Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tıpkı şimdi bizler gibi bir- birine yabancı olan iki insan, aralarındaki duvarı bir- den yıkar, kendilerini, birbirlerine çok yakım, duyar, tek bir kişi gibi hissederlerse, o an, yaşamın en heye- canlı en başdöndürücü anıdır. Bu an, sevgisiz, kopuk soyutlanmış bir kişi için çok daha harikulade, çok da- ha mucizevidir. Bu mucizevi, anî yakınlaşma, cinsel çekicilik ve birleşmeyle başlar, ya da birlikte oluşur- sa gerçekleşmesi çok daha kolaylaşır. Ne var ki salt bu yapılarından dolayı, bu tür sevgiler bitimsiz değil- lerdir. İki insan birbirlerini daha iyi tanıdıkça yakın- laşmalarındaki o mucizevi nitelik, düş kırıklıkları, çe- lişkiler, bıkkınlıklarla ilk heyecanlarından arta kalan ne varsa tümünü silip süpürürken kendisi de yavaş ya- vaş yiter. Başlangıçta bunun farkına varmazlar. As- lında birbirleri için o yanıp tutuşmalar, deli divane ol- malar, daha önceki yalnızlıklarının derecesini göste- ren bir kanıtken, sevgilerinin şiddetinin ölçüsüymüş gibi kabul ederler.
Sayfa 14
"-Senin aşkın bir mıknatıs, bizler ise demir tozlarıyız. Bizi kendine sen çekiyorsun."
Sayfa 126 - Hz. Mevlana
Reklam
"duyu tapıncı genelde ve haklı olarak kötülenmiştir, bize kendimizden daha güçlüymüş gibi görünen, bizler kadar yüksek örgütlü olmayan varlık biçimleri ile paylaştığımızı fark ettiğimiz tutumlardan ve duyumlardan içgüdüsel olarak korkmuşuzdur. bile isteye, delicesine reddetmeler, en korkunç şekilde kendi kendine eziyetler, kendini inkârlar... bütün bunların kökeninde korku yatıyordu, sonuçta varılan nokta ise insanların bilgisizliklerinden dolayı kaçmaya çalıştığı hayali bir düzeysizleşmeden, daha korkunç bir şekilde düzeysizleşmesi, o olağanüstü ince alayıyla Doğa'nın o münzeviyi, çölün yaban hayvanlarıyla birlikte sürü halinde yaşaması için çöle sürmesi, keşişe can yoldaşı olarak tarladaki hayvanları armağan etmesi."
Bizim evlerimizde tv başköşede. Bir evin başköşesinde tv olursa evden zikir, tesbih ve tahmid gider. Bizler dizilere, programlara kapıldık. Dizilerdeki erkek-bayan ile eşlerimizi kıyasladık. Hayal ürünü olan hadiseleri eşlerimizden bekledik. Zikir olmayan evlerde huzur nasıl olur ki? Kalpler Allah’ın zikriyle huzur buluyor, evler neden huzur bulmasın ki! Onların evinde zikir hiç eksik olmazdı. Bizlerin evinde dünyalık ne kadar çok ise, zikir onlarda o kadar çoktu.
Geçtiğimiz günlerde peşaverde Mücahitler arasında çok eşlilik bir tartışma konusu oldu ve aklıma rapordaki "Fıkhi anlaşmazlıklarla Müslümanların zihinlerini meşgul edeceğiz" maddesi geldi. Bizler bir İslam devletinde olmadığımız için bu meseleleri hararetli biçimde tartışmaya asla lüzum yoktur.
İnsanların neler yapacağı ya da yapmayacağı önceden bilinmez, beklemek gerekir, zamana zaman tanımak gerekir, zaman hükmeder, zaman, kumar masasında karşımızda oturan oyuncudur ve oyunun bütün kartları onun elindedir, bizler ancak hayatımızı verirsek bir şey elde edebiliriz, kendi hayatımızı.
