeması gibi görünür. Yani hamur, sez­gimizi biçim kaygısından kurtardığına göre, maddeciliğin so­runlarını temel biçimleriyle ortaya koyar. Bu durumda, biçim sorunu ikincil nitelikli kalır. Hamur maddenin bir ilk deneyimi­ni verir.
Sayfa 120
... Zamanı tersine çevrilmez ve bükülmez bir çizgi olarak görürüz. Her şeyin şimdiden geleceğe, bilinenden bilinmeyene doğru son sürat yol aldığını düşünürüz. Mantıklı ve ilericiyizdir. Bu kültürün temel dini geleneklerinden en azından biri ölülerimizi bizden alır, gitmiş addeder ve Tanrı'ya, kayıp ve yok olanlara, bir daha hiç var olmayacaklara emanet eder. Bir şey, bir hayal, bir insan gitti mi, yapacak bir şey kalmaz. Geçmiş zamanın sessiz, acımasız bir edlgenlik yaratması boşuna değildir - aynısı bizim için de geçerlidir. Bir dilbilgisi bilmecesini cevaplamaya çalışırken teolojimiz tarafından köşeye sıkıştırılırız ve tek çözüm kaybederek edilgenlik hissine ulaşmakmış gibi görünür. Gitmişlik: Olmuş olabilecek veya olmuş, ikisi de şimdi bize göre kayıp, geçmiş tarafından sahiplenilmiş. "Geçen ay annemi kaybettim," der insanlar.
Teist ontolojiye göre varlığın merkezinde her şeyi yaratan, her şeyi bilen Allah vardır ve insan da Allah sayesinde vardır; bu ontoloji Allah'a atıfla ahlakın temel kavramları olan "iyi-kötu’ye çıkarlar ve tutkular üstü değerler konumunda olması için rasyonel temeli rahatça sunabilir. Diğer yandan ateist ontolojiye göre her şey bilinçsiz, ahlak konusunda umursamaz olan maddenin doğa yasaları ve tesadüfler çerçevesindeki hareketlerinden oluşmuştur; bu ontolojiye göre bir şeye "iyi-kötü” gibi atıflarda bulunmak sadece biyolojimizin bize oynadığı bir oyundur, bizim biyolojik yapımızdan bağımsız "iyi-kötü” diye evrensel, herkes için geçerli bir kriterin rasyonel temeli yoktur.
Reklam
"Utan Sully!" diye serzenişte bulundu Jonathan. " Aptallık etme! Biz ne yapmaya çalışıyoruz? Eğer dostluğumuz zaman ve mekan gibi şeylere bağlıysa, sonunda zaman ve mekanı yendiğimizde, kendi dostluğumuzu da yıkmış oluruz! Ama mekanı yendiğimizde, geriye yalnızca burası kalır. Zamanı yendiğimizde, bize kalan yalnızca şimdi'dir. Burayı ve şimdiyi paylaşacağımıza göre, nasıl düşünemezsin sık sık birlikte olacağımızı?"
Ekmek Kathe Kollwitz’in en etkileyici resimlerinden ilki, “Ekmek” taş baskısıdır. Resimde iki tane küçük çocuğu olan sırtı bize dönük bir kadın görmekteyiz. Çocuklar annelerinin eteğini çekiştirmekteler. Muhtemelen açlar ve annelerinden bir şey bekliyorlar. Bize göre soldaki çocuk, annesinin yüzüne çaresizce bakarken yine bize göre sağdaki çocuk, annesinin sağ elinden bir şeyler yemekte. Sonuç itibariyle, burada bir çocuğuna gizlice yemek verirken diğer çocuğuna yemek veremeyen bir annenin çaresizliğini görmekteyiz. İnsanı yüreğinden yakalayabilecek kadar sade ve çarpıcı bir resim. Sırtı dönük insana duyulan merhamet duygusu ise, resme bakanı ilk dakikadan içine çekiyor. Alıntı
Carpe Diem
"Her şey her zaman, içinde olduğumuz anda gerçekleşir, başka bir an veya başka bir fırsat yoktur. İnsanlar, geçmişi ve geleceği sürekli düşünerek yaşamın özü olan şimdiyi kaçırır- lar ve bunun farkına bile varmadan ölüm anında pişmanlık- larla çekip giderler. Änı kaçırmak aslında hayatı ıskalamak demektir. Ne kadar enteresan; bize verilen en
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bedrettin Şimşek’ten sadece Yahuda İncili ile kıyaslanabilecek eşsiz bir edebiyat arkeolojisi örneği! Dünyanın en eski hikâyesine farklı, ironik bir bakış! Gnostiklerin metaforlarla bezeli stilize üslubunu yeniden yaratan, imge zenginliğini ekonomik bir dille sunan, sadece derin anlamları olmakla kalmayan, aynı zamanda eğlenceli de olabilen ve şeytanın gizli yaşamını bize hicivli bir üslupla anlatan bir roman. Adem ve Havva’nın hikâyesi bugüne dek değişik yazarlarca sayısız kez anlatıldı. Hepsi kutsal kitaplarda söylenenlerin bir tekrarı gibiydi. Ama bu kez roller değişiyor, hep suçlanan ama kendisini savunmasına hiç izin verilmeyen şeytan bu eserle işin aslını kendi gözünden bize anlatıyor, Tanrı’ya karşı çıkarak “Hayır, bu öyle olmadı, böyle oldu” deme cesaretini gösteriyor. Böylece Tanrı’nın neden yasak koyduğu, bu yasağın neden çiğnendiği ilk kez açıkça ortaya çıkarken, kutsal kitapların, peygamberlerin yanıtsız bıraktığı soruları şeytan bize kendisi yanıtlıyor.
Şeytana Göre Âdem ve Havva'nın Cennetten Kovulması
Şeytana Göre Âdem ve Havva'nın Cennetten KovulmasıBedrettin Şimşek · İkinci Adam Yayınları · 20240 okunma
" Bir Fikir ve Bir Münakaşa "
Ciddi görünmek için soluk bir lisanla konuşmanın elzem olduğunu zannetmek, kibirliliğin başlıca alametlerinden biri ve belki de birincisidir.
Sayfa 60 - Can YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.