Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ölümümüzle ve öldürdüklerimizle ... Ne yapalım, elimizden başka bir şey gelmedi ... Anlamıyor musun Nevzat, bütün bunlar bizim çaresizliğimiz ... Bütün bunlar bir ibret ... Bütün bunlar bizden İstanbul’a bir hatıra... Hiçbir şey yapmadan ,öyle sessizce çekip gitmeyi ,sadece nefes alarak yaşamayı kendimize yediremedik .Ne yapalım , başka çaremiz yoktu işte . Ne yapalım kendi kanımızı sunduk İstanbul’a hatıra diye...”
"Rum kayseri, icraatlarını ve durumunu gözlemlemek üzere Ömer b. el-Hattâb'a bir elçi göndermişti. Elçi Medine'ye girince halka 'kralınız nerede?' diye sordu. Halk şöyle cevap verdi: Bizim kralımız yok, bizim emirimiz var."
Reklam
Tanrılara kurban vermeyi ve rahipleri onurlandırmayı reddetmek aslında kimseyi öldürmez, ama ekoloji konusunda cahil olmak ve biyolojiyi hor görmek, tüm insan türü için en trajik geleceği hazırlamaktadır. Bizim dinlerimiz vebadır ve onları destekleyen iktidarlar, zehirleyici fesat çeteleridir, bizim tinselliğimiz zihinsel yetilerin mastürbasyonundan başka bir şey değildir, artık bütün güç ve kaynaklarımıza ihtiyacımız var, dünyayı yeniden düşünmek istiyorsak, hayatın ve ölümün tek hakiminin insan olduğu bir dünya düşünmek istiyorsak başka çaremiz yok; tek hakimi, diyorum, beni iyi dinleyin, çünkü metafizik aldatmaca son soluğunu verdi artık, kendi güçsüzlüğümüzün ardına sığınamayız.
İstanbul'a bakıyorduk denizden. Bizim İstanbulumuza, çalınmış hayallerin şehrine... Talan edilen anıların başkentine... Yağmalanmış mutlulukların payitahtına... Kırılmış umutların kalesine... Kederlerin kraliçesine... Zorbalığın ele geçirdiği güzelliğe... Sinsiliğin bayrak diktiği zarafete... Açgözlülüğün işgal ettiği berekete... Kendi kanımızı sunmaktan başka çaremiz kalmayan şehrimize; sokağımıza, bahçemize, evimize, mezarımıza...
Sayfa 621 - YKYKitabı okudu
SÜPÜRGE SESİ
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var. Gözlerim kanatlanıp dağı
864 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.