Sayfa 322Kitabı okudu
Reklam
bizler kendilerini gizleyen, birbirleriyle tehlikeli oyunlar oynayan ve bunun adına toplum diyen bir grup sahtekarız.
Eşitlik<Zaman<Adalet
Eşitliği bilirim de adalet; zaman kavramından bir tık daha uzak, anlaşılamaz, tarifsiz ve buna mukabil kontrol edilemez geliyor. An adalete tabii, adalet zaman kavramını sarıp sarmalıyor da diyebilirim. Zaman kavramından bağımsızlaşamayan bizler için adaletin tecellisini kendinde görmek her ne kadar bir ilizyonsa, bir başkasından ya da kurumdan beklemek de bir o kadar masum bir aptallık oluyor. "İsyanın kime dostum? Hiç kimse o kadar aziz olamayacak" diyerek affettim..
Kına gecesi :
Kına gecesinde gelin hanım ile birlikte hanımlar bir yerde toplanırlar ve gelin hanımın eline kına yakılır. İçeride erkek olmaz, belki de harem selamlığın uygulandığı tek yerdir. Demek ki, isteyince olabiliyor. Kına gecesinde, erkekler yok diye bu eğlence esnasında bayanlar rahat tavırlar sergiliyorlar, “nasıl olsa erkek yok, hepsi bayan” evet ama o esnada çekilen resimler daha kına gecesi bitmeden sosyal medyada paylaşınca binlerce erkeğin izlediği bir kına gecesi oluyor. Her konuda dikkatli olan bizler, iş mahremiyete gelince ne yazık ki bu kadar dikkatli olamıyoruz.
Bizler, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kızının nikâhını örnek almayacağız da, kimin nikâhını örnek alacağız. Çok tanınmış birinin kızının nikâhını mı örnek alacağız? En çok Allah ve Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i sevdiğimizi iddia edip; Allah’ın ve Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in emrine uymayan bir nikâh nasıl olabilir? Bir Müslüman olarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kızının nikâhını örnek almak istiyorsak -ki bize yakışan budur- nikâh konusunda da örnek almalıyız.
Reklam
Hayat bir sahne bizler ise birer oyuncu ama gerçek olan sadece sahne yüzler maskelenmiş insanlar takma yüzleriyle duygu yaşar
Gökyüzüne Hasret çeken Bizler çayırlara yalnızca kuş kanadında uçmak zorunda kalmazdık belki.
Abdullah Galip Bergusi'nin Türkiye için söyledikleri:
"Bizler Filistinliler olarak Türkiye halkını samimiyet, sevgi ve saygıdeğer özellikleriyle tanıyoruz. Bu kararlı mücadele de, yani Filistin'in özgürleşmesi davasında bizim yanımızda sadece siz duruyorsunuz."
Ne güzel söylemiş şair; gülmeyi çocuklar icat etti, bizler tüketiyoruz.
Çocuklar bilgisayar ekranına bakarken, büyükler de televizyon ekranlarına kilitlenmiş durumda. İnsanlar gülmeyi unutmadılar çok şükür; ama güldüklerinde, çoğu zaman ekrandakilere gülüyorlar. Oysa onlar, birbirlerinin yüzüne bakmak, birbirlerinin yüzündekini okumak ve birbirlerine gülmek için yaratılmışlardı.
“Bazıları el altından Tanrı’nın yerine geçtiler,her şeyi sahiplendiler,bize karşı kullanıyorlar.Unutma anacığım,Tanrı insanı kendine benzer olarak yarattı,yani insan ona benzerse,o da insana benzer.Oysa bizler ona değil,vahşi hayvanlara benziyoruz.Kilisede korkunç bir şey gösteriyorlar bize…Tanrı’yı değiştirmeliyiz ana,kötülüklerden arındırmalıyız onu.Ruhumuzu öldürmek için Tanrı’yı yalanlara,iftiralara bürümüşüz,ruhumuzu öldürmek için onun yüzünü çirkinleştirmişiz.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